Ozon tedavi yöntemi, alternatif ve tamamlayıcı tıp uygulamaları arasında her geçen gün giderek ilgi görüyor. Birçok hasta destekleyici tedavi yöntemi olarak ozon tedavisini tercih ediyor. Halsizlik, yorgunluk şikayetleri, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, şeker, tansiyon, alerji olmak üzere 400 küsur hastalığın tedavisinde destekleyici yöntem olarak kullanılan ozon tedavisinin birden fazla yöntemi olduğu bilinmektedir. Bu destekleyici tedavi yönteminin klinik ortamlarda sistemik ve lokal olarak uygulanıyor. Vücudun iyileşme mekanizmasını aktive etmeye yardımcı olman ozan tedavisi, birçok hastanın son zamanlarda en çok tercih ettiği alternatif tıp yöntemi olarak merak konusu oldu.
MS HASTASINDAN OLUMLU DÖNÜŞ
Tamamlayıcı Tıp Polikliniği Doktoru Selçuk Karadayı, MS hastalarında ozon tedavisinin çok denenmediğini, tedaviyi uyguladıklarını MS hastasının son tedavisinden sonra olumlu dönüş aldığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“Ozon tedavisi aslında oksijenin 3 moleküllerle kandaki oksijen miktarını yüzde 100’e çıkartarak bir hareket görüyor. Ozon tedavisinin 8-10 tane yöntemi vardır. En etkili yöntem bizim majör terapi dediğimiz, vücuttan kanın alınıp kanın torbanın içerisinde ozonla karıştırılıp tekrardan vücuda geri verilmesidir. Bunun haricinde yine minor terapi vardır. Bunun yanı sıra vajinal uygulamalar, rektal uygulamalar, kulak içi uygulamalar, eklem içi uygulamalar gibi birçok çeşidi vardır. Ozon çok detaylı, çok daha kompleks bir üründür.
Bizim karşılaştığımız ya da talepler halsizlik, yorgunluk şikayetleri, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, şeker, tansiyon, hastalık, alerji başta olmak üzere 400 küsur tane hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Bu saydıklarım haricinde bana gelen bir MS hastamız vardı. MS hastalarında çok fazla denenmiş bir yöntem değil ama hastanın en son tedaviden gittikten sonra MS hastalarına bu tedaviyi önerin şeklinde bir geri dönüşü vardı. Bu da tabii bizleri mutlu etti.”
“2 HAFTADA BİR HATIRLATMA DOZLARIMIZ VAR”
Karadayı, ozon tedavisi alan şeker hastalarının ilk aşamalarda gelirse daha iyi sonuçlar alındığı belirterek, “Ozon dediğimiz şey aslında biraz zararlı bir gaz, aslında ilaçlarla mantığında dozaj meselesi vardır. Belli dozları belli ölçüde vererek bunun faydasına dönüşüyor. Bu ozon bir miktar ilk önce zarar göstererek, çok düşük dozlarda küçük zararlarla bağışıklık sistemin güçlenmesini sağlıyor.
Şeker hastalarını özellikle diyabetik ayaklarda falan da torbalama şeklinde ozon kullanıyoruz. Burada bununla da güzel geri dönüşlerimiz var. İlk aşamada gelirse çok daha iyi sonuçlar alıyoruz. Tabi gecikmiş şeylerde çok aşırı derecede şey yapma imkanı olmuyor. Çünkü oralarda kan dolaşımları falan çok iyi olmuyor. Uygulamada haftada 3 gün şeklinde uygulanıyor. Çok düşük dozlardan başlayıp yavaş yavaş yükseltiyoruz. Her geldiğinde hastadan 150 cc kadar kan alınıyor. Kan ozonla karıştırılıp tekrardan vücudunda geri veriliyor. Toplamda 15-20 dakika kadar bir süre burada bu süre içerisinde yapıyoruz. Bu bittikten sonra da 2 haftada bir hatırlatma dozlarımız var” ifadesine yer verdi.
“KARŞILAŞTIĞIMIZ ÇOK BÜYÜK BİR YAN ETKİ YOK”
Ozon tedavisinin 18 yaştan altı ve 70-75 yaş yukarısına yapılmadığını belirten Tamamlayıcı Tıp Polikliniği Doktoru Selçuk Karadayı, şu ifadelere yer verdi:
“Ozon tedavisine başlamadan önce hastalara kan tahlili yapıyoruz. Bu kan tahlilinde bir problem çıkarsa biz bunu yapmıyoruz. Mesela çok ciddi kanama problemi olan kişiler, hepatit hastalığı, glikoz altı fosfat eksikliği olanlar, hipertroidiler de bunları yapamıyoruz. Gebelere, emzirenlere, eğer 12 ay falan geçmişse yapabiliyoruz ama çok fazla tercih etmiyoruz. Onun haricinde çok ileri yaş ve düşük yaşlara, yine 18'den aşağısı ya da 70-75'ten yukarısına yapmıyoruz. Hastaların en büyük sorunu, girişimsel bir yöntem olduğu için ve hemşire bazlı olduğu için damar yolu açılırken damarlarda kanama ya da bazı insanların damar yolu açtırmakla ilgili sıkıntılar olabiliyor. Onun haricinde karşılaştığımız çok büyük bir yan etkimiz yok.
KAN SULANDIRICI KULLANANLAR UZAK DURMALI
Burada çok ciddi bir hasta potansiyeliyle çalıştığımız için bunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Tedavinin etkisi kişi bazlı olarak değişkenlik gösterir. Mesela bir hastanın genel durumu iyiyse, hasta %90 seviyelerindeyse ve yüzde 92-93'e çıktığını hasta çok fazla anlayamıyor. 8-10 seans ya da tamamı da olsa hasta bunu hissetme oranı çok düşük oluyor. Ama genel durumu kötü ve yüzde 10'larda yüzde 20'lerde hasta geldiği zaman ilk tedaviden itibaren çok güzel geri dönüşler olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden bir tık daha hasta veya hastalık bazlı olarak değişiyor. Ozon tedavisi başka tedaviler devam ederken de kullanılabiliyor. Çok ciddi kan sulandırıcı kullananlar dışında her türlü hastalara yapıyoruz.”