Antalya balıkçı Barınağı’na 2024 yılında usulsüzlük ve rüşvet iddialarıyla atanan kayyum yönetimi, kooperatif yöneticilerinin beraat etmesine ve iddianame dosyasının delil yetersizliğinden kapanmasına rağmen görevde kalmaya devam ediyor. Kayyum ataması yapıldıktan sonra bazı imtiyazlı kişiler hariç birçok kişinin sözleşmesi yapılmayıp ve balıkçı tekneleri hariç kara bakımına çıkmasına izin verilmemişti.

Tartışmaların odağında olana Antalya Balıkçı Barınağında yeni gelişmeler yaşandı. Edinilen bilgiye göre kayyum yönetimi WhatsApp üzerinden tekne sahiplerine masaj atarak tüm sözleşmelerin sona ereceği ve barınanın boşaltmasını talep ettiği öğrenildi. Antalya Balıkçı Barınağı’nda 7 metrenin altındaki 80 teknenin zorla karaya çekilme talimatı verilerek, sahiplerinin işgalci konumuna düşürüleceği bildirildi. Süreci yargıya taşıyan Avukat Volkan Yavuzlar, kayyumun yazılı bir bildirimde bulunmadığını, fiziken uygulanması mümkün olmayan bu kararın ciddi mağduriyet yaratacağını dile getirdi. Av. Yavuzlar, mevzuat gereği tahliye işlemi için idarenin açık kararının şart olduğunu, aksi hâlde uygulamanın hukuka aykırı olacağını vurguladı.

Balıkçı Barınağı (7)

YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE BERAAT

Daha önce kira sözleşmelerinin feshedildiğini, tahliye ettirilmeye çalışıldığını ve konuyu yargıya taşıdıklarını aktaran Av. Yavuzlar, “Bu karara karşı dava açtık. Kiracının tespiti davasında tedbir kararı alındı. Nihai kararda da kiracılık ilişkisi tescillendi. Sonrasında 15 maddelik bir tembihname yayınladılar. Bu kurallar uygulanmadığı takdirde suç duyurusunda bulunacaklarını söylediler. Dava açıldı ve tüm yönetim kurulu üyeleri beraat etti” dedi.

DELİL YETERSİZLİĞİNDEN DOSYA KAPANDI

“Yakın tarihte ise yeni bir operasyon düzenlendi. Bir dizi suçu bir arada işledikleri iddia edildi” diyen Av. Yavuzlar, “Savcılık iddianame hazırladı. Ancak mahkeme, CMK 170’e göre altı temel unsurun eksik olduğu gerekçesiyle iddianameyi iade etti. Mahkeme şunu söyledi: “Delillerin yok. Genel ifadelerle iddianame sunamazsın.” Normalde savcı eksik unsurları tamamlayarak iddianameyi tekrar sunar. Ancak burada delil yokluğu nedeniyle tekrar sunma şansı da yok. Bu kişilere ait delil temin edilemeyeceği için savcılık itirazı da reddedildi. Ardından savcılık, olağanüstü kanun yolu olan "kanun yararına bozma" yoluna başvurdu. Bu noktada savcı sonuna kadar süreci zorluyor. Ancak hukuken iki ihtimal de savunulamaz durumda. Ya süre geçmiş ya da delil yok. Her iki ihtimalde de beraat sonucu kaçınılmaz” dedi.

TEKNELERE KARAYA ÇIKARTILACAK MI?

Avukat Volkan Yavuzlar, kayyumun yönetimin teknelerin karaya çekilmesi talebinde bulunduğunu söyledi. Av. Yavuzlar, “Bu talep WhatsApp mesajıyla iletilmiş durumda. Ancak hukuki prosedür çok daha farklı ilerleyecek. Biz bu noktada hem idareye hem de kayyuma başvurularımızı yaptık. Bu başvurulardan gelecek yanıtlara göre durumu idari yargıya taşıyacağız. Halihazırda kayyumun talebi şu: 7 metrenin altındaki yaklaşık 80 teknenin karaya çıkarılmasını istiyor. Ayrıca, bu teknelerin karada kalmasına yönelik bir uygulamadan söz ediyor. Şöyle diyor: “Bu tekneler artık karada duracak. Denize indirmek istediğinizde randevu alacaksınız. Randevu sistemiyle teknenizi denize indireceğiz.” Ancak fiziken bunun uygulanması mümkün değil. Çok ciddi mağduriyetlere yol açma ihtimali yüksek. Bu nedenle, idareden yazılı olarak ret ya da kabul cevabı alıp süreci idari yargıya taşımayı planlıyoruz” dedi.

Balikci-1

“HEM ANAYASA’YA HEM DE İLGİLİ MEVZUATA AYKIRI”

Av. Yavuzlar, kayyum yönetimin tekne sahiplerinin mecbur bırakmaya çalıştığını ileri sürerek, konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Kayyum açıkça şu ifadeyi kullanıyor: “Siz 30 Haziran’a kadar teknelerinizi karaya çıkarmazsanız, biz çıkaracağız.” Bu da tekne sahiplerini fiilen mecbur bırakmak anlamına geliyor. Ayrıca bu talepler yazılı olarak bildirilmedi. Şunu da söylüyorlar: “Sözleşmelerinizi yenilemeyeceğiz.” Zaten tüm sözleşmeler 30 Haziran’da sona eriyor. “Sözleşmeniz olmadığı için işgalci duruma düşeceksiniz” deniyor. Bu şekilde mecbur bırakıldığımızı söylüyoruz. Ve yine diyoruz ki ‘ölçüt belirleyemezsiniz’ çünkü bu tanımın mevzuatta bir yeri yok. Hem Anayasa’ya hem de genel mevzuata aykırı.”

Balıkçı Barınağı (1)

30 HAZİRAN'DAN SONRASI BELİRSİZ

30 Haziran’dan sonrası için süreçte belirsizlik olduğunu ifade eden Av. Yavuzlar, “Tekne sahipleri sözleşmesiz kalacak ve dolayısıyla işgalci pozisyonuna düşecekler. Ancak bunları oradan çıkarmak için önce bir ihtarname çekilmesi, ardından da idarenin doğrudan kayyumun değil tahliye kararı alması ve bunun icraya konması gerekiyor. Bu kararı da yargıya taşımayı planlıyoruz. Halihazırda 8-10 tekne sahibiyle birlikte, bu kişilerin isimlerini idareye, il müdürlüğüne ve kayyuma ilettik. Hukuki sürecin merkezinde bu başvurular olacak gibi görünüyor” diye konuştu.

“BU ÇOK NET BİR KOVMA GİRİŞİMİ”

Kayyum yönetimin son girişiminin Antalya Balıkçı Barınağı’nın boşaltma girişimi taşıdığını ileri süren Av. Yavuzlar, “Kayyumun yaklaşımı ise çok net: “Eğer belirlediğimiz süre içinde sistemimize uymayıp teknelerinizi çekmezseniz, biz çekeceğiz.” Hatta başvuru yapanlara ve dava açacaklarını ifade edenlere yönelik “Onları karada da barındırmayacağız” dediği belirtilmiş. Bu çok net bir “kovma” girişimi. Burayı boşaltma çabası var. Kuruluş amacı da sözleşmesi ve iç tüzükleri de tamamen balıkçılığı ve halkın balıkçılığa teşvik edilmesini esas alıyor. Ancak hâlihazırda orada yaklaşık 150 motor yat ve gezinti teknesi var. Fakat biz de orada çok güçlü bir hukuki mücadele veriyoruz” ifadelerini kullanarak sözlerine son verdi.

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ