Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da içeren torba kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndan geçmesine tepkiler sürüyor. 500 ila 1000 yıl arasında yaşayabilen ve ‘Ölmez ağaç’ olarak bilinen milyonlarca zeytin ağacının sökülmesine neden olacak kanunun yasalaşması ile birlikte, İspanya’dan sonra Dünyanın en çok zeytin üreten ikinci ülkesi konumunda ulunan Türkiye’de zeytin ağaçlarının sayısının hızla azalması bekleniyor.
SUYU VE DOĞAYI DA ÖLDÜRÜYORUZ
Meclisten geçen kanun ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurması halinde bile o zaman kadar çok sayıda zeytinliğin elden gitmiş olacağını belirten Tarım Yazarı Gazi Kutlu, “Zeytin sadece bir bitki değil, birçok endemik canlının da yaşam kaynağı. Bu alanlar artık maden sahalarına açıldı. 370 Bin dekar alan tamamı zeytin olmuş olsaydı, maden sahasından daha karlı bir işletmeye sahip olacaktık. Doğa, ağaçlar ve su kirlenmemiş olacaktı. Zeytin ağacı Bin yıl yaşayabilir. 10 yıl boyunca madencilikten kazanç mı elde etmek istiyoruz, Bin yıl yaşayan ağaçtan yararlanmak mı? Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadele ediyoruz. Suyun bu kadar önemli olduğu bir yerde ağaçları, suyu ve doğayı korumak gerekirken, çok riskli bir karar alındı” şeklinde konuştu.
TARIMDA İŞGÜCÜ DAHA DA AZALACAK
Kırsal yaşamın temel geçim kaynaklarından biri olan zeytin ağaçlarının sökülmesi ile kırsaldaki gençlerin şehirlere göç hızının artacağını belirten Gazi Kutlu, “Bir dönem 1 Milyon 200 bin kişi tarım Bağ-Kur’luydu, bu rakam şu anda 400 Bin’e geriledi. Tarım sektöründe çalışan 200 Bin’den fazla kişi vardı şu anda 16 bin kişi kaldı. Gençler ve kadınların köyde kalma nedenlerinden biri daha kayboldu. Zeytincilikle geçinen insanlara, zeytinliklerde açılacak maden ocaklarında maaşlı işçi olma teklifinde bulunulacak. Zeytin ölmez ağaç olarak biliniyor ancak öldürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tarımda yaş ortalaması 60 olmuş ve bu girişimlerle mevcut çalışanlar da kalmayacak” ifadelerini kullandı.
PANDEMİ DÖNEMİNDEN DERS ALINMADI
İklimi korumak gerekirken, tam tersi uygulamalarda bulunulduğuna işaret eden Kutlu, şunları söyledi: “İklim ile ilgili bir yasa var ancak uygulamada yok. Tarım alanlarını korumamız gerekirken, tam tersini yapıyoruz. Pandemi döneminde de gördük ki en önemli sektör gıda. Pandemi döneminde üretimin durmaması için sadece çiftçilerin dışarı çıkmasına izin verilmişti”.
TARIM BAKANI TEPKİ GÖSTERMELİYDİ
Türkiye’nin, İspanya’dan sonra Dünya genelinde zeytin üretiminde ikinci sırada olduğuna işaret eden Kutlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz yıllarda zeytin ağacı dikilmesi konusunda seferberlik ilan edilmişti ve zeytin ağacı sayısında ciddi bir artış olmuştu. Ancak bu kanun ile işler tam tersine dönecek. Tarım ve Orman Bakanı’nın bu kanuna tepki göstermesi gerekiyordu ancak hiç sesi çıkmadı. Önceki dönem bakanların yaptıklarını bir sonraki bakan bozuyor ve kimsenin sesi çıkmıyor.”