Antalya’nın en önemli turizm noktalarından biri olan Kaleiçi, zamanla evrilerek bugün ki şeklini aldı. Sokaklar birçok bar ve clupler ile dolup taştı. Bu durum bazı kesimler tarafından hoş karşılansa da bazı kesimler yanlış olduğunu savunuyor. Özellikle Kaleiçi’nde yaşanan yüksek müziğin sokaklara kadar taşması bu düşüncenin oluşmasına neden oluyor. Yaşanılan bu olayların yıllar boyunca devam etmesi ise 1982 yılından itibaren Kaleiçi’nde esnaflık yapan Mehmet Sağgün’ü canından bezdirmiş durumda. esnaflık yaptığı süre boyunca yaşadığı sıkıntılı yıllara artık teslim olan ve dükkanını satan Mehmet Sağgün, Afrikaya taşınmaya karar verdi.
KALEİÇİ’NİN 43 YILLIK ESNAFI KONUŞTU
43 yıllık esnaf Mehmet Sağgün, verilen hiçbir sözün tutulmadığını söyleyerek, “Ben Kaleiçi’ne 1982 yılında geldim. O yıllarda bana dediler ki Kaleiçi Çingenen Mahallesi orada ne işin var, oraya gidilir mi? Ben de güldüm, ileride dedim, bak burayı göreceksiniz nasıl değerlenecek dedim. 1982'den beri buranın değerlenmesini büyük ümitlerle bekledik. Çok büyük mücadeleler verdim. Vakıf kurduk, dernek kurduk, projeler hazırladık. İşte Vali'yi, Emniyet Müdürünü, Kaymakam'ı hepsini davet ettim. Televizyonların karşısında hepsi söz verdi. İşte sizin arkanızdayız, yarın itibaren kale içinde çalışmaları yapacağım. Projeleri kendilerine verdim. Ve televizyoncular gittikten sonra o verilen sözler hiç yerine getirilmedi. Uzun yıllardır hep böyle oldu” ifadelerine yer verdi.
“HİÇBİR YERDE BÖYLE BİR REZALET YOK”
Eğlencenin ayrı bir yerde olduğunu insanlar rahatsız etmek ayrı bir şey olduğunu belirten Sağgün, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“İlk yıllarda uyuşturucu sorunu çok büyüktü ondan sonra fuhuşla ayrı bir mücadele ettik. Daha sonra barlar açıldı. Antalya'nın Kaleiçi’nin kalbini durdurdular. Bu barlar açıldıktan sonra barlara yakın olan kişiler işte Kaleiçi canlandı diyor. Bunların içerisinde yetkililer de var. Otel sahipleri işte bizim misafirlerimiz buraya eğlenmeye geliyor falan diye barcı ağzıyla bize konuşuyorlar. Eğlence ayrı, insanlar rahatsız etmek ayrı bir şey. Gelişmiş hiçbir ülkede, hatta gelişmemiş ülkede Yani o kadar Afrika ülkelerini gezdim, Meksika'yı gezdim. Avrupa'nın hemen hemen tamamını gezdim. Birçok adalara gittim. O Afrika'nın uçsuz bucaksız, öyle haritada, noktada bile gözükmeyen adalarına gittim. Hiçbir yerde böyle bir rezalet yok. Eğlence yeri yok mu? Var. Ama kapıdan dışarıya çıktığın zaman dışarıya ses duyulmuyor. Ama buradaki barlar bahçede müzik yapıyorlar. Ruhsat bahçeye verilmiyor, binanın içerisine veriliyor. Ruhsat verilen yerin metrekaresi de bellidir. Fakat bu insanlar koskoca bahçeye orkestrayı koyuyor, etrafta pansiyonlar var, oteller var, yaşayan insanlar var. Buna rağmen sonuna kadar hoparlör de açıyor. Son zamanlarda gürültü saatini gece saat 1'e kadar indirdiler. İlk zamanlar gece 3 sabah 5’lere kadar müziğin bitmesini bekliyorduk. Hayatımızda hiç uyku ilacı kullanmayan ben uyku ilacı almaya başladım. Eşim uyku ilacı almaya başladı.”
EL DOKUMASI HALILARIN GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ YAPTIĞI İDDİA EDİLİYOR
Sağgün, mağazanın önüne yerleştirdiği halıların görüntü kirliliği yaptığı için zabıta tarafından kaldırılmak istenildiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“Kaleiçi ile ilgili birkaç örnek vermek istiyorum. Mağazamdaki halı kilimler bizim analarımızın, ninelerimizin yapmış olduğu el emeği göz nuru halılardır. Buraya 6-7 tane zabıta memuru, başka yapacak işleri yok gibi, geldiler dediler ki bunları içeriye alacaksınız. Görüntü kirliliği yapıyormuş. İleride bir ressam abimiz var. Onunla sohbet ederken dedi ki ya Mehmet Bey bana da geldiler. Ben dışarıda resim yapıyorum, yağlı boyaları içeriye götüreceksin, içeride yapacaksın dışarıda görüntü kirliliği yapıyormuş dediler. Bu adam sanatçı ve sanat eserlerine görüntü kirliliği diyen insanlar var. Biz kime güveneceğiz? Kim bize destek çıkacak? Sonrasında mahkemelik olduk ve mahkemeyi kaybettiler. O zaman gazetelerde Kaleiçi esnafı haklı çıktı diye haber de yapıldı.
“CEHALETE, AĞIR NİYETE, BECERİKSİZLİĞE TESLİM OLDUK”
Şimdi buna can dayanır mı? Ne kadar mücadele edeceksiniz? Bir de belli bir yaşa geldikten sonra insanlar artık mücadele etmekten de yoruluyor. Kalan ömrümde sizinle mi uğraşacağım? Zaten sinir hastası olmaya başladık. Uyku ilacı hayatımda ben almamışım. Son zamanlarda barcılardan bile tehdit geliyor. Hanımda bu yaştan sonra biz bunlarla mı uğraşacağız? Hani biz belli bir yaştan sonra huzurlu bir şekilde yaşama imkanımız varken niye bu şeylerle uğraşıyoruz dedi. Dedim ya cehalete, ağır niyete, beceriksizliğe teslim olduk. Vesile olanlar da sevdiklerine doyamasınlar. Vesile olan kim varsa ve göz yuman, vurdum duymaz olan, görevini yapmayan kim varsa hepsi sevdiklerine doyamasınlar. Yani içimden, yürekten, gerçekten yani bütün cani gönülden onu diyorum. Çünkü bu şekilde memlekete zarar, Kaleiçi’ne zarar verir. Böyle bir şey insanlığa da sığmaz. Bu tür insanlar nasıl vicdanen uyuyabiliyor?”
“AFRİKA'DA BİR YER ALDIK GİDİP ORAYA YERLEŞECEĞİZ”
Binasını satarak Afrika’ya yerleşmeye karar verdiğini belirten Kaleiçi esnafı Mehmet Sağgün konuşmasında, “Ben 1982'den beri buradaki birçok otellere insanları gönderdim. Kaleiçi’ne inanılmaz iyi niyetli davrandım. Burada beni eskiden beri tanıyan kime sorsanız onlar söylerler. Çok büyük faydalarım oldu. Ama neticede şu anda cehalete, art niyete, beceriksizliğe, vurdum duymazlığa teslim oldum. Binamı sattım. Bu da benim son röportajım. Türkiye'yi tamamen terk ediyorum. Ümidim kalmadı. Psikolojim bozuldu. Dolayısıyla son kalan birkaç yıl ömrümü de bu şekilde psikolojik rahatsız olup da tedaviyle geçirmek istemiyorum. Afrika'da bir yer aldık gidip oraya yerleşeceğiz” sözlerine yer verdi.