Son günlerde gündemden düşmeyen ve Kurban Bayramı’nda çok sayıda sürücünün maruz kaldığı radar cezaları vatandaşların tepkisiyle karşılaştı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sadece arife günü ve Kurban Bayramı’nın birinci gününde toplam 35 bin 682 araca hız ve radar işlemi yapıldığını açıklamıştı. Yılın ilk 4 ayında trafik cezalarından 53,5 milyar TL gelir elde edilirken, bu rakamın 2024 yılında kesilen toplam ceza miktarına ulaştığı belirtildi.
RADAR SİSTEMİ AMACA UYGUN DEĞİL
Avukat Ezgi Altınkurt, uygulanan denetimler, kesilen cezalar ve itiraz yolları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Trafikle ilgili denetimlerdeki temel amacın trafik kurallarına uyma düzeyini arttırmak, trafik güvenliğini sağlamak ve yol kullanıcılarını bilgilendirip, bilinçlendirmek olması gerektiğini belirten Altınkurt, “Son günlerde uygulamaya giren yeni radar uygulamasının bu amaca hizmet ettiğinden bahsedilmek imkansız. Anayasa’da güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, kişisel verilerin korunması hakkı, seyahat özgürlüğü ve hukuki güvenlik ilkesi, hız denetimlerinin nasıl yapılması gerektiğine dair çerçeveyi belirlemektedir” diye konuştu.
HALKA TUZAK KURULDU, İKTİDAR BİLE RAHATSIZ
Yeni uygulamanın birçok açıdan sakıncalı olduğunu belirten Altınkurt, “Suç ve cezalar ile kabahatlerin düzenlenmesinde eşitlik ilkesi en önemli ilkedir. Ülkemizde geçtiğimiz günlerde trafik cezalarından milletvekillerinin muaf tutulması gibi bir düzenleme yapılmışken, bu kez halkın zaten açlık sınırının altında seyreden içler acısı halinden bu kez de devletin boşaltılan kasasına bu yolla gelir sağlanmaya çalışıldığı algısı kamuoyunda yoğun şekilde yer buluyor. Devletin keyfi şekilde adeta halka tuzak kurmak suretiyle, fizik kurallarına aykırı ve hatta trafiği daha da tehlikeye sokacak nitelikteki düzenlemesi iktidar çevrelerince de çokça eleştiriliyor” şeklinde konuştu.
EKONOMİ BU YÖNTEMLE DÜZELTİLMEZ
Ekonomi politikaları gereği, yaşamsal temel ihtiyaca dayalı her alanda kesinti yapılması düzenlemelerinin kaldırılması gerekirken, genişletilmesine yönelik yapılan işin politika olduğunu, bunun için de Mehmet Şimşek’in ekonominin başına getirilmesinin abesle iştigal olduğunu belirten Ezgi Altınkurt, “Zira bu uygulamaları akıl etmek için uzman olmaya gerek yoktur. Devletin başındaki tek adamın ‘ekonomist’ olduğunu iddia ederek, sürdürülebilir bir ekonomi politikası yürütülmesini sağlamaması sebebiyle yaşanan ekonomik kayıpların halkın sırtına bindirilerek giderilmeye çalışılmasında ne insanı, ne hukuki ne de toplumsal bir yön bulunmaktadır” dedi.
CEZA YİYENLER NE YAPACAK?
Cezalara karşı halkın yapması gerekenleri anlatan Ezgi Altınkurt, şunları söyledi: “Geçmiş yıllarda sabit radarlara yönelik olsalar dahi, hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkesine aykırılık teşkil eden birçok hız sınırına dair ceza iptal edilmiş, buna ilişkin yargı kararları gündeme gelmişti. Bu kez kullanılan sistemin mobil ve cihazların mobil cihazlar olması sebebiyle hukuki güvenlik ilkesinin ihlali en ağır boyutta olup, seyahat hürriyetine devletin ölçüsüz ve keyfi müdahalesi söz konusu. Sayılan hak ve ilkeler kapsamında bu uygulamanın mobil cihazlarla yapılması, hukuk devletinde uygulanması ağır hak ihlallerine yol açacak olup, teknik olarak da 100 metre aralıklarla hız azaltılmasının trafik güvenliğini daha fazla tehlikeye sokacağı hususu açıktır”.
İTİRAZ İÇİN 15 GÜNLÜK KRİTİK SÜREÇ
Kesilen cezalara ilişkin olarak, bir avukattan yardım alınarak itiraz edilmesi gerektiğini hatırlatan Altınkurt, “Kesilen para cezalarına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliklerine itiraz yapılmalı. Bu konuda süre konusu önemli. Sonra gelen cezalarda tebliğinin, yüzünüze karşı kesilen cezalarda cezanın kesildiği tarihin 15 günlük süreyi başlatacağını belirtmek isterim. Ayrıca sürenin mücbir bir sebeple geçirilmesi halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren 7 gün içinde bu itirazı ilgili hakimliğe yapabilecektir” bilgilerini verdi.
GÜVENLİ TRAFİK DENETİM SİSTEMİ İHTİYACI
“Radar aracılığıyla kesilen cezalar konusunda mahkemelerce verilen iptal kararları ve yüksek yargı içtihatları, şeffaf, adil ve güvenli bir trafik denetim sistemine duyulan ihtiyacı ortaya koymuştur” diyen Altınkurt, konuyla ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü: “Trafik güvenliği ile birey hakları arasında dengeyi sağlamak, idarenin sorumluluğundadır. Hız sınırları makul ve bilimsel temelli belirlenip düzgün işaretlendikçe; radar cihazları standartlara uygun ve düzenli kalibre edildikçe; cezalar yasal dayanağı net ihlallere uygulanıp etkin itiraz mekanizmaları açık tutuldukça, hem trafik güvenliği artacak hem de vatandaşların hukuk devleti ilkesine olan güveni pekişecektir. Bu dengeyi gözeten bir radar uygulaması, can ve mal güvenliğini korurken aynı zamanda öngörülen amaca hizmet edecek şekilde olduğundan bireysel hak ve özgürlüklere saygılı olmanın mümkün olduğunu göstermektedir”.