Antalya’da 1972 yılında ulusal mimarlık yarışmasıyla inşa edilen ve 1988 yılında Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi” ödülüne layık görülen Antalya Arkeoloji Müzesi binası, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle 2025 yılı içerisinde yıkılmıştı. Ancak başvuruda, yıkım sürecinin gerekli yasal prosedürler tamamlanmadan ve şeffaflık ilkesine aykırı şekilde yürütüldüğü öne sürülmüştü. Başvuruda, yıkıma dayanak olarak gösterilen deprem performans analizinin kamuoyuyla paylaşılmadığı, müzenin 16 Temmuz 2025’te kapatılmasına rağmen analiz raporunun 23 Temmuz 2025 tarihinde hazırlandığı iddia edilmişti. Ayrıca idari yargıda açılan yürütmeyi durdurma talepli davalar sonuçlanmadan yıkım işlemi gerçekleştirildi. Yıkım ihalesinin “korunması gerekli kültür varlıklarının onarımı ve restorasyonuna” ilişkin bir yönetmelik kapsamında yapıldığı, oysa bu yönetmeliğin yıkım ve yapım işlerini kapsamadığı açıklanmıştır. Bu tür işlemlerin Kamu İhale Kanunu kapsamında açık ihale yöntemi ile yapılması gerektiği, mevcut uygulamanın ihale mevzuatına aykırı olduğu savunulmuştu.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin Yıkımı Için Soruşturma Talebi (5)

Söz konusu yıkım kararına ilişkin sorumluluk atfedilen isimler arasında Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, Antalya Müzesi Müdürü, Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürü ile dönemin Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürü yer aldı. İlgili kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanma, görevi ihmal ve çevrenin kasten kirletilmesi iddialarıyla soruşturma izni talep edildi. Özellikle yıkımın Antalya’da inşaat faaliyetlerinin kısıtlandığı dönemde gerekli çevre ve sağlık önlemleri alınmadan gerçekleştirildiği, asbest raporlarının bulunmadığı ve halk sağlığının riske atıldığı iddialarına da yer verildi. Kurumlar, sürecin tüm yönleriyle soruşturulmasını ve sorumluların hukuki olarak hesap vermesini talep etti.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin Yıkımı Için Soruşturma Talebi (4)

TOPLUMSAL HAFIZASI VE KÜLTÜREL DEĞERİ ORTADAN KALDIRILDI

Konya ilişkin Antalya Barosu Başkanı Ali Çağdaş Bozener, 2025 yılının en önemli kent bazındaki olaylarından biri müze konusu olduğunu hatırlatarak, “20 Mart 2025 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, müzenin depreme dayanaksız olduğu ve depolama alanının yetersiz kaldığı gerekçeleriyle önce kapatma, ardından yıkıma ilişkin kamuoyuna duyuruda bulundu. Bu açıklama ile başlayan süreç, temel teşkil etti. O günden bu yana meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, sanatçılar ve yurttaşlar, bunun neden yapılmaması gerektiğine dair kendi uzmanlık alanlarında çok değerli bilimsel ve teknik açıklamalarda bulundular, görüş ve önerilerini paylaştılar. Fakat Anayasa’nın temel ilkelerine, hukuka ve kanunlara aykırı bir şekilde, en son aşamada müze bir gecede ansızın yıkılarak bu kentin daimi sembolü, toplumsal hafızası ve kültürel değeri ortadan kaldırılmış oldu. Daha önceki açıklamamızda da belirtmiştik: Evet, müze artık ortadan kalktı; ancak bunun bir daha tekrarlanmaması ve bu gibi kültürel miraslara dokunmanın bir müeyyidesi olduğunun herkes tarafından bilinmesi için biz bu işin peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin Yıkımı Için Soruşturma Talebi (3)

KARAR BEKLENMEDEN YIKIM SÜRECİNE GİRİLDİ

Mücadeleyi sürdüreceklerini ve ilgililerle, sorunlarla ilgili gerekli girişimlerde bulunacaklarını sözünü hatırlatan Bozaner, “Öncesinde hukuka aykırılıklara kısaca değinmekte fayda var. Birincisi, süreç başından bu yana şeffaf yürütülmedi ve idarenin işlemleri usulüne uygun şekilde yapılmadı. Müzenin depreme dayanıksız olduğu iddia edilse de, bu iddiayı destekleyen hiçbir bilgi, belge veya emare ne dava dosyasına ne de kamuoyuna sunuldu. Örneğin, müze 16 Temmuz 2025’te kapatıldı; ancak yıkıma dayanak teşkil ettiği söylenen deprem performans analiz raporu ancak 23 Temmuz’da ortaya çıkarıldı. Yani gerekçe, idari işlemden çok sonra oluşturuldu. Yine bizim de içinde bulunduğumuz iki farklı sivil toplum kuruluşuyla açtığımız davalar devam ederken ve yürütmeyi durdurma talebimiz hakkında kısa süre içinde karar verileceği belirtilmişken, bu karar beklenmeden yıkım sürecine girildi” diye konuştu.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin Yıkımı Için Soruşturma Talebi (2)

“HUKUKA AYKIRILIKLAR SİLSİLESİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIK”

Ayrıca inşaat genelgesine göre 15 Mayıs – 15 Ekim tarihleri arasında yapılmaması gereken bir yıkım, bu dönemde gerçekleştirildiğini söyleyen Bozaner, “Hafta sonu, kimseye haber verilmeden, toplum sağlığı ve güvenliği hiçe sayılarak, büyük bir toz bulutu ve gürültü eşliğinde, asbest raporları alınmadan ve kamuoyuna bilgilendirme yapılmadan yıkım gerçekleştirildi. Yani nereden bakarsanız bakın, başından itibaren hukuka aykırılıklar silsilesiyle karşı karşıya kaldık. Bu sadece kültürel, tarihi ve Antalya için önemli bir değerin yıkılması değil; aynı zamanda büyük bir kamu zararının da ortaya çıkması sonucunu doğurdu. Bu hususlar raporlarda da yer almaktadır. İşte bu sebeple, daha önce yaptığımız suç duyurularına ek olarak bugün itibarıyla valiliğe soruşturma izni verilmesi yönünde başvuruda bulunduk.

Antalya Arkeoloji Müzesi’nin Yıkımı Için Soruşturma Talebi (1)

SORUŞTURMA İÇİN BAŞVURU YAPILDI

Müzenin yıkımına ilişkin ilgili kurumlara soruşturma izni açılması için Antalya Valiliğine başvurduklarını ifade eden Bozener, “Bir kısmı bakanlık çerçevesine gitti. Kimlerdi bunlar? Birincisi Antalya Müze Müdürü, ikincisi Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürü, üçüncüsü ise önceki Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürü hakkında soruşturma izni verilmesi için valiliğe başvuruda bulunduk. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderilmek üzere yaptığımız ikinci başvuruda da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü hakkında sorumlu oldukları gerekçesiyle başvurularımızı tamamladık. Bu başvurulara ilişkin cevaplar çerçevesinde atacağımız adımlar yeniden değerlendirilecek ve devamı getirilecektir. Günün sonunda, müze ortadan kaldırılmış olsa dahi, bir daha bu gibi durumların tekrarlanmaması ve sorumluların hesap vermesi için girişimlerimiz, çabalarımız, emeğimiz ve mücadelemiz sonuna kadar devam edecek” sözlerine yer verdi.

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ