Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunlar kamu işçilerinin yaşamını zorlaştırıyor. (ESM) Antalya Şubesi, TİS 19. Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada Türkiye’nin Evrensel İnsan Hakları Bildirgesini 27 Mayıs 1949 tarihli Resmi Gazete'de yayınlayarak yürürlüğe girdiği ifade edildi. ESM Antalya Şubesi, söz konusu bildiride çalışan herkesin; kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak düzeyde, adil ve elverişli ücretlendirilmeye hakkı olduğu hatırlatıldı.
Basın bildirisini okuyan EMS Antalya Şube Başkanı Tanju İşleri, ekonomik ve sosyal sorunların ağır faturası kamu emekçilerine kesildiğini söyledi. İşleri, açılamada temmuzu ortasında başlayıp 1 Ağustos’ta masaya taşınacak 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin, yaklaşık 7 milyon kamu çalışanı ile emeklisi ve aileleriyle birlikte 25 milyon kişi doğrudan etkileyeceğine dikkat çekti.
FATURA KAMU EMEKÇİSİNE KESİLİYOR
İşleri, uzun süredir ekonomik, siyasal ve sosyal fay hatlarının daha da kırılgan hale geldiği, sarsıntıların, bunalımların her alanda derinleştiği bir süreçten geçildiğini söyledi. Vahşi kapitalist sistemin hayat bulduğu her ülkede olduğu gibi Türkiye’de bunalımların ve krizlerin faturası emeğe ve emekçilere kesildiğini ifade eden İşleri, “Sermaye yanlısı politikaları esas alan, ülkenin tüm kaynaklarını güvenlikçi harcamalara, rant projelerine ve talan ekonomisine tahsis eden bir siyasal iktidarın hâkim olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla bu emek karşıtı sermaye yanlısı düzende emekçilerin payına düşen hep daha fazla yoksulluk, güvencesizlik ve geleceksizlik olmaktadır” sözlerini kullandı.
ÇÖZÜM ÜRETİLMİYOR
“Nitekim bugüne kadar her iki yılda bir kurulan masada bizim hakkımız aranmamış, iktidar ile “yetkilendirdiği” konfederasyon arasında danışıklı dövüş oyunları sahnelenmiştir” diyen İşleri konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Hemen her seferinde maaşlarımızdaki artış TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına bağlanmıştır. Geçtiğimiz 14 yılda kamu emekçileri ve emeklikleri olarak sadece insanca yaşamaya yetecek ücret talebimiz değil yıllardır yaşadığımız en temel problemlere dahi bir çözüm üretilmemiş.”
“İKTİDAR HALKA DEĞİL PATRONLARA ÇALIŞIYOR”
İktidara yüklenen İşleri, farklı farklı ekonomi programlarını hayata geçirildiğini ancak programlarının patronların çıkarına çalıştığını belirterek, “Derviş Programı, Nebati Programı, Nas Programı, şimdi en son Şimşek Programı. Adları değişse de bu programların tamamı sermayenin, patronların çıkarlarını temel alan programlardır. Dolayısıyla bize göre yıllardır bu ülkeyi yönetenlerin tek bir programı vardır. O da emeği ile geçinenlere dayatılan köleliğe ve yoksulluğa uyum programıdır” dedi.
Yıllardır hayata geçirilen Orta Vadeli Programlar, bütçeler ve TİS’lerin emeği ile geçinenlere dayatılan köleliğe ve yoksulluğa uyum programının araçları haline getirildiğini ifade eden İşleri, “Kamu emekçileri olarak çalışanı, emeklisi ile ailelerimizi de kattığımızda 25 milyonluk devasa bir kitlenin geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir sürecin arifesindeyiz. 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci temmuz ayı ortası itibari ile başlayacak, 1 Ağustos’ta toplu sözleşme masası kurulacak” sözlerini kulandı.
“KRALDAN ÇOK KRALCI YÖNETİCİLERİ”
14 yıldır toplu sözleşme adı atında sürdürülen bu sistemde kaybeden taraf her zaman kamu emekçileri ve emeklileri olduğunu dile getiren İşleri, “İktidarın Sendikamız’ dediği bir yapının ‘kraldan çok kralcı’ yöneticileri 7 milyona yakın kamu emekçisi ve emekli adına masaya tek “yetkili” olarak oturtulmuş” diye konuştu.
GREV HAKKI YOK SAYILDI
İşleri, Türkiye’nin taraf olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle kamu emekçilerine tanınan grev haklarının yıllardır yok sayıldığını söyledi. İşleri, “Birileri hala hiç sıkılmadan “tarihi başarı, tarihi kazanım” nutukları atsa da bugün geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik ve angarya çalışma ile karşı karşıyadır” dedi.
MAAŞLAR AÇLIK SINIR ALTINDA KALDI
Ortalama kamu emekçisi maaşı, çalışmayan eş ve çocuk yardımı, ilave seyyanen ödenek dâhil yoksulluk sınırının yarısına kadar indiğini söyleyen İşleri, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Ortalama memur emeklisi maaşı ise 24 bin TL ile açlık sınırının altında kalmıştır. Sadece seyyanen ödenek değil, maaşlarımızın önemli bir kısmı taban aylığa Taban aylığa yansıtılmayan diğer kalemleri de eklediğimizde bugün kamu emekçilerinin cebine giren maaşın yarsının emekli aylığı bağlama hesabında dikkate alınmadığı, yani sıfır kabul edildiği, derin bir adaletsizlik ortaya çıkmaktadır, dolayısıyla emeklilikte hesaba katılmamaktadır.”
GELİR VERGİSİ ADALETSİZLİĞİ
Gelir vergisi dilimi adaletsizliği tüm hızıyla sürdüğünü aktaran İşleri, maaşların daha ceplere girmeden gelir vergisine gittiğini söyledi.
İşleri, gelir vergisinin yanı sıra KDV’den ÖTV’ye her adımda ödenen tüm dolaylı verilerin yükü de emekçi kesimlerin sırtına yıkıldığını ifade ederek, “2000 yılından bugüne Yeniden Değerleme Oranı uygulanmış olsaydı Gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi bugün 415 bin TL olacaktı. Ancak Gelir vergisi tarifesinin her yıl Yeniden Değerleme Oranının altında artırılması soncunda ilk dilim bugün 158 bin TL’de kalmıştır” dedi.
LİYAKAT HUKUKSUZLUĞU SÜRÜYOR
Cumhurbaşkanı kamuda göreve almada mülakatın kaldırılacağı sözünü hatırlatan İşleri, “Verilen bu söz de seçimden hemen sonra rafa kaldırılmıştır. Dolayısıyla bugün hem göreve almada hem görevde yükselmede liyakati ortadan kaldıran, torpilin, ayrımcılığın kapsını sonuna kadar açan mülakat hukuksuzluğu hala sürdürülmektedir” ifadelerini kullandı.
ALİYE YILINDA KADINA MOBBİNG
Kadın kamu emekçilerine yönelik ayrımcılık ve mobbing sistemli bir hale geldiğini dile getiren İşler, “İktidar cinsiyet eşitsizliğine neden olan yapısal sorunları ortadan kaldırmaya yönelik herhangi bir girişimde bulunmamakta aksine toplumsal cinsiyet düşüncesine karşı dört koldan bir savaş yürütmektedir. Bu koşullarda kadın kamu emekçileri var olan sorunlardan daha çok etkilenmekte, şiddete ve mobbinge karşı korumasız bırakılmaktadır. 2025 yılını “aile yılı” ilan eden iktidar, kadınları güvencesiz istihdamın dayanağı haline getirmeye, ev ve bakım hizmetlerinin gönüllü üstlenicileri varsayıldığı bir sistemi hayata geçirmeye çalışmaktadır” sözlerini kullandı.
MÜCADELE ÇAĞRISI YAPILDI
“Artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir” diyen EMS Antalya Şube Başkanı İşleri, “Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin elindedir. Ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte birleşik bir mücadelenin büyütülmesidir. Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emeklilerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.
Hepinizi insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam- güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti, grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için tüm konfederasyonları, sendikaları Kamu emekçilerinin birlikte ortak mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullanarak sözlerini sonlardır.