Antalya’da konut üretiminde tarihi düşüş yaşandı. Ekonomin temel prensibinde yer alan arz-talep dengesi, Antalya’nın konut üretiminde kendini gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ve Lotus Gayrimenkul Araştırmasına göre Antalya’da yeni konut üretiminde sert düşüş yaşandı. 2010 yılından bu yana Türkiye genelinde son 15 yılın en sert düşüşü 2025 yılının ilk yarsında yaşandı.
Özellikle pandemi sonrasında Antalya’da, Türkiye ortalamasının üzerinde seyrederken fiyat artışlarıyla birlikte bazı ilçelerde inşaat ruhsatları alınmıştı. Ancak konut fiyatları, Türkiye ortalamasının gerisinde artmaya devam ederken, ruhsat sayılarındaki sert düşüş dikkat çekti.
Antalya’da ruhsat sayıları 2025 yılının ilk yarısında bir önceki yıla göre yüzde 34, uzun dönem ortalamalara göre ise yüzde 44 oranında düşüş yaşandı. Verilere göre Antalya’da arzın önden gittiği ancak yurttaş talebinin henüz onu yakalayamadığı görüldü.
Antalya’da konut üretiminin yoğunlaştığı Konyaaltı ve Muratpaşa ön plandayken, son dönemde Aksu ve Döşemealtı yeni konut üretimiyle öne çıkmıştı. Özelikle Aksu Altıntaş bölgesinde site ağırlıklı konut projeleri, Döşemealtı’nda ise hem daire hem de villa yapılaşmaları dikkat çekmişti. Antalya’da yaşanan konut üretimi düşüşüne İnşaat Mühendisleri Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “Sektör Darboğazda, Vatandaş Konuta Ulaşamıyor” dedi.
“YURTTAŞALAR KONUT KREDİSİNE ULAŞAMIYOR SEKTÖR DARBOĞAZDA”
Antalya’da 2025’in ilk yarısında yeni konut üretimindeki düşüşü değerlendiren İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, düşüşün nedenlerini ve sektördeki tabloyu gözler önüne serdi.
Firmaların Konkordato ilan ettiğini, kredilerin ise erişilebilir olmadığını ifade eden Başkan Akdoğan, yalnızca Antalya’da değil tüm Türkiye’de inşaat sektörünün ciddi bir darboğazdan geçtiğini aktardı. Başkan Akdoğan, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Son dönemde birçok inşaat firması konkordato ilan etti. Müteahhitlerin ve mühendislerin ekonomik sıkıntıları giderek artıyor. Dar ve orta gelirli vatandaşlarımız, yüksek faiz politikaları nedeniyle konut kredisine ulaşamıyor. Bugün yüzde 2,69 oranındaki krediler bile ihtiyaç sahipleri için erişilebilir değil. Sektörün yeniden canlanması için kredi faizlerinin en az yüzde 1 seviyelerine çekilmesi gerekir.”
“ARZ-TALEP DENGESİ DEĞİL, ALIM GÜCÜ SORUNU VAR”
Konut ihtiyacının her geçen gün arttığını Akdoğan, yaşanan asıl sıkıntının arz-talep dengesinde değil, yurttaşın alım gücünde olduğunu ifade ederek, “Barınma temel bir haktır. İnsanların konuta ihtiyacı bitmez. Ancak bugün dar ve orta gelirli vatandaşlarımız mevcut piyasa koşullarında konut edinemiyor. Yabancıya satışın durma noktasına gelmesi ve yüksek faizler nedeniyle yatırım amaçlı alımların azalması sektörü olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
“RUHSATLARDA BÜROKRASİ DEĞİL, YÜKSEK ARSA PAYI ENGEL”
Ruhsat süreçlerinin inşaat sektöründe temel sorun olmadığını söyleyen Akdoğan, problemin yüksek arsa payından kaynaklı olduğuna dikkat çekerek, “Antalya’da hiçbir noktada yüzde 50’nin altında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıyor. Bu oran, inşaatın en büyük girdi maliyetini oluşturuyor. Arsa arzını artırarak bu oranı düşürmek mümkün. Sektör temsilcilerinin bu konuda çalışması şart” ifadelerini kullandı.
“FİRMALAR ZARARINA SATIŞ YAPIYOR”
Akdoğan, özelikle küresel pandemi döneminden sonra konut fiyatlarında dünya genelinde artış yaşandığını hatırlattı. Bu kapsamda ise günümüzde fiyatların durduğunu aktaran Akdoğan “Bugün birçok inşaat firması maliyetine ya da zararına satış yapmak zorunda kalıyor. Parası olan için fırsatlar var ancak sürdürülebilir değil. Faizler düştüğünde fiyatlar yeniden yukarı yönlü hareket edecektir. Sosyal konut ihtiyacı ise her geçen gün büyüyor” sözlerine yer verdi.