Ünlü ekonomist Ali Hakan Kara, sorunlarına rağmen Türkiye’nin küresel ekonomide fırsatlara da sahip olduğunu belirterek, iç sorunlar nedeni ile bu fırsatların kaçırıldığını söyledi. Düşük emtia ve enerji fiyatlarının, Türkiye’nin jeopolitik pazarlık gücünü artırdığını belirten Kara, ABD’nin düşük kota uyguladığı ülkelere üretim kaymasının da Türkiye için bir avantaj olduğunu belirtti.
BIRAKSALAR BU ÜLKE UÇACAK
Türkiye’nin küresel ekonomide büyük avantaja sahip olduğunu belirten Ali Hakan Kara, “Ancak kendi iç sorunlarımız nedeni ile bu fırsatlara odaklanamıyoruz. Bir bıraksalar bu ülke belki uçacak ancak sürekli iç sorunlarla uğraşıp enerjimizi boşa harcıyoruz. Toplum enflasyon konusunda yeterince duyarlı değil. ‘Düşmese de olur’ mantığı var. Siyasiler de bunu fırsata çevirip çok ilgilenmiyor. Yüksek enflasyonla kalkınan bir tane bile ülke yok. Bir an önce enflasyondan kurtulup kalkınmaya geçmemiz gerekiyor” diye konuştu.
İŞ DÜNYASI, SU ALTINDA NEFES TUTUYOR
Türkiye’nin Dünyanın en yüksek enflasyon sıralamasında 1990’lı yıllarda ilk 109’da olduğunu. Son yıllarda ise ilk 10’a girdiğini belirten Kara, “Şu anda 6’ncı sıradayız. Global gelişmeler ve iç sorunlarımız olmasa, 2025’in ikinci yarısında yatırım yapılabilir bir ülke olabilirdik. Bunu ertelemek zorunda kaldık. İş dünyasına, adeta su altında nefes tutmaları söyleniyor. Uzun süredir suyun altında nefesler tutuluyor. 5 saniye daha dayanabilecek gücü olan iş dünyasına bir anda 30 saniye daha sabretmesi istendi. İş dünyası artık nefes tutabilecek durumda değil. İçeriden bir şok daha gelmezse Merkez Bankası’nın politika faizini Haziran’da 46’ya, Temmuz’da 43’e, yılsonuna kadar da 36’ya çekmesini bekliyorum. İş dünyasının iş yapabileceği bir faiz oranı 2026 yılının ikinci çeyreğinden önce olmayacak gibi görünüyor” diye konuştu.
SEKTÖRLERDE STOKLAR DÜŞMEYE BAŞLADI
Merkez Bankası’nın Dolar’ı bastırdığını ve enflasyon kadar yükselmesine izin verdiğini belirten Ali Hakan Kara, şunları söyledi: “Aynı Merkez Bankası Euro’yu ise tutmuyor. Bu nedenle Euro-Dolar paritesi çok oynuyor. Bu politika devam edecek. Tuttukça da risk birikecek. Bu süreçte Türkiye’nin riski, diğer ülkelere göre risk primi artmaya devam edecek. Gıda dışında bütün sektörlerde üretimde yavaşlama var. Tekstil, giyim, deri, ağaç, kağıt, kimyasal ve plastik ürünler gibi tüm sektörlerde düşüş yaşanıyor. Stoklar uzun süre sonra ilk kez düşmeye başladı. Ticaret yapanlar stoklarını çok düşürmek istemiyor. Stok yapınca fiyatların artacağı algısı artık kırılıyor. Bu da bir şekilde sermayeden yemek anlamına geliyor. Yüksek faz ve düşük talep olayı yılın son çeyreğine kadar devam edecek gibi görünüyor”.
TÜRKİYE ENFLASYONUN DÜŞMESİNİ İSTEMİYOR
Kamu harcamaları hızlı bir şekilde arttığını belirten Kara, “Bu aslında kötü bir şey değil. Ancak kötü bir şekilde yapılıyor. Kaynağın nereye gittiği önemli. Harcamalar kısılabilir ancak kısılan paranın nereye gideceği çok önemli. Bizde bu biraz eksik. Devletin harcamaları, dağıttığı kaynaklar ve harcamaların doğru yere gidip gitmediğini bilemiyoruz. Halk da devletin enflasyonla mücadelede yeterince mücadele ettiğine inanmıyor. Enflasyonun düşürmenin yolları çok basit. Enflasyonu düşürmek isteyip de düşüremeyen bizden başka ülke yok. Demek ki biz enflasyonun düşmesini istemiyoruz” şeklinde konuştu.
İŞTEN ÇIKARMALAR ARTTI, İSTİHDAM DÜŞÜYOR
Konuk fiyatlarında yılın ilk 4 ayında rekor artış olurken, konut fiyatlarında düşüş yaşandığını belirten Kara, “Konut fiyatları artmazken, malzeme ve işgücü maliyetleri sürekli artıyor. Bu da inşaat sektörünü zor durumda bırakıyor. Ekonomi yönetimi, mevcut enflasyonu önümüzdeki 1-2 ay içinde aşağı doğru çekerse bu işten çıkarız. Bu nedenle iplerin çok gevşetilmemesi gerektiği düşünülüyor. Ancak ikinci çeyrekte büyüme rakamlarının yavaşladığını göreceğiz. Son aylarda işten çıkarma olayları arttı ve istihdam azaldı. Şirketler kısa vadeli düşünebiliyorlar ancak bunun sonu yok. Bir şekilde enflasyonun düşürülmesi gerekiyor” dedi.
2026 SONUNA KADAR RAHAT YOK
Türk ekonomisinde temel sorunun; enflasyonla mücadele programının iyi tasarlanmaması olduğunu belirten Ali Hakan Kara, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekonomi dışında birçok şok yaşandı. Bu nedenle yönetim süreyi çok uzattı ve insanlar bu durumda çok sıkıldı. İnsanlar fedakarlık yapıyor ancak bunun sonunda gerçek bir aydınlık yaşanacağını da göremiyor. Temel sıkıntı bu. Yeniden başa dönme endişesi yaşanıyor. Bu yılın sonuna kadar ekonomideki sıkı politika devam edecek. Faizler de enflasyonun 4-5 puan üzerinde olacaktır. Hane halkının faize yönlendirmemek için böyle bir strateji izlenecektir. Yıl sonunda faizlerin yüzde 36, önümüzdeki yıl sonunda ise yüzde 26 olmasını öngörüyorum. Ekonomide rahatlama 2026’nın sonunda olabilir.”