Attalos Pati Gönüllüleri, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde Antalya Büyükşehir Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakım Evi ve Rehabilitasyon Merkezi önüne ve Attalos Meydanı’na siyah çelenk bırakarak eylem gerçekleştirdi. Hayvanseverler, hayata geçirilen yasa değişiklikleri nedeniyle uyutma adı altına hayvanların toplu ölümlerinin gerçekleştiğini ve yaşam alanı adı altında kurulan tesislerde hayvanların zor şartlarda hayata tutunmaya çalıştığını ileri sürdü.
Öte yandan Valilikler tarafından başlatılan besleme yasaklarına tepki gösteren hayvanseverler, “Dağ başlarındaki, gözlerden uzak bu cehennem alanlarında hayvanlar; aç, susuz, kışın kar altında donacakları, yazın güneş altında yanacakları işkenceli ölüm koşullarına mahkûm ediliyor. Ve sonra ölüm çukurlarına atılıyor — ve bu çukurlar “barınak” ve “doğal yaşam” süsüyle örtülüyor” dedi.
“BU TARİH ZALİMLİĞİN SİMGESİDİR”
Ulusal Hayvan Hakları Birliği adına yapılan açıklamayı okuyan Eda Zorluoğulları şu ifadelere yer verdi.
“Bugün 4 Ekim… Dünyanın dört bir yanında “Hayvanları Koruma Günü” diye ilan edilen bu tarih, bizim için bir kutlama değil — bu tarih, kara bir anma, kanın, vahşetin, zulmün, zalimliğin simgesidir. Katliam ve üreme döngüsü getiren bir kanun çıkarıldı! İçişleri Bakanlığı, bu kanunun ölüm getiren maddelerinin de ötesinde genelgeler yayınladı.
Sonuç: Hayvanların idam fermanı oldu.
“BU YERLER DOĞAL CEHENNEM ALANLARIDIR”
“Yaşam Alanı” adıyla bize yutturulmak istenen, binlerce köpeğin kafalarının kürekle ezildiği; demir sopalarla dövülüp, yerden yere vurularak, canlı canlı gömüldüğü doğal cehennem alanlarını lanetliyoruz. “Doğal yaşam alanı” adı altında kurulan bu yerler aslında doğal cehennem alanlarıdır.
Tarih tekerrür ediyor. 1910’da İstanbul’da 80 binden fazla köpeğin Hayırsız Ada’da açlık ve susuzlukla ölüme terk edildiği trajik vahşet, bugün “doğal yaşam alanı” adı altındaki cehennem alanlarında yeniden sahneleniyor. Dağ başlarındaki, gözlerden uzak bu cehennem alanlarında hayvanlar; aç, susuz, kışın kar altında donacakları, yazın güneş altında yanacakları işkenceli ölüm koşullarına mahkûm ediliyor. Ve sonra ölüm çukurlarına atılıyor — ve bu çukurlar “barınak” ve “doğal yaşam” süsüyle örtülüyor.
Bu dayatmayı, bu aldatmacayı, bu cinayetleri lanetliyoruz.
“BU HAYVANLARIN KANI İKİ CİHANDA YAKANIZDADIR”
1- Belediye başkanları ve özel idare genel sekreterleri!
Kurduğunuz o cehennem alanlarında hayvanlar kafası kürekle ezilirken, yerden yere vurularak öldürülürken; akşam eve gidip, başınızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyor musunuz? Çoluk çocuğunuzun yüzüne utanmadan nasıl bakıyorsunuz? Bu hayvanların kanı, vebali, gelecek nesillerinizle beraber iki cihanda yakanızdadır.
2- Tarım Bakanlığı, DKMP Müdürlükleri!
20 yıldır belediyelere bakımevi kurduramadınız, kısırlaştırma yaptırmayı beceremediniz. Masalarınızdan kalkmadınız, görev yapmadınız. şimdi de, sekretaryası olduğunuz, İl Hayvanları Koruma Kurullarında; katliam ve vahşet kararları aldırmak için hayvanların öldürülmesini, bir yudum su ve iki lokma yemek verilmesini yasaklatıp; kendi görev ihmallerinizin bedelini masum hayvanların canıyla ödetmek istiyorsunuz. Bir yudum suya, iki lokma ekmeğe muhtaç olun! Allah’tan korkun! Bu vicdansızlığı lanetliyoruz..
“BU SESSİZLİĞİ LANETLİYORUZ”
3- Sayın Valiler, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, Siyasiler!
Sakın ola bugün elinize yavru bir köpek alıp “4 Ekim” diye sahte pozlar vermeyin! Gerçek ortada: sizler de bu gerçeklere, zulme ve vahşete sessiz kalarak suç ortaklığı yapıyorsunuz. Hangi koltukta oturursanız oturun, tarihin ve vicdanın mahkemesinden kaçamayacaksınız. Bu sessizliği lanetliyoruz.
4- Sokaktan bu köpeği al diyen ey vatandaş!..
Alınan o köpeklerin belediyenin ve özel idarenin doğal cehennem alanlarında kafaları taşla ve kürekle ezilerek, ipin ucunda beton zeminlere vurularak öldürüleceğine sebep olacağını biliyor musun!
“BU ÇELENK, ÖLDÜRÜLEN YÜZ BİNLERCE HAYVANIN MEZAR TAŞIDIR”
Bugün burada ve yurdun her yerinde kara çelenklerimizle tarihe not düşüyoruz:
Bu çelenk, öldürülen yüz binlerce hayvanın mezar taşıdır.
Bu çelenk, öldürülen binlerce masum hayvanın sessiz çığlıklarının anısıdır.
Bu çelenk, sözde “kanun” adı altında dayatılan katliama karşı isyanımızdır.
“ÇÖZÜM POLİTİKALARI UYGULANANA DEK MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
Son sözümüz şudur:
Hayvanlar için adalet sağlanana; bu kanun değişene; barınak adı altındaki ölüm kampları ve doğal yaşam alanı adı altındaki cehennem alanları kapatılana; kısırlaştırma başta olmak üzere gerçek, bilimsel ve insani çözüm politikaları uygulanana dek mücadelemiz devam edecek.
“Hayvanları Koruma Günü” artık bizim için cehennem alanlarında gözden ırak yok edilen Hayvanları Anma ve Hesap Sorma Günüdür.
“KANLARI ELLERİNİZDE OLACAK”
Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz ki bu kanlı yasayı isteyenler, çıkaranlar ve parti ayrımı olmaksızın halen seyirci kalan tüm siyasiler öldürülen kedi ve köpeklerin kanları ellerinizde olacak, kaderinizde olacak.
Tıpkı 1910’da Hayırsız Ada’da köpekleri açlıkla ölüme mahkûm edenler nasıl ki hâlâ lanetle anılıyorsa, bilin ki bugün bu kanlı yasayı çıkaranlar, “yaşam alanı” adı altında bu Doğal Cehennem Alanları’nı dayatanlar ve buralara hayvanları mahkum edenler de yüzyıllar boyunca lanetle anılacak.
Tarih sizi yargılayacak. Allah hiç birinizi affetmesin, dünya felaketiniz olsun.”