Murat ve Elif Kınış çiftinin 17 Temmuz'da dünyaya gelen oğulları Ömer için sağlık müdürlüğü ile aile arasında 'topuk kanı testi' krizi yaşandı. Aile, ilk çocuklarında 'topuk kanı testi' ile başlayan ve ölümle biten acı süreç nedeniyle bu kez yeni doğan bebeklerine testi yaptırmak istemedi. Topuk testi yaptırılmaması nedeniyle kurumun açtığı dava sonucu mahkeme, küçük Ömer için sağlık tedbiri uygulanmasına karar verdi. İlk bebeklerinde yapılan 'topuk kanı testi' sonrası yanlış teşhisler konularak ağır tedaviler uygulandığı için kızlarını kaybettiklerini ileri süren çift yaşadıkları travmanın etkisiyle ikinci çocukları için aynı riski almak istemediklerini söyledi.
Açılan dava sonucu mahkemenin, küçük Ömer için sağlık tedbiri uygulanmasına karar verdiğini ifade eden baba Murat Kınış, "Biz bu sağlık tedbiri uygulanmasına itiraz ettik, gerekli sebepleri yazdık, ilettik. Ama mahkeme tarafından reddedilmiş" şeklinde konuştu.

Çocuklarının sağlık kontrollerini sürekli yaptıklarını anlatan anne Elif Kınış ise, "Gerekli bütün tahlillerimiz, testlerimiz, her şeyi yaptık. Sağlık ocağından tut, özel hastaneye kadar ne gerekiyorsa her şeyi yapıyoruz. Yani çocuğumuz konusunda hiçbir şeyi kısmıyoruz. Ben cahil bir insan değilim. Sağlık meslek lisesi mezunuyum. Hemşirelik diplomam da var. Ben daha önce kadın doğum bölümünde staj yaparken erken doğan çocukların topuğundan kan gelmediği zaman biz kolundan alıp bu testleri yapmıştık. Topuk kanının illa topuktan alınması gerekmiyor. Kan aynı kan. İlla topuk olunca testler değişmiyor. Biz buna karşıyız aslında" dedi.
İkinci Kez Evlat Acısı Yaşamamak Için 'Topuk Kanı' Aldırmayınca Mahkeme Tedbir Kararı Verdi (2)
Tedbir kararına karşı itirazlarını içerir dilekçeyi sunduklarını belirten Av. Altuntaş, "Dilekçede öncelikle müvekkilin 2018 yılında doğan ilk çocuğundan topuk kanı alındığını, akabinde hastalık şüphesiyle yoğun bakıma alındığını, yoğun bakımdaki ağır müdahalelere dayanamayarak vefat ettiğini, fakat otopsi raporunda herhangi bir hastalık tespit edilmediğini, yani aslında uygulanan ağır tedaviler nedeniyle çocuğun öldüğünün sabit olduğu, bu nedenle testlere güvensizlik duyduğunu ifade ettik. Tıbbi araştırmalarda bu testin yanlış sonuç verebildiğinin kanıtlandığını ortaya koyduk. En önemlisi sırf topuk kanı verilmedi diye bir ceza kanunu olan ÇKK uyarınca tedbir kararı verilemeyeceğini, zira kanunda bahsedilen sağlık tedbirinin ihmal ya da istismar edilen çocuklar hakkında, tedavi niteliğinde müdahale gerektiren durumlar için öngörüldüğünü, somut durumda bu anlamda korunmaya muhtaç nitelikte bir çocuk olmadığını, nitekim topuk kanı testinin tarama niteliğinde bir işlem olup tedavi olmadığını ifade ettik" ifadelerini kullandı.
Duruşma açılmadan ve aileye söz hakkı verilmeden sadece ilgili kurumun talebi üzerine tedbir kararı verilmesinin yanlış olduğunu ve buna yönelik emsal mahkeme kararları sunduklarına da dikkat çeken Altuntaş, "5 sayfalık itiraz dilekçesi sunulmasına rağmen itiraz mercii olan mahkeme tarafından bu beyanlara hiçbir şekilde itibar edilmeden ret kararı verildi" diye bilgi verdi.

Kaynak: İHA