Son birkaç gündür İran-İsrail arasındaki yüksek gerilim dünya ekonomisini etkisi altına almaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, Ortadoğu’daki gerilime dahil olmasıyla bölgedeki tansiyon yükselmişti. İran’ın 22 Haziran’da Hürmüz Boğazı’nı kapatması nedeniyle küçük çaplı ekonomik sarsıntıya neden olmuştu. Ardından 23 Haziran’da İran’ın ABD’nin Katar’daki asker üssüne saldırı düzenlemesi dünya gündemine oturmuştu.
TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİ ETKİLENECEK Mİ?
Tansiyonun yükseldiği bölgede yapılan açıklamalara göre, İran-İsrail arasındaki savaşı ateşkesle noktalandı. Tüm gelişmelerin yaşandığı bölgede petrol trafiği de risk altında kaldı. Bu kapsamda dünya genelinde ekonomik sarsıntıları görülecek. Uzmanlara göre ise Ortadoğu’da yaşanan kriz fiyatların yükselmesine neden olacak. Peki bu durumdan Türkiye ekonomisi nasıl etkilenecek? Sorusu akıllarda yerini aldı.
İran-İsrail arsında yaşan çatışmalar enerji piyasasında belirsizliklere neden olurken, Türkiye üzerindeki ekonomik dengeleri tartışma konusu oldu. Konuya ilişkin Ekonomist Prof. Dr. Ahmet Yaşar değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye, İsrail-İran arasındaki savaş coğrafi ve siyasi olarak tam ortasında yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar, “Bu savaş ortamı Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin güvenliği, askeri stratejisi ve güvenliğini tehdit eder hale gelebilir. Türkiye sınır güvenliği açısından TSK ve MİT İran sınırında alarma geçmiş durumda, İHA ve SİHA’lar havada devriye görevine başlamış durumda. İsrail-İran savaşı ABD’nin katılımıyla birlikte ileri bir boyuta taşınmış küresel enerji arz zincirini sarsacak hale getirmişti” diye konutu.
“49 MİLYON TON PETROL İTHALATI YAPILMAKTA”
Türkiye petrol ithalatlarında, Ortadoğu ile Avrupa arasında enerji ve ticaret köprüsü konumunda olmasından dolayı ekonomik olarak doğrudan etkilenecek ülkelerin başında geldiğini belirten Prof. Dr. Yaşar, konuşmasında şu sözleri kullandı:
“Türkiye İran’dan boru hattı ile Doğalgazı üzerinden yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp gaz taşımakta bu hat İsrail tarafından hedef alınma olasılığı gaz tedarik riskini artırmakta. Türkiye ham petrol ithalatı yaklaşık 32 milyon ton türevleriyle birlikte toplam 49 milyon ton ithalat yapılmaktadır. Petrole ve petrol ürünleri ithalatı 32 milyon, ton Rusya’dan 5 milyon ton Irak, 3 milyon ton Kazakistan’dan, 2 milyon ton Suudi Arabistan’dan 7 milyon ton diğer ülkelerden yapılmakta, dolayısıyla Körfez’deki gelişmeler petrol arz güvenliğini çok fazla etkilemeyecek.”
AKARYAKIT FİYATLARI ARTACAK MI?
İsrail’in İran’a saldırısından sonra petrol fiyatları yüzde 11 artığını hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, “Brent petrolün varili yaklaşık 75 dolardan işlem görmektedir, 62 dolardan 75 dolar seviyelerine gelmesi ülke üzerinde enflasyonist baskı yaratacaktır, bütçeye yaklaşık 48 milyar dolar yük getirmiştir, Brent petrol varil fiyatı 100 dolar seviyelerine çıkma baskısı yüksektir” ifadelerini kullandı.
KUR VE ENFLASYON ARTIŞINA NEDEN OLACAK
Prof. Dr. Yaşar, bölgedeki gerilimin yayılarak sürmesi enerji ve ticaret yolları ve finansal piyasaları da etkisi altına alacağını vurguladı. Etkilerin devam edeceğini söyleyen Prof. Dr. Yaşar, “Küresel belirsizliklerde, gelişmekte olan ülkelerdeki sıcak paranın piyasalardan çekilmesi baskısını güvenli liman olarak görülen ABD dolarına yoğun alım yönelmesine neden olacağından dolar talebi kur artışlarına sebebiyet verecektir, kur artışları enflasyon ve dolaylı ile faizleri etkileyecektir” diye konuştu.
ANTALYA’DA FİYATLAR ARTACAK MI?
“Savaşlar her zaman bulunduğu bölgenin turizmini de olumsuz yönde etkiler” diyen Prof. Dr. Yaşar, turizm cenneti Antalya’nın etkilenmeyeceğini ancak fiyatların yükseleceğini ifade etti. Prof. Yaşar, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Turizmde genelde konaklama rezervasyonları 1 yıl öncesinden yapılmaya başlandığı için iptaller yaşansa bile iç turizm bunları telafi edebilecek pozisyondadır. Antalya ekonomisi büyük oranda turizme bağlı olduğu için fazlaca etkilenmeyecektir. Olası kur artışlarından dolayı fiyatlarda yükselme görülecektir.”