Antalya’nın en özel konumları arasında olan Mazıdağı, şehir hastanesinin bölgeye yapılmasıyla birlikte hızla değişmeye başladı. Trafik yüküyle birlikte yeni kavşak inşaatlarına sahne olan bölge, kısa sürede yapılaşmanın merkezine dönüştü. Öte yandan kaçak yapılaşmanın da hakim olduğu bölge krize dönüştü. Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi eski ve Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Eki Başkanı ve Arüv Peyzaj ve Artutaş Yönetim Kurulu Başkanı Cem Arüv, Mazıdağı’nın Antalya’nın ortak değeri olduğunu vurgulayarak plansızlık nedeniyle Antalya’nın en önemli yerini kaybedildiğini söyledi.
“YAZI AYRI GÜZEL, KIŞI AYRI GÜZEL”
Mazıdağı’ndan Antalya Körfezi’nin tamamını görülebildiğini aktaran Arüv, “Yazı ayrı güzel, kışı ayrı güzel, baharı ise bambaşka bir manzara sunar. Coğrafi olarak Antalya’da eşi benzeri olmayan bir lokasyondan söz ediyoruz. Benzer bir örnek Los Angeles’ta var. Orada da Mazıdağı’na benzer bir tepeye muazzam bir yapı inşa edilmiş. İnsanlar sırf o binanın bahçesinden Los Angeles ve Pasifik Okyanusu’nu izlemek için geliyorlar” diye konuştu.
ANTALYA’NIN ORTAK DEĞERİYDİ
Mazıdağı’na nitelikli ve özgün bir yapı inşa ederek burayı cazibe merkezi haline getirilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Arüv, Antalya Şehir Hastanesi’nin buraya yapılmasıyla bu şansın ortadan yok olduğunu söyleyerek, “Hastane, günlük yaklaşık 100 bin kişilik bir trafik yükünü Mazıdağı’na yönlendirdi. Bu da bölgedeki üst kotların trafiğini kilitledi, Kepez Kavşağı’nı tıkadı. Şu anda da Kepez’e yeni bir kavşak inşa ediliyor. Mazıdağı’nın bu şekilde değerlendirilmesi ister istemez çevresindeki yapılaşmayı da tetikledi. Şu anda bölgede çok hızlı bir konutlaşma var. Yakında burası, arka planında hastane olan bir konut alanı olarak karşımıza çıkacak. Oysa burası kişilere özel değil, Antalya’nın ortak değeriydi. Bu alan korunmalıydı” ifadelerini kullandı.
“ÖNCE GECEKONDU YAPTILAR, SONRA MÜTEAHHİTLERE VERDİLER”
Mazıdağı için “1970’li, 80’li ve 90’lı yıllarda burası hazine arazisiydi” diyen Arüv, “Üst kotlarda tapu yoktu. İnsanlar geldiler, çevirdiler. Seçim dönemlerine denk getirerek tapularını aldılar. Önce gecekondu yaptılar, sonra müteahhitlere verdiler. Böylece yapılaşma başladı. Oysa bu alan tüm Antalyalıların ortak alanıydı. Çok kıymetliydi ve bu şekilde elden çıkarıldı” dedi.
“MAZIDAĞI ŞEHRE İHANETİN BELGESİ GİBİ DURUYOR”
Antalya’da nitelikli alanların bu şekilde kullanıldığı başka bir örnek bulunmadığını söyleyen Arüv, Lara, Mazıdağı, Konyaaltı, Çakırlar Havzası, Boğaçay, Kırcami, Altıntaş gibi yerlerin plansız konutlarla, gecekondu görünümlü yapılarla doldurduğunu ifade etti.
“ELİMİZDEKİ PIRLANTAYI, ELMASI, ZÜMRÜTÜ KAYBETTİK”
Dört-beş katlı olsa da ruhu gecekondu olan yapılarla doldurulduğunu ifade eden Arüv, “Mazıdağı şu anda bir şehre ihanetin belgesi gibi duruyor. Kabul edilebilir değil. İnsan istiyor ki bir güç gelsin, bu alanı yeniden düzenlesin. O kadar güzel, kamusal olarak kullanılabilecek bir alan bu şekilde heba edildi. Elimizdeki pırlantayı, elması, zümrütü kaybettik. Çünkü iş içinden çıkılamaz hale geldi. Ne derdi varmış ne çilesi varmış bu dağın da bu hale gelmiş. Hak etmedi Mazıdağı. Antalya, Mazıdağı’nın bu şekilde gelişmesine müsaade ederek büyük bir değerini kaybetti” sözlerine yer verdi.