Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin bölünmesine yönelik yapılan eleştirilere sosyal medya hesabından adeta ateş püskürdü. Başkan Uysal, Türkiye’nin çağdaş dünya ile entegre olduğuna vurgu yaparken, Türkiye’nin dini ve etnik kültür konusunda oldukça özgür imkanlar sunduğunun altını çizdi. Başkan Uysal ‘Türkiye’den ne istiyorsunuz?’ şeklinde sitem ederek, “İnançlar üzerinden kariyer yapanlar, bölücülüğü meslek edinenler; sizin talihiniz yaver gitmiş, Atatürk’ün ülkesinde doğmuşsunuz, onun ilkeleriyle gelişen demokraside muhalefetinizi geliştirmişsiniz, hıncınızı geliştirmişsiniz, demokratik zemin elde etmişsiniz, dünyanın her yeriyle iletişim ve eğitim görme imkânı yakalamışsınız, birçoğunuz kariyer sahibi olmuşsunuz. Sizin Türkiye’yle derdiniz ne?” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DEN NE İSTİYORSUNUZ?”
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu şekilde konuştu:
“Türkiye’den ne istiyorsunuz? Orta Doğu’nun; dünya 1. liginde olma ihtimali olan, dikkate alınır tek ülkesinden ne istiyorsunuz? İslam dünyasının, her alanda sınırlarını aşmış, çağdaş dünya ile entegre olmuş ülkesinden ne istiyorsunuz? Tümüyle dini inançlara yoğunlaşmak istiyor olabilirsiniz tabii ama hatırlatmak gerekir ki; bütün camilerimiz tüm varlığıyla özgürce kendini gösteriyor, üniversitelerimizin ilgili bölümleri geniş kontenjanlara sahip, dernek ya da vakıf kurmak isteyenler özgürce örgütlenebiliyor, dergi-gazete çıkarabiliyor, TV kurabiliyor.
“YETMİYOR GÖRDÜĞÜM KADARIYLA”
Dahası, bazı art niyetliler uluslararası boyutta özgürce din bezirganlığı da yapabiliyorlar. Kimse karışmıyor. Yine eğer etnik kültüre odaklanmak isteyen varsa; dernekler kurabiliyorlar, ana dil ve diğer dilleri öğrenmek ve geliştirmek için kültür merkezleri açabiliyorlar, özel bütün alanlarda hatta kamusal bazı faaliyetlerde, basında, TV’de de istedikleri dili kullanabiliyorlar. Ama yetmiyor gördüğüm kadarıyla.
“DAHA KAÇ BAĞIMSIZ KÜÇÜK ÜLKE KURULACAK?”
Türkiye’den ne istiyorsunuz? Dünyada 7 bin aktif dil var. Daha kaç küçük bağımsız ülke kurulacak? Birleşmiş Milletler 1945 yılında kurulduğunda 51 ülke vardı, şimdi 193 ülke var. Daha kaç bağımsız küçük ülke kurulacak? Tamam; bu ülkeler gümrük duvarlarını, vergilerini indirsinler, egemenlerin malları serbestçe girsin bu ülkelere, satılsın. Ülkelerin madenlerini uluslararası sermayeye açsınlar, onlar işletsin. Bağımsız hiçbir siyasetleri olmasın bu ülkelerin. Bölünmeye devam etsinler, bölündükçe küçülsünler, küçüldükçe bölünsünler.
“TÜRKİYE’DEN ALIP VEREMEDİĞİNİZ NE?”
Dünya egemenleri her yerde rahat edecekleri şekilde küçültme faaliyetlerini sürdürsünler. Tamam; Onlar kendi planları ve stratejileri doğrultusunda haklılar, kendi çıkarlarını savunuyorlar. Peki sizin derdiniz ne? İnançlar üzerinden kariyer yapanlar, bölücülüğü meslek edinenler; sizin talihiniz yaver gitmiş, Atatürk’ün ülkesinde doğmuşsunuz, onun ilkeleriyle gelişen demokraside muhalefetinizi geliştirmişsiniz, hıncınızı geliştirmişsiniz, demokratik zemin elde etmişsiniz, dünyanın her yeriyle iletişim ve eğitim görme imkânı yakalamışsınız, birçoğunuz kariyer sahibi olmuşsunuz. Sizin Türkiye’yle derdiniz ne? Sizin Türkiye’den alıp veremediğiniz ne? Hıncınız niye bitmiyor?
“BÖLMEYE ZEMİN HAZIRLIYORSUNUZ”
Eleştiriyorsunuz; Türkiye’nin varlığını, anatomisini eleştiriyorsunuz. Hayran olduğunuz, bazı ulus devlet vasfındaki ülkelerden kültürel çeşitlilik açısından daha özgürlükçü özellikler taşıyan Türkiye Anayasası’nı ameliyat etmeye çalışıyor, bölmeye zemin hazırlıyorsunuz. Ortak anayasal kimliğimiz olan “Türk Milleti” kavram ve olgusundan hiç hoşlanmıyorsunuz, bunu hepten kaldırmak istiyorsunuz. Çarpık bir tarih uyduruyor ve rövanşist bir şekilde saldırıyorsunuz. Oysa anayasamızın en önemli sorunu kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşıp neredeyse kuvvetler birliğine evrilmesi ve bu yapının ülkeyi giderek otokratik bir rejime sürüklemesidir. Ne gariptir ki, belli çevreler bu hayati konuya asla değinmiyorlar.
“TÜRKİYE’Yİ; SURİYE’YE, IRAK’A, YUGOSLAVYA’YA ÇEVİRDİĞİNİZDE BAŞINIZ GÖĞE Mİ ERECEK?”
Ne istiyorsunuz bu ülkeden, ne istiyorsunuz? Türkiye’yi; Suriye’ye, Irak’a, Yugoslavya’ya çevirdiğinizde başınız göğe mi erecek? Keşke bir kısım insanoğlunun, deneme-yanılma dışında bir öğrenme yöntemi olabilseydi; deneyip görmeden, duygularını hezeyanlarını yenip öğrenebilseydi, yalın gerçekleri, yakın tehlikeleri görebilseydi. Keşke… Dilerim, deneme-yanılma yöntemini bir kez daha yaşamayız…
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR”
Son söz:
‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ diyen Atatürk’ün izinde mücadeleye devam edeceğiz.”