Son yıllarda ikinci ve üçüncü plana atılan sanat can çekişiyor. Özellikle son zamanlarda yapılan hakaret ve küfür dolu şarkılar ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Türkiye’nin önemli sanatçılarından biri olan Türk halk müziği sanatçısı Sümer Ezgü, isyan etti. Özellikle yerel yönetimlerde kurulan bilinçsiz kadroların sanatı çok etkilediğini söyleyen Ezgü, “Yerel yönetimlere çok büyük iş düşüyor. Yerel yönetimlerimizi kültür sanat etkinliklerinde birçoğunu eleştiriyorum. Çok bilinçsiz kadrolar kuruyorlar. Bir bölgede yaşayan insanlar için kanalizasyon ve yol hizmetler ne kadar halk için gerekliyse sanatta o kadar gerekli.

KADROLAR ÇOK KÖTÜ

Belediyecilik sadece kanalizasyon, yol ve altyapı hizmetleri değildir. Belediyeler, halkın kültür ve sanat ihtiyaçlarını da en üst düzeyde karşılamak zorunda. O kadar kötü kadrolar getiriliyor ki, o kadar dejenere kadrolar getiriliyor ki onun için yerel yönetimleri ben eleştiriyorum. Halkımıza layık olmayacak, halkımızın ihtiyaçlarını aşağı çeken festival kadroları, kültür sanat etkinlikleri bana göre kültür sanat etkinliği değil. Dolayısıyla yöneticilerin, yerel yöneticilerin ve üniversite yönetimlerinin daha seçici olması gerekiyor. Sadece bazı kişileri beslememeleri lazım. Halkı kültüründen koparmamaları lazım” dedi.

Sanatci Sumer Ezgu Depremzede Cocuklarimizin Rehabilitasyonuna Gonulluyuz 09 J F

“KAYBEDECEK BİR ŞEYİN YOK”

‘Eğer bu ülkede bir kültür erozyonu ve dejenerasyonu varsa, eğitim sistemi kadar yöneticilerin hatası var’ diyen Ezgü şu sözlere yer verdi;

“Siyaset kirli ve bu kirlilik içinde sadece gelecek dönemin seçimlerine yönelik kültür sanat altında dejenere işler yapılıyor. 45 yıldır bu işin içindeyim daha kaybedecek bir şeyim yok. Girip çıkmadığım yer her yere, yurt dışında, yurt içinde yani en lüks yerlerden, en büyük otellerden, en büyük dünya sahnelerinden tutunda köylere, tozlu yollara, şalvarlı kadınlara, kasketli adamlara kadar konser veriyorum.

Sümer Ezgü 02

“BUNLAR BAKAN, BELEDİYE BAŞKANI, MİLLETVEKİLİ OLUYOR”

‘Elma’ demeyi de gördük ‘Alma’ demeyi de gördük. Kültürün ne demek olduğunu biliyoruz. Kültür bu ülkenin, bu toprağın öz kültürüdür. Yöneticilerimizin öz kültür eksikliği var. Türkiye'de belli bir jenerasyon çok bilinçsiz yetişti. Bu jenerasyon kültürün ne demek olduğunu bilmiyor ve bu jenerasyon belediye başkanı, muhtar, milletvekili ve bir bakan oldu. Kültür besleme noksanlığı var. Kültüre doymayan beden kültürsüz işler yapar. Ayrıca uluslararası etkinlikler oluyor. Hep siyasi ve ekonomik ilişkiler kurduk deniyor. Hiç kültür yok. Siyaset keskindir zamanı gelir siyaset kavga eder. Ülkeler siyasi açıdan farklı görüş sahipleri olurlar ve kavga ederler.

SİYASET KAPILARI KAPANIR

Kapılar kapanır ama kültür daima açıktır. Bir örneğin Süleyman Demirel ve Turgut Özal zamanında Adriyatik’ten Çin Seddi’ne söylemleri vardı. Biz o zaman Türk Tanıtma Vakfı'yla Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan'a üç tane turneye çıktık ve konserler verdik. ‘Ben Kazak’ım Ruslardan yıllarca çektim büyük abi istemiyorum’ diyorlardı.

Sümer Ezgü 01

“SANAT KAPILARI AÇAR”

‘Ben Özbek’im benimle ticaret yap, kültür yap’ diyor. Biz ne yaptık? Biz bağlama çaldık, onlar tar çaldı, dombra çaldı, gitar çaldı, kopuz çaldı. Danslar yapıldı. Hiçbir şey konuşmaya gerek yoktu. Kültür zaten ayrı kapılar açtı. Kültür sanat daima kapıları açık tutar. Onun için bizim yöneticilerimizin kültürü ve sanatı biraz daha dikkate almaları lazım. En önemli, en temel problem de bizim kültürümüzün, müziğimizin, danslarımızın ilkokuldan itibaren eğitim sistemine girmesi lazım.”

Muhabir: YAPRAK ÖZER