Genel seçimlere önümüzde kısa bir süre kaldı. Bu pazar günü ülke sandığa gidecek ve bizi önümüzdeki dönem yönetecek cumhurbaşkanı ve TBMM üyesi olacak milletvekillerini belirleyecekler. Ülkenin gündeminde birçok sorun var. Bu sorunların başında da ekonomi geliyor. Gelir adaletsizliği, yüksek enflasyon, barınma sıkıntısı, işsizlik, atanamayan üniversite mezunu gençler, kontrolsüz göç, yüksek vergilendirme gibi birçok sorun konuşuluyor. Bu konuşulan sorunlar ile ilgili gerek 21 yıldır ülkeyi yöneten mevcut hükümet, gerekse iktidar olmaya talip olan muhalefet bu sorunların çözümüne dair vaatlerde bulunuyorlar. Hem iktidar hem de muhalefet kanadında ise kadın hakları ile ilgili herhangi bir açıklama yok. Muhalefet sadece İstanbul sözleşmesinin üzerinden yürürken, iktidarın yeni paydaşları olan yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR ise bırakın İstanbul sözleşmesini, boşanmanın önüne geçmek için kadına şiddeti arttırabilecek yeni formüller ortaya atıyorlar.
İNANAMADIK
Hal böyleyken bizlerde sokaktaki vatandaşlara mikrofon tuttuk. Duyduklarımıza ise inanamadık. Genel olarak kadınlarımızda, erkeklerimiz de şiddete karşı. Birçok kadının geçmişten gelen bir şiddet hikayesi var. Ancak acı olan bazılarının kadına şiddeti savunması. Gerek erkek, gerekse kadınların önemli bir kısmı dayağın olmaması gerektiğini savunmaktan çok, gerekçesini oluşturulmaması gerektiğini savunuyorlar. Yani kaba tabirle dayağı HAKETMEMEK gerektiğini söylüyorlar. Ama bu hak etmenin tarifini yapan yok. Genel anlayış alan razı, veren razı gibi…