Antalya’da son yıllarda yaşanan ekonomik kriz iyice kendini belli etti. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman Antalya ekonomisindeki son durumu değerlendirmişti.
ATSO Başkanı Hacısüleyman; “Bu faizlerle iş yapmak mümkün değil. Biz tüketim için değil, üretim için finansmana erişmek istiyoruz. Bize bir yol açılması gerekiyor, nakde sıkışmış durumdayız. İşletmelerimizin ticari faaliyetlerini yürütebilmesi için üretebilmesi, satabilmesi ve finansa erişiminin olması gerekiyor. Bu üçayak olmadığı sürece zaten kar etme şansımız yok, kar etmeyen bir üretim merkezi, işletme ayakta duramaz” sözleriyle Antalya’daki ekonomik durumun kötüye gittiğini belirtmişti.
Turizme ve tarıma dayalı Antalya’da ekonominin iyi gitmesi beklenemez zaten… Tarım son zamanlarda giderek azalıyor, çiftçilerin eline para geçmiyor. Geçen de borca gidiyor. Ektiğini biçemiyor. Mazot almış başını gitmiş. Gübre deseniz ayrı, tarım desteklerinin yetersizliği, iklim krizi sorunu, kuraklık birçok şey bulunuyor.
Sanayi de son durum kötü daralma var. Sanayiciler, yüksek faiz oranları ve bankaların kredi verirken talep ettiği yüksek komisyonlar nedeniyle finansmanlara zorluk yükseldi. Ekonomik krizin etkileri giderek sertleşiyor.
Sağlık sektöründe durum kötü, özellikle eczanelerde yaşanan bu gerileme bir hayli çok. Ekonomi eczanedeki ilaçları da etkiliyor. Ekonomik olarak yurtdışından gelen ilaçlara uygulanan zam nedeniyle artık ilaçlarda bulunamıyor.
Antalya’daki sanayi sektöründeki daralma, sıkı para ve maliye politikalarının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Hizmet sektörü büyüyor görünse de, tarım sektörü tam olarak büyümüyor. Antalya’da yaşayan vatandaşlar olarak ekonomik anlamda işkence çekiyor da kimse farkında değil, olanlar da sesini yükselte bildiği kadar yükseltiyor. Bakalım sonumuz ne olacak?