Attalos Pati Gönüllüleri, AKP ve MHP oyları ile onaylanan, Anayasa Mahkemesi’nin de kabul ettiği Hayvan Hakları Yasası’na ateş püskürdü. Konuyla ilgili eylem düzenleyen hayvanseverler, sokak hayvanlarının uyutma adı altında öldürülmesine tepki gösterirken, valilikler tarafından koyulan besleme yasaklarını ise kınadı. Hayvanseverler, yürürlüğe giren düzenlemeyle birlikte sokak hayvanlarının yaşam hakkının tehlikeye atıldığının altını çizerken, barınak ve sokaklarda hayvanların acı çekerek öldürüldüklerini ileri sürdüler.
“SOKAK HAYVANLARININ ÖLDÜRÜLMESİ KANUNEN YASAKTIR”
Attolos Pati Gönüllüleri, yaptıkları eylemde şu açıklamaya yer verdi:
“İktidar, muhalefet, valilikler ve tüm belediyeler: AKP ve MHP’nin oyları ile onaylanan, AYM’nin de kabul ettiği Hayvan Hakları Yasası kan dökmeye devam ediyor. Sokaklarda ve barınaklarda hayvanlar acı çektirilerek katlediliyorlar. Anayasa’nın 56. maddesi, devletin doğal yaşamı koruma yükümlülüğünü düzenler. Çıkan katliam yasası, bu yükümlülüğün ihmali anlamına gelir. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanların “yaşam hakkını” tanır. Sokak hayvanlarının öldürülmesi kanunen yasaktır.
“HAYVANLAR KATLEDİLMEKTEDİR”
Yasada yapılan değişiklikler ile “uyutma” adı altında öldürmenin önü açılmıştır. Bu ise hem mevcut yasal korumaya hem de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere —mesela Avrupa Hayvan Hakları Sözleşmesi— de aykırıdır. Tüm bu sözleşmelere ve yasalara rağmen hayvanların yaşam hakları hiçe sayılmaktadır. Hükumet eliyle, barınak çalışanlarının acımasızlıkları ile hayvanlar katledilmektedir. Ülkenin her yerinden her gün, her an acımasız katliam haberleri gelmektedir. Biz yaşam hakkı savunucuları olarak buna “dur” demek için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Ta ki siz bu yanlıştan dönene kadar.
“TOPLUMUN VİCDANINA ÇOK AĞIR BİR DARBEDİR”
Sokak hayvanlarının öldürülmesi, öldürülmelerine göz yumulması sadece hayvanlara değil, toplumun vicdanına da çok ağır bir darbedir. Çocukların, gençlerin gözleri önünde çaresiz hayvanların yok edilmesi, şiddeti normalleştiren bir kültür yaratır. Ki sokaktaki şiddet olaylarının arttığı da gözlenmektedir.
“SOKAKLAR ARTIK GÜVENLİ DEĞİL”
Sizlerin bulmuş olduğu yöntemler sorun çözmekten öte sorunun kendisi olmuştur. Ülkede sokak hayvanlarının bir sorunmuş gibi gösterilmesi ahlaka, bilime, etiğe aykırıdır. Ülkemizde en büyük sorunlardan biri “başıboş insan” sorunudur. Sokaklar artık güvenli değil: katiller, sapıklar kol geziyor meydanlarda. Asıl onlar için önlemler alınmalı, asıl onlar kafesler arkasında olmalıdır.
“YASADAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR”
Köpekleri hapsetmek ve öldürmek yerine kısırlaştırma yapılmalı; üretimin, ticaretin önüne geçilmeli, kontrol politikaları uygulanmalıdır. Yoksa popülasyonun önüne geçilemeyecek, barınaklar dolmaya devam edecek, katliamlar sürecektir. Uzun vadede etik dışı ve işlevsiz bu yasadan derhal vazgeçilmelidir; bu yanlıştan dönülmelidir.
“VALİLİKLER TARAFINDAN BESLEMELER YASAKLANDI”
Bunun yanı sıra, son zamanlarda bazı valilikler tarafından alınan kararlarla sokakta yaşam mücadelesi veren hayvanların beslenmesi yasaklanmıştır. Bu karar hem hukuki açıdan sakıncalı hem de vicdani olarak kabul edilemez bir uygulamadır.
“BESLEME YASAKLARI, GÖNÜLLÜ HAYVANSEVERLERİN EMEKLERİNİ VE TOPLUM VİCDANINI YOK SAYMAKTIR”
Hayvanların yaşam hakkı, devletin ve toplumun ortak sorumluluğudur. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanların aç ve susuz bırakılmasını yasaklamakta; yerel yönetimlere bu canlıların bakım ve beslenmesini sağlama görevi vermektedir. Bu nedenle valiliklerin aldığı “besleme yasağı” kararları kanunla çelişmektedir. Hayvanları açlığa mahkûm etmek, onları ölüme terk etmektir. Aç kalan hayvanlar sağlık problemleri yaşamaya başlar; bu da vicdanları yaralar. Aç bırakılan her hayvan, gizli bir katliam kurbanıdır. Besleme yasakları, gönüllü hayvanseverlerin emeklerini ve toplum vicdanını yok saymaktır. Açlıktan hayvanların ölmesi, toplumsal merhamet duygusunu da zedeleyecektir.
“VALİLİK HUKUKA AYKIRI DAVRANMIŞ OLUR”
Valilik, kamu düzeni ve güvenliği gerekçesiyle bazı düzenlemeler yapabilir; ancak düzenlemeler kanunların önüne geçemez. Kanunda hayvanların aç bırakılması yasakken, valilik “besleme yasağı” getirdiğinde hukuka aykırı davranmış olur. Hayvanların hakları idari emirlerle ortadan kaldırılamaz. Hukuka aykırı bu uygulamaların karşısında yasal çerçevede mücadele edeceğimizi de tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
“ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BARINAĞI’NDAKİ GÖRÜNTÜLER VİCDANIMIZI YARALAMIŞTIR”
Yakın zamanda Antalya Büyükşehir Belediye Barınağı’ndan paylaşılan görüntüler vicdanımızı yaralamıştır. Yeni yaşam alanları yapılmamışken hâlâ köpekler toplanıyor ve padoklarda istifleniyor. Halbuki yasada yeni yaşam alanlarının kurulmasına dair belirlenen bir süre var ve o alanlar kuruluncaya kadar yeri olmayan barınaklar köpek toplamamalıdır. Hayvanların yaşam özgürlükleri ellerinden alındığı yetmemiş gibi bir de hayatları riske atılmaktadır. Salgın hastalık ve beslenme problemleri ortaya çıkmaktadır. M2’ye düşen hayvan sayısı da belirtilmişken, bu sayı çoktan aşılmış; yine yasaya karşı gelinmiştir. Özel yaşam alanları denetlenip kurallara uyması için baskı görürken, barınaklar denetlenirken neden kurallara aykırı toplama yapmaları engellenmiyor? Neden uyarı almıyorlar?
“KÖPEK TOPLAMAMALIDIR.”
Bizler emek verip yaşatmaya çalıştığımız, kısırlaştırıp tedavilerini üstlendiğimiz, gecemizi gündüzümüze katarak beslenmelerini sağladığımız hayvanların barınaklarda pislik içinde, istiflenmiş şekilde görülmesini istemiyoruz. 10 köpeklik alanda 50 köpek görmek istemiyoruz. Korkudan mamaya ve suya ulaşamadıklarını düşünmek istemiyoruz. Hayvanların yaşam hakları suistimal edilmemeli. Büyükşehir Belediyesi barınağı, yeni yaşam alanına sahip oluncaya kadar köpek toplamamalıdır.
Barınakta bazı bölümler ziyaretçilere kapatılmış. Kamuya ait alanda halka kapalı bir alan olamaz. Kapalı alanların derhal ziyarete açılmasını istiyoruz. Toplanan tüm canlıları görmek bizim en doğal ve yasal hakkımız. Bu hakkımızı da sonuna kadar kullanacağız.”