Bir Millet düşünün ki, yönetenlerince 15 Devleti yıkılmış, Halk olarak, Millet yeniden 16'ncısını tüm emperyalist dünyaya karşı, toprakları için ölümüne savaşarak kurmuştur.

Adını da TÜRKİYE CUMHURİYETİ olarak köyüm ve milletini de, kurtuluş savaşını kazanıp, toprakları üstünde yaşayanların tümünü kapsayacak şekilde "Türkiye Cumhuriyetini Kuran Türk Halkına TÜRK MİLLETİ DENİR" diyerek tanımlamıştır.

Binlerce yıllık bir tarihi olan bu toprakların ve üstünde yaşayan Milletimin tarihi neden sadece bir döneme hapsedilerek tanımlamaya çalışılır ki!..

Büyük Selçuklu Türk Devleti yıkıldıktan sonra Anadolu'da 11 Beylik Devleti kurulmuştur.

Bursa, İznik gibi kültür ve medeniyet altyapısı güçlü yörede kurulmuş olmanın avantajını yaşayan Osmanoğlu Beyliği, savaşla ya da gönüllü olarak devleti içini bu beylikleri katarak Devlet ve İmparatorluk olmuştur.

Köken olarak farklı kültür ve inançlardan gelse de Osmanlı Beyliği altında toplanan bu beyliklerin Devleti, Osmanlı Devleti Yavuz Sultan Selim'in "Hilâfet" rejimine geçmesi ile bambaşka bir devlet ve millet tanımı içine girmiş, önceleri devletin başı, Sultan iken bu kez Halife olmuştur.

1517 yılında, Osmanlı Padişahı I. Selim'in Mısır'ı fethedip Memlûk Devleti'ne son vermesiyle birlikte, HALİFELİK ünvanı da Osmanlı Hanedanlığı'na geçmiştir.

Dünya'da Kapitalist Sistemin yeni bir ilan emperyalist aşamaya geçmesiyle birlikte bazıları savaş ile, Orta Doğu ve Afrika'da da cetvel ile çizilen sınırlar içinde yeni devletler kurulmuştur.

Bu dünyanın yeni süreci laik bir yönetim sistemini incelemiş ve tüm dünyaya da yayılmıştır.

Çağdaş bir dünya devleti, Yurttaşlarının da çağdaş dünyanın insanı olması için, 3 Mart 1924'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Hilafeti kaldırılmıştır.

İşgal altındaki Osmanlı Devleti topraklarının kurtarılması için savaşan kahramanlar için bile idam fermanı yayınlanmıştır.

Hıyanet-i Vataniye Kanunu'na 25 Şubat 1935'de eklenen bir madde ile "dini ve mukaddesatı siyasi amaçlara esas ve alet etmek maksadıyla bu cemiyet kuranlar" da vatan hainliği kapsamına alınmış ve Mustafa Kemal Atatürk de, idamla cezalandırılmıştır.

Günümüz Türkiye Cumhuriyeti makam koltukları arkasında 16 Türk Devleti bayrağı olur da, burada oturanların çoğu neden;

Hun, Göktürk, Uygur,

Avar, Hazar torunuyuz demezler de, sadece "Osmanlı torunuyuz" derler?

Konu devlet ise buyurun 16 devlet.

Elbette ki Osmanlı Hükümdarlarının ünü görmezlikten gelinemez ama Uygurlar Hükümdarlarının ünü de ortadadır.

Tamam Hazar Türklerinin çoğunun dini inancı Museviliktir ama devlet, bugünkü Rusya'dan daha büyük topraklara sahipti.

Günümüz Dünyasında bilgi kaynakları o kadar açık ve çeşitli iken, hele hele Türk tarihini araştırsın diye parası Atatürk tarafından verilip kurdurulan Türk Tarih Kurumu neden bu kadar sessiz ya da karnından konuşmaktadır.

Osmanlı Devlet yönetiminden

Türklerin dışlandığı,

Sadrazamların çoğunun Devşirme ve Dönmelerden olduğunu;

Türk Milleti için "ETRAK-I Bİ İDRAK", (Akılsız, Pis Türk) denildiğini, bütün dünya bilir.

Halk evinde, sokakta Türkçe konuşurken, Sarayda Farsça ve Arapçaya yeğlenerek Devletin resmî yazışma dilinin Osmanlıca denilen Arap harfleri ile yazılan, bir sürece girildiği, bilim, teknik ve edebiyatın görmezlikten gelindiği bir devlet süreci yaşanmıştır.

Hani bir söz vardır, yaptığınız ilk yanlış Allah'tandır, ikincisi şans, üçüncüsü oluyor ise, kusura bakmayın ama bu sizin aptallığınızdandır, denilir.

Ortalıkta takke, cübbe takıp, sakal bırakıp Osmanlı torunuyuz diyenler, azıcık da tarihlerinin derinliklerine baksalar ne güzel olur.

Tarihteki 16 Türk Devleti gibi Osmanlı da bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti de.

Ha gayret, bilgeliği destanlaşan Bilge Kağan'dan, cesareti Mete Han'dan, intikamı Atilla’dan, umudu Kür Şad'tan, gücü Alp Er Tunga’dan, inancı Alparslan’dan, devlet sevgisi bilgelik ve

kararlılığı Fatih’den,

ulusal kurtuluş önderliğini Atatürk’ten öğrenmenin vakti gelmedi mi.

Ey Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşları, "titreyin ve kendinize gelin artık!"