Ben ilk kez laf ebesi Gökçek’i bu denli aciz görmüştüm. Ne yalan söyleyeyim çok da keyif almıştım. Çünkü Gökçek ile ilgili iddialar havada uçuşurken, partisinin bu denli sessiz kalması çok şaşırtıcıydı.
Sonra Deniz Baykal’ın kaset meselesi çıktı. Deniz bey Genel Başkanlıktan istifa etti. Ardından da yerine Kemal Kılıçdaroğlu geçti. Ben bu duruma bir yandan sevinirken, diğer yanım ise hüzünlenmişti. Muhabir olarak Baykal’ı defalarca takip etmiş, bire bir röportajlar yapmıştım. Hemen hemen her bayram birlikteydik. Hele ki böylesine bir kasetle gitmesi çok üzücüydü. Kemal beyin gelişine ise yeni bir heyecan yaratacağı düşüncesi ile sempatik bakmıştım.
Ancak işler hiç de iyi gitmedi. Kemal bey halkın bir kesimi tarafından çok sevilirken, bir kesimi tarafından ise hiç benimsenemedi. Defalarca seçim kaybetti. Ama siyasi bir akıl oldu. Oyun kurdu, masa kurdu. Son anda adaylıkta diretmesi açıkçası bendeki en büyük handikapıydı. Seçimi de kaybetti. Olabilir. Bu siyasetin cilvesi ancak her başlangıcın bir sonu vardır. Eğer halk ile kaymakam arasında bir sorun varsa suç halk da bile olsa kaymakam görevden alınır, halk ilçeden gitmez.
İSTİFA ETMESİ GEREKİRDİ
İşte bu mantıkla Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçimin ardından genel başkanlıktan da istifa etmesi gerekirdi. Etmedi. Gemiyi güvenli limana yaklaştırmaktan bahsetti. Oysaki istifa etse toplumun büyük bir kesimi tarafından saygınlığını koruyacaktı. Partiyi kurultaya götürerek bence ülkenin kaderi ile de oynadı. O kurultayda para pul döndü mü bilmem. Bildiğim tek konu vardır ki, o kurultay normal değildi. Normal şartlarda Kılıçdaroğlu kendi delegeleri ile o seçimi kaybetmezdi. O tarihe leke olarak geçtiğini düşündüğüm kurultayla Özgür Özel genel başkan olmuştu.
İlk yerel seçimlerde bence birçok bölgede hatalı aday belirlemesine rağmen büyük bir başarı elde etti. Ancak bu ne Kemal beyin mirasıydı, ne de Özgür beyin başarısı. Bu halkın hükümete olan isyanıydı. Birçok yerde AK Parti seçmeni sandığa gitmedi ve böylesine bir sonuç ortaya çıktı. Her ne kadar yerel seçimlerden sonra Özgür Özel bir çok konuda hata yapsa da özellikle Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından ortaya koyduğu performansla bence göz doldurdu.
CHP SEÇMENİ MİMİK GÖRDÜ
Hatta çok üzücü bir şekilde aramızdan ayrılan Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in cenazesinde CHP seçmeni çok uzun yıllardır görmediği bir şeyi gördü. Maske gibi sürekli gülücük saçan Deniz Baykal, her ne olursa olsun soğukkanlılığını kaybetmeden yüzünü hiç değiştirmeden sabit kalan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra ilk kez CHP seçmeni mimik gördü, Özgür Özel’i ağlarken gördü, üzülürken gördü, mezarın içine girdiğinde tükenmişliği gördü.
İşte bu insani görüntüler bile bence Özgür Özel’i büyüttü. Şimdi buradan oturur Özgür Özel’in kurultayı nasıl aldığını, belediye başkanlarını nasıl belirlediğini, hangi gafları yaptığını yazmaya kalksam kocaman bir liste ortaya çıkar. Ama bunların bir anlamı yok. Halk bir çıkış arıyor. Yıpranmış mevcut iktidara oy vermek istemeyen bir kesim oy verecek parti arıyor.
KEMAL BEYE YAKIŞAN
Bu ay sonu bilemediniz bir mahkeme sonra Özgür Özel’in ipini çekecekler. Manisa’da kendi partililerinin arasına bile korumalarıyla girebilen Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten tekrar partinin başına gelip CHP’yi mi yönetecek? Ya da bir ismi işaret ederek onun genel başkan olması için kurultaya mı gidecek? Olmaz bence Kemal beye yakışan mahkemeye gidip, ifade verip bu davanın kapanmasını sağlamaktır. Yoksa CHP seçmeni savruldukça savrulmaya devam edecek.
Bakın uyarıyorum. Bu parti zamanında SHP ile birleşmek için çok uğraştı. Bu sayede de ortaya güçlü bir yapı çıktı. Gelin partinin bölünmesine izin vermeyin. Biz sizi çok sevdik hep de öyle hatırlamak istiyoruz. Siz bu halkın brosusunuz. Gelin bu işten vazgeçin Sayın Kılıçdaroğlu. Siz bu işi intikam olarak görürseniz hata yaparsın. Hoş ortada intikam alacak bir durum da kalmadı. Şimdilerde Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesine neden olan Ekrem İmamoğlu’mu mutlu, yoksa Özgür Özel’mi?
Kaymakam misali. Halkı başka partiye yollama, gel bu koltuk işinden sen vazgeç Sayın Kılıçdaroğlu.