O yıllarda SSK’lılar Devlet Hastanesi’nde, SSK’sı olmayan da SSK Hastanesi’nde muayene olamıyordu. Acilde muayene sonrası hastalar değim yerindeyse hastanesine postalanıyordu. Yani aynı ilde iki hastane var. Ama birbirlerinin hastalarına bakmak yasak. İnanılmaz saçma bir sistem. Dönemin SSK Başhekimi Dr. Kemal Özbıyık’tı. SSK Hastanesi’nin binası tamamen iflas etmişti. Bunun üzerine de aynı alana yeni bir bina için temel atılmıştı. Bu binanın inşaatı ise tam 10 yıl sürdü. O dönemki sağlık muhabirleri ne zaman habersiz kalsak başhekime gider ve bir “İnşaat ne zaman bitecek ?” haberi yapardık. Yıllar yılları kovaladı ve bu bina bitti.
Şimdilerde bu bina yeniden işlevini yitirdi ve yerine yenisi yapılacak. Ancak bu hastanenin yıkılmasını kimse istemiyor. Bu hastanenin çok sayıda personeli var. Onlar buradaki binaya göre bir düzen kurmuşlar. Buraya yakın evlerde oturuyorlar, çocukları bu bölgedeki okullara gidiyor. Çevrede çok sayıda eczane var. Ayrıca hastane odaklı çalışan yine bir sürü esnaf bulunuyor. Bunların birçoğu hastanenin kalması ile birlikte yok olacak. Bir dönemin hava parası ödenen dükkanları belki de şu ekonomik koşullarda boş kalacak.
Peki bu hastaneyi bölüm bölüm yapsanız ne olur? Orada sadece A ve B Bloklar yok ki. Yan taraflarda çok sayıda blok bulunuyor. Bunları parça parça yapabilirsiniz. O zaman yukarıda yazdığım dengelerin hiç birisi de bozulmayacaktır. Dün AK Parti İl Başkanı Ali Çetin oradaydı. Sağlık ile ilgili çok sayıda bürokratın yanı sıra İl Sağlık Müdürü Dr. Behzat Özkan’da hemen yanında. Yani bu hastanenin yıkım kararının duyurulmasında İl Başkanı Ali Çetin’in yanında saf tutuyor. Sayın Müdürüm sizin işiniz AK Parti’nin aldığı kararları sağlık çalışanlarına dikte etmek midir yoksa sağlık çalışanlarının sorunlarını bakanlığa bildirmek midir? Niye anlamak istemiyorsunuz orada bulunan sağlık çalışanları bu hastaneden ayrılmak istemiyorlar.
Peki Sayın Ali Çetin siz AK Parti İl Başkanısın. Ama dikkatinizi çekerim Antalya’nın İl Başkanısınız. O zaman niye Antalyalının tepkisini Ankara’ya aktarmıyorsunuz? Halka rağmen, halkın istemediği yatırım yapılır mı? Kimse bina yenilenmesin demiyor. Ama pekala bu inşaatı sağlık hizmetlerini durdurmadan günümüzde yapmak mümkün. O zaman niye halkın, esnafın, sağlık çalışanlarının mutluluğu için mücadele etmiyorsunuz? Niye bu tepkileri Ankara’ya aktarmak yerine halkı karşınıza alıyorsunuz?
Sizin partiniz daha önce yukarıda yazdığım gibi 10 yılda biten inşaatları 2 yılda tamamladığı için, SSK ile Bağkur birleştirerek tüm hastaların tüm hastanelerden hizmet almasını sağladığı için, Antalya’ya son 20 yılda Kepez Devlet Hastanesi’ni, Şehir Hastanesi’ni kazandırdığı için iktidarda kaldı. Bu AK Parti'nin bir yüzüydü.
Şimdilerde ise tüm tepkilere rağmen müzeyi yıktınız. Muhtemelen burayı da yıkacaksınız. Yani Antalya'yı Antalyalıya rağmen yönetiyorsunuz. İşte bu da AK Parti'nin ikinci yüzü. Lütfen bir anket yaptırın. CHP’li belediyeler ile ilgili bu kadar yolsuzluk hikayesinin içerisinde Antalya’da oyunuz ne kadar arttı? Bugün bir seçim olsa ne kadar oy alırsınız? Bu soruları siz uğraşmadan ben yanıtlayayım. Siz Antalyalılar ile kavga etmeye devam ettiğiniz sürece Antalya’da kaybetmeye mahkumsunuz. Tüm yapılanları Antalyalılara rağmen yapıyorsunuz. Bu tavrınız devam ettiği sürece “Biz Antalya’ya bu kadar yatırım yaptık. Bu kadar para harcadık. Neden kaybediyoruz?” diye daha çok sorgularsınız.
Ne diyelim inşallah bir gün Ankara’nın oldubitti kararlarını zorla Antalya’ya zorla monte eden yerel siyasetçilerimiz yerine Antalya’nın sorunlarını, tepkilerini Ankara’ya aktaran yerel siyasetçilerimiz olur.
Esen kalın…