Tam 3 gündür televizyonlarda kasap dükkanında halka nasıl bozuk et yedirildiğini kıyma çekme makinasında yapılan hileli gözenekleri zabıtanın tespit etmesi sonucu yağ ve taşlığı çekerek dana et, kuzu eti kıyma diye sattıkları yayınlanıyor.

Bu haberi izlerken günlerdir beni düşündüren Doğu Garajı’nda bana oynanan oyun aklıma geldi. Kurban Bayramı’ydı. Bu bayramı da köfte yiyerek geçirelim diye ailece karar aldık. Kalabalık bir aile olduğumuzdan 5 kilo kıyma almam gerekiyordu.

Doğu Garajı’ndaki kasaplar aklıma geldi. Fiyatlar normal kasaplara göre biraz daha hesaplıydı. Bir kasap çocuğu olarak önce vitrini izledim. Dana, kuzu ve hazır kıymalar vitrinde sıralanmıştı. Bonfilesi, bifteği hepsi tepsi içinde süslenmiş bir gelin gibiydi. Buradaki kasaplar normal fiyatın bir çıt altında satış yapan etiketleri sıralamışlardı.

Vitrini çok düzenliydi…

En baştaki büyük tanzim satış kasabını tercih ederek hızlı sirkülasyon yaptıkları için hesaplı ve sağlıklı et satıyorlar diye dükkandan içeri girdim.

Sıramı bekledim ve sıram gelince de görevliye yağsız kıyma istediğimi ifade ederek tepside duran kuşbaşı dilimli tepsideki etleri gösterdim. 5 kilo kıyma çektirmesini istedim.

Adam bir bana bir de tepsiye bakarak avucunu tepsiye daldırıp etlerin bir kısmını alarak kıyma makinasına attı. Ben tek seferde çek dememe karşın makinadan çıkan kıymayı tekrar çekmeye başladı.

Ben sinirlenerek yüksek sesle, ‘Kardeşim tek seferde çekilecek’ deyince bana ‘Tamam’ dedi ve makinadaki kıymaları el çabukluğuyla ambalaja sararak önüme koydu.

Haydaaa…

Ben gösterdiğim tepsideki etten 5 kilo istemiştim, Bu adamın avuçladığı et ancak yarım kiloluk et….

Tepsideki etin tamamı bile en çok 3 kilo gelirdi.

Hemen paketi açtım…

Aman Allah’ım ne göreyim, çekilen kıyma tamamen yağ hem de iç yağından oluşan kıyma…

‘Bu ne’ dedim…

‘Usta ben yağsız kıyma istedim.’

Bana bıyık altından gülümseyerek ‘Abi köfteye yağsız olmaz’ dedi. Kızgın bir vaziyette bunun benim sorunum olduğunu yağsız istediğimi söyleyince o da diretti. Son cümlem, kasap bir aileden geldiğimi zabıta çağıracağımı söyleyince tartışmaya başladık ve paramı alarak mahalledeki kasabıma döndüm.

Aradan günler geçti. Gizlice bu kasabı izledim aynı fırıldak sürüyor…

Halka sadece iç yağını göstermelik bir avuç etle kandırıp satış yaptıklarını gördüm. Başka ne gibi hilelere başvurdukları sonradan ortaya çıktı.

Yıllardır alışveriş yaptığım aynı bölgede tavuk ürünleri satan dükkana gittim. Bu dükkanın özelliği tavuklarını kendi çiftliklerinde yetiştirir ve satışa sunarlar.

Yılların tavukçusuna neden taşlık fiyatlarının artığını sorunca aldığım yanıt beni şok etti.

Bazı kasaplar tavuk hindi taşlığını kıymaya dönüştürüp yağsız et diye diye halka satış yapıyorlarmış…

‘İyi de zabıtamız bu durumda ne yapıyor?’ diye sordum.

‘Denetim yok mu?’

‘Nedenini ben biliyorum ama onu da onlara sormak lazım’ dedi.

Durum vahim karar Başkanların.