Antalya Barosu, kent genelinde sahillerin ihaleler ile özel işletmelere kiralanarak, halkın erişiminin engellenmesine tepki gösterdi. Özel işletmelerin sahilleri kapatarak halkı sahillerden uzaklaştırdığını ifade eden Antalya Barosu, kıyıların halkın olduğunu belirtti. Kıyı Kanunu’nun 6’ncı maddesine atıfta bulunan Antalya Barosu, “İlçelerimiz de dahil olmak üzere kentimizin sahilleri; giriş ücretli özel işletmeler ve uzun vadeli kiralama sözleşmeleriyle halkın erişiminden uzaklaştırılmaktadır. Bu uygulamalar, Kıyı Kanununun temel ilkelerine ve Anayasaya aykırılık teşkil etmektedir” ifadelerine yer verdi.
“TÜM SAHİLLERİMİZE HALKIN ERİŞİMİ KISITLANMAKTA”
Sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulunan Antalya Barosu şu sözlere yer verdi:
“Sahiller, halkın özgürce bir araya geldiği, insanlığın öncelikli gereklerinden biri olan sosyal ve ortak yaşamın temellerinin atıldığı kamusal alanlardır; ancak, bu alanların halkı harici tutan politikalarla toplumun elinden alınması, Anayasanın sosyal devlet ilkesine ve kamu yararı anlayışına karşı açık bir meydan okumadır. Bilindiği ve birkaç zamandır kamuoyuna da yansıdığı üzere Kemer - Ayışığı Plajı’ndan, Manavgat - Side Plajı’na kadar tüm sahillerimize halkın erişimi kısıtlanmakta, sosyal toplum ilkesi dar bir alanda yaşam mücadelesi vermektedir.
“KIYI KANUNU’NA VE ANAYASA AYKIRILIK TEŞKİL ETMEKTEDİR”
Anayasanın 43’üncü maddesi, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu ve kamunun ortak kullanımına açık bulunması gerektiğini net bir şekilde hükme bağlamaktadır. 3621 sayılı Kıyı Kanununun 6’ncı maddesi ise, kıyıların herkes tarafından eşit ve serbest bir şekilde kullanılacağını, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini ve yalnızca kamu yararı amacıyla değerlendirilebileceğini vurgulamaktadır. Ancak, ilçelerimiz de dahil olmak üzere kentimizin sahilleri; giriş ücretli özel işletmeler ve uzun vadeli kiralama sözleşmeleriyle halkın erişiminden uzaklaştırılmaktadır. Bu uygulamalar, Kıyı Kanununun temel ilkelerine ve Anayasaya aykırılık teşkil etmektedir.
“KIYI KULLANIM PLANLARI ÖZEL ÇIKARLARI ÖNCELEMEKTE”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planları ve kıyı kullanım planları, kamu yararı yerine özel çıkarları öncelemekte; sahillerin doğal yapısını bozan yapılaşmalara ve özelleştirmelere zemin hazırlamaktadır. Bu planlar, halkın kıyılara erişimini neredeyse engelleyen, çevreye zarar veren ve yerel ekosistemi tehdit eden projeler içerir durumdadır.
“ANTALYA MÜZESİ’DE BENZER SÜREÇTEN GEÇİYOR”
Bilindiği üzere kentimiz, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararı ile birlikte sosyal olarak benzer bir süreçten geçmektedir. Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkımı ve plajların özel işletmelerin himayesinde olması, kent sakinlerinin sosyal alanlara erişimini ciddi şekilde engellemekte; toplumun bir araya geldiği ve sosyal dayanışma kurduğu kamusal mekânları ortadan kaldırmaktadır. Bu süreç, bireyselleşmeyi körükleyerek toplumsal bağları zayıflatmakta ve ortak refaha erişimi zorlaştırmaktadır. Kamusal alanların tahribine yönelik politikalar, yalnızca fiziksel alanları değil, toplumun dayanışma ruhunu ve kolektif mutluluğunu da tehdit etmektedir.
“KIYILAR VE PLAJLAR KAMUNUN ORTAK KULLANIMINA AÇIKTIR”
Yurttaşlarımıza hatırlatmak isteriz ki, kıyılar ve plajlar kamunun ortak kullanımına açıktır; plajlara ücretsiz girme ve denize ulaşım hakkı anayasamızın tanıdığı bir haktır ve herhangi bir kişi veya işletme tarafından engellenemez. Bilinmelidir ki, bu hukuksuz işlem ve uygulamalara karşı en güçlü duruş, haklarımızın farkında olmak ve bu hakların kullanımından; kısıtlama ve engellemelere rağmen imtina etmemektir. Bu hakların kullanımı, halkın kamusal alanlara ve kültürel mirasa sahip çıkmasının temel yoludur. Belediyeler, kamu otoriteleri ve tüm idari merciler bu hakkı korumak ve hayata geçirmekle yükümlüdür.
“SAHİLLERİN KİRALANMASI YALNIZCA ALAN KAYBI DEĞİLDİR”
Kıyılardan yararlanma, halkın en temel hakkıdır. Antalya Barosu olarak sahillerin özel işletmelerin himayesine alınarak halkın erişiminden koparılmasını, yalnızca bir alan kaybı değil, halkın temel yaşam haklarına ve kültürel mirasına yönelik bir gasp olarak değerlendiriyor, Anayasanın 43’üncü ve 56’ncı maddelerinde güvence altına alınan kamusal ve çevresel hakların tartışmaya kapalı bulunduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Kıyılarımızın ve ortak yaşam alanlarımızın korunması ve geleceğe taşınması mücadelesinde halkımızın yanında olduğumuzu, bu hakları savunmaya kararlılıkla devam edeceğimizi ve gerekli girişimleri gerçekleştireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”