Heyecanla beklenen Dünya Kupasına bu yıl Katar ev sahipliği yaptı. Katar Orta Doğu’da düzenlenen ilk dünya kupası için 12 yıl boyunca hazırlıklar yaptı. Katar, yaptığı harcamalarla ve koyduğu yasaklarla kupa tarihinde ilklerin ülkesi olmayı başardı.   Başkent Doha’da turnuva için milyonlarca futbolseveri ağırlayabilecek yeni stadyumlar, oteller yaptı. Bunların yanı sıra yeni metro bağlantısı, havalimanı, hastaneler, oteller ve alışveriş merkezleri inşa edildi. Tüm bunların toplam maliyetinin ise 220 milyar dolar olduğu söylendi.  Bu rakam turnuva tarihinde bir ilke imza attı. İnsani açıdan da bir ilk yaşatmayı başardı. Katar, bu turnuva hazırlığı için aynı zamanda insanlık suçuna ve utancına da ev sahipliği yaptı. Ülkesinde yoksulluk çeken ve geçimini sağlayamayan birçok işçi para kazanmak için gittikleri ülkede insan hayatına değer verilmediği için hayatını kaybetti. Yayımlanan haberlere göre ölen işçiler Hindistan, Pakistan, Nepal, Bangladeş, Sri Lankai gibi Güney Asya ülkelerinin yanı sıra Filipinler ve Kenya’da dahil olmak üzere birçok farklı ülkenin vatandaşı.

12 GÖÇMEN

 Guardian gazetesinde yer alan bir haberde, “Aralık 2010’da Doha sokaklarının Katar’ın zaferini kutlayan coşkulu kalabalıklarla dolduğu geceden bu yana her hafta bu beş Güney Asya ülkesinden ortalama 12 göçmen işçi öldü” ifadelerine yer verilmişti. 2010 yılından bu yana bazı haber siteleri toplam 6 bin işçi hayatını kaybetti derken bazı kaynaklar ise 14 bin işçinin hayatını kaybettiğini söylüyor. Net bir sayı söylenemese de bir kişi ölmüş bile olsa bu bir insanlık suçudur. Peki, Katar hükümeti ne yaptı bu ölümler için, işlem başlattı veya önlem alınmasını mı istedi? Katar’ın resmi dini İslam, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülke. Az önce sorduğum soruyu şu şekilde değiştireyim, İslam dininde, insan hayatı bu kadar değersiz miydi, ya da hükümet bu katliama ne dedi? Hiçbir şey. Katar hükümeti, ölen işçilerin kaçak oldukları gerekçesiyle hiçbir haklarını tanzim etmedi.

ALKOL YASAK

Söz konusu olan insan hayatıyken susan hükümet, günah olduğu gerekçesiyle stadyumlarda ve stadyum çevrelerinde alkolü yasakladı. İşin garip tarafı turnuvanın ana sponsoru bir alkol markası. FIFA başkanı da bu yasağı destekledi. Gerçi desteklemese garip olurdu… Katar baktı ki yasaklarına ses çıkarılmıyor yasaklarına yeni yasaklar ekledi. Bir yasağı da ‘Gökkuşağı’ sözüm ona LGBT+ karşıtlığı. İngiltere Ligi başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde, LGBT+ vatandaşlarını destelemek ve homofobiyi önlemek için “OneLove” kampanyası başlatmıştı. Renkli pazubantları, formalar ve toplar kullanmaya başlamıştı. Ancak şeriatla yönetilen Katar bunu ahlaksız(!) bulduğu için yasakladı. Birçok kulüp bu karara tepki göstererek renkli pazubantlatı takacağını söylese de FIFA’nın “Renkli pazubantla sahaya çıkan futbolcuya sarı kart verilecek” demesinin ardından kulüpler bu kararından vazgeçti. Yani Katar yasakladıkça FIFA başkanı destekledi. Katar’ın Dünya Kupası Büyükelçisi Halid Selman, Alman yayın kuruluşuna verdiği bir demeçte, eşcinselliğin “haram” olduğunu söyleyerek, Katar’a gelecek herkesin, “ülkenin kurallarına riayet etmek zorunda kalacağını” belirtti. Madem ülkede bu kadar katı ve cinsiyetçi kurallar var neden tüm dünyanın katılacağı bir turnuvaya ev sahipliği yapıyorsun. Yasaklar giderek artınca taraftarlar Katar’a gitmekten vazgeçince Katar’da taraftar kiraladı. Ben yanlış yazmadım sizde yanlış okumadınız Katar hükümeti izleyici fazla görünsün diye taraftar kiraladı. Baktı ki izleyici az, paraya kıyıp taraftar kiraladı. Böyle yaparak kupa tarihinde en çok izleyiciye ev sahipliği yapan ülke olmayı hedefliyordu. Turnuva 2-3 gün önce başlasa da oynanan oyundan çok paralar konuşuluyor ve konuşulmaya da devam edecek gibi görünüyor. Kupa başlamadan önce stratejik siyasi işler uzmanı, yazar Amjad Taha, Twitter hesabından “Katar, 8 Ekvadorlu oyuncuya açılış maçını kaybetmesi için 7,4 milyon dolar rüşvet teklif etti. 5 Katarlı ve Ekvador’da içeriden bazı kişiler bunu doğruladı. Bunun yanlış olduğunu umuyoruz. Umarım bu paylaşım sonuca etki eder. Dünya FIFA yolsuzluğuna karşı çıkmalı” şeklinde yaptığı açıklama kamuoyunda tepkilere yol açtı. Herkes Katar’ın Ekvador karşısında oynayacağı maça baktı. Ekvador’a 2-0 kaybedince bu iddiaların asılsız olduğu söylendi. Ama ilklerin başkenti olan Katar burada da bir ilke imza attı. İlk kez turnuvaya ev sahipliği yapan ülke açılış maçını kaybetti.  Her sorunun çözümünü para da bulan bu devlet, kupaya ev sahipliği yapıp birçok ülkenin derdini çekmek yerine parayı verip herkese dert olmayı başardı. Böylece “parayla saadet olmaz” sözünün yalan olduğunu da tüm dünyaya kanıtlamış oldu.