Trabzonspor deplasmanlarının ne kadar zor olduğunu anlatmaya gerek yok. Ancak ilk 2 maçını izlediğim ve savunmada hala sorun yaşadığını bildiğim Karadeniz ekibini yenmek o kadar da zor değildi.

İlk 2 maçında Kasımpaşa ve Kocaelispor gibi ligin vasat takımlarını 1-0 yenebilen Karadeniz ekibi, bu galibiyetleri alırken bile zorlanmıştı, zaafları ortaya çıkmıştı. Savunma ile orta saha arasındaki bağlantıda sorun yaşayan bordo-mavili ekibi bu zaafından vurabilirseniz yenebilirsiniz.

Ancak bunu yapmak için öncelikle rakibin adından korkmamak gerekiyor. Antalyaspor’un yaptığı gibi.

Emre Belözoğlu’nun sahaya sürdüğü 11’i görünce, rakibinden çekindiğini ve önceliğinin savunma olduğunu anladık. 2 sezondur takımın beyni konumundaki Jakub Kaluzinski’yi kulübede tutup Soner Dikmen ve Jesper Ceesay’ı sahaya süren Belözoğlu’nun öncelikli amacının gol yememek olduğunu net olarak gördük.

Ancak Kaluzinski sadece iyi bir kesici değil, mevcut takım içinde oyunu ikinci bölgeye taşıma konusunda en verimli isimdi. Bunun yokluğunu, geçtiğimiz sezonun ilk 2 maçında oynanan Göztepe ve Beşiktaş maçlarında da görmüştük. Alex de Souza da Kaluzinski’yi yedek soyundurmuş, 3.hafta maçında Hatayspor’a karşı ilk yarısı 2-0 geride biten maçta Polonyalı oyuncuyu sahaya sürerek maçı 3-2 kazanmıştı.

Emre Belözoğlu da Alex De Souza’nın yolunda gitti. Koskoca ilk 45 dakikada Antalyaspor tüm istatistiklerde 0, yazıyla Sıfırı yakaladı. Şut, pozisyon, korner, atak… Sadece savunma yapmaya çalışan, ancak kazandığı topları orta sahaya kadar bile taşıyamayan takım, pozisyon üzerine pozisyon verdi. Hatta Veysel ve Dzhikiya pas atacak arkadaşlarını bulamadığı için birkaç pozisyonda ayaklarındaki topu taca göndermek zorunda kaldı.

İlk yarının 1-0 bitmesi Antalyaspor için şanstı. VAR’dan dönen ikinci Trabzonspor golü maçın belik kırılma anıydı.

Kadro tercihinde yaptığı planlamanın tutmadığını gören Emre Belözoğlu, ikinci yarıda Kaluzinski ve Güray’ı alarak başladı. 45 dakikalık ilk yarıda rakip ceza alanına hiç gidemeyen Antalyaspor, ikinci yarının ilk 10 dakikasında 3 net pozisyona girdi. Bu pozisyonlardan birinde Kaluzinski’nin ortasında Güray boş kaleye topu atamadı.

İkinci 45 dakika, bambaşka bir maç ortaya çıktı. İlk yarıda savunmada bunalan ve çıkamayan Antalyaspor, ikinci devre oyunu tamamen rakip yarı alana yıktı. Bu kez üçüncü bölgedeki yetersizlik devreye girdi. Kanatlardan ve göbekten gelen toplar, fizik olarak hazır olmadığı gözlenen Tomas Cvancara’ya ulaşmakta zorlandı. Storm ve Güray’ın kanatlardan verdiği katkılar, Kaluzinski’nin duran toplarda yaptığı etkili ortalar ve geliştirilen ataklar, ilk yarıda topla hiç buluşmayan Uğurcan Çakır’ı oldukça bunalttı. İkinci 45 dakikadaki performansın sonucunda tek eksik goldü.

Antalyaspor, rakibinin isminden korkmadan sahaya çıksaydı Trabzonspor’dan en az 1 puan alabilirdi. Başta Teknik Direktör Emre Belözoğlu olmak üzere sahadaki futbolcular da rakibin isminden ve atmosferinden etkilenince ortaya tek devrelik bir maç çıktı.

Kağıt üzerinde bakarsak… İlk 2 maçını kazanan Antalyaspor’un deplasmanda Trabzonspor’a yenilmesi abartılacak bir durum değil. Ancak Antalyaspor’un geliştirmesi gereken yönleri var. Hala savunmada çok fazla yan ve geri pas yapan, tek forvetle sahaya çıkıp rakip ceza alanı içinde üstünlük sağlamakta zorlanan bir Antalyaspor var. İsimler değişse de sistem aynı.

Kısıtlı imkanlarla ayakta kalmaya çalışan takımın, bir an önce alabileceği kadar puanı hanesine yazdırması gerekiyor. Saha içinde vasatın biraz üzerinde bir takıma sahip olan takımın, saha dışı olaylardan etkilenmeden sezonu tamamlama ihtimali çok zor. O nedenle ilk yarıyı en az 25 puanla tamamlamalı, bunun için de bu haftaki Karagümrük maçı kesinlikle kayıpsız atlatılmalı.