Eşref, 28 Ocak 1927’de, Erzurum’un İspir ilçesine bağlı Kızılimaret köyünde, Hateme ve Harun Kolçakoğlu çiftinin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Harun Bey, İspir’in Gaziler köyündendi. Annesi Hateme ise, Rus kökenliydi. Adı da Katua idi Hateme adını sonradan almıştı. Çocukluğunu ve ilk gençliğini İspir’de geçirdikten sonra 1941’de İstanbul’a geldi Eşref. Kasımpaşa’ya yerleştiler. Sultanahmet Sanat Enstitüsü’ne, Tesfiyecilik, Marangozluk eğitimi almak için girmişti. Ancak okulu bitiremedi. Marangozluk ve ayakkabı tamirciliği gibi işlerde çalıştı. Eşref, tiyatroya 1944’te, Atilla Revü Opereti’nde başladı ve 1945’te Ses Tiyatrosu’na geçti. Ses Tiyatrosu’ndaki sayılı baletlerden biriydi. Babası, balet olduğu için onunla bir kere bile konuşmadı. Yıllar sonra bir röportajında bu günleri anarak şöyle diyecekti: “Tek tesellim, anacığımın bir defa da olsa beni sahnede seyretmesi.” Hem babası onu izlemek istediği için, hem de anacığının ömrü daha fazlasına vefa edemediği içindi bu teselli. Çünkü Eşref, 1947’de, 20 yaşında hayallerinin peşinde bir gen delikanlıyken kaybetti annesini. Hayatın bittiğini düşünüyordu içindeki kocaman acıyla. Oysa hayat devam ediyordu. Birileri ölecek, bir başkası doğacak ve doğa dengesini sürdürecekti.  Eşref, Özcan Hanım ile 1955’te evlendi. Bu evlilik onlara Harun adını verdikleri bir çocuk da getirdi. Oğlu Harun Kolçak da, 90’ların fırtınalar estiren efsane popçularından olacaktı. Karısı Özcan Hanım’ı 13 Ocak 2010’da kaybetti. Çok değil 7 yıl sonra da oğlunu kaybedecekti. Harun Kolçak da, 19 Temmuz 2017’de, kanser sebebiyle hayata veda etti. Elbette çok üzülmüştü ama ölümü de tanıyordu. Dayanmayı öğrenmişti. 1982’de Bursa’nın Gemlik ilçesine taşınmışlardı. Oyunculuğa devam ediyordu elbet. İşi neredeyse oraya gider, sonra evine, Gemlik’e dönerdi. Özcan Hanım’ın annesi buralıydı. Bir ev almışlar, sonra da hep burada yaşamışlardı. Buradaki oksijenle ömürleri uzuyordu. Ama biriciği Özcan, kendinden evvel gitmişti işte. Eşref, ondan sonra da burada yaşamaya devam etti. Oğlu Harun çok kez “Baba ikimiz de yalnız yaşıyoruz. Gel, İstanbul’da birlikte yaşayalım” dese de, kendisi istemedi. Biliyordu, ya da inanıyordu demeli, İstanbul’a gitseydi ölürdü. Eşref Kolçak, 24 Nisan’dan bu yana yaşa bağlı genel durum bozukluğu ile Gemlik Devlet Hastanesi’nde yoğun bakımdaydı.  18 Mayıs’ta solunum ve organ yetmezliği sebebiyle solunum cihazına bağlandı. Dün 16.40’ta, (26 Mayıs 2019) usta sanatçı Eşref Kolçak’ın ölüm haberi geldi. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. “Harun’u anneciğinin kucağına verdim. Zamanı gelince ben de yanlarına yatacağım” demişti. Zamanı gelmişti işte. Şimdi Eşref Kolçak’ın zamanıydı. 56 yıl boyunca evli olduğu, büyük aşk yaşadıkları karısı Özcan Hanım’ın mezarının yanına, kendi mezarını da yaptırmıştı Eşref Kolçak. “Hanımın mezar taşına ‘Evimin hanımı, çocuğumun anası, benim kadınım!’ diye yazdırdım. Kendi mezar taşıma ise, ‘Sinema, gelecek kuşaklara yazılmış canlı mektuplardır’” demişti.