Antalya'nın bunaltıcı sıcakları bitti nihayet. Dışarıda rahatça yürüyebiliyor, sıcaktan bunalmadan gezebiliyor olmak çok güzel. Aynı zamanda kışın habercisi sonbahar geldi tabii. Pike ile üşümeye başlayınca battaniyeler girdi nevresimlere. Pijamalar çıktı ortaya yeniden. Kış hazırlıkları başladı. Domates sosları hazırlandı, sebzeler dondurularak derin donduruculara atıldı. Kışlık salçalar, turşular yapıldı, zeytinyağları temin edildi.
Bir yandan da geçen sene satın alınan kıyafet ve botları büyüdükleri için küçük gelen çocukların ebeveynleri alışverişlere çıkmaya, yeni yağmurluk, kaban ve bot satın almaya başladı. Yetişkinler hayat pahalılığı ve enflasyon sebebiyle ihtiyaçlarını bir kış daha erteleyip önceliği çocuklarının ihtiyaçlarına verdi ve eski palto ve çizmelerle bir kış daha geçirmeye karar verdi. Bir taraftan kış mevsimine hazırlıksız yakalanmamak üzere bütçeler oluşturulup ihtiyaçlara öncelikler verilirken sonbahar mevsiminin getirdiği hüzün de yüzlerde yer etmeye başladı.
Yaz mevsimi biterken kışın habercisi sonbahar gelir, yapraklar sararıp dökülmeye başlar, güneş yer yer yüzünü göstermez, ara ara yağmur çiseler, rüzgar savurur saçlarını...
Yazın hareketliliği biterken ruhun da sakinleşir, dinginleşir. Kahveni yudumlayıp güzel bir film izlemek geçer içinden daha çok, sosyalleşmek fikrinden biraz uzaklaşırsın. Evin, işin arasında gidip gelip hayatın olağan akışı içindeki koşturmacadan biraz olsun uzaklaşabilmek adına ve belki yazın getirdiği tatil, deniz, kum, güneş akışı sonrasında içine kapanmak, kendini dinlemek sakinleştirmektedir ruhunu.
Hayatta bazı dönemler vardır böyle es vermek gereken. Mevsim geçişleri onlardandır. İnsan hemen alışamaz sıcaklıkların düşüşüne. Her gün giyip dışarı çıktığı sandaleti bırakmak zor gelir bir anda, kapalı ayakkabılara geçmek hüzünlendirir. Askılı elbiseyle vedalaşmak, kısa ceketlerle evden çıkmak zorlayabilir bir anda insanı. Geçişler hüzündür kısaca. Hüzün sakinlik ister, dinginlik ister…
En güzeli çekirdek ailenle çekirdek çitlemektir belki bazen, bazense kitabını alıp bir odaya geçip çayını yudumlamaktır evdekileri yok sayıp. Hüznü sahiplenmek de değildir tabii bu geçişler. Hüznü gerektiği gibi, abartmadan yaşamak fakat en yakınlarınla bir arada, sakinlik ve dinginlikle...
Hobilerle uğraşmaktır belki bu dönemlerde en iyisi. İş hayatının ve ev sorumluluklarının arasında biraz durabilmek, evde geçirilen kış günlerine hazırlık yapmaktır belki şimdiden ufak ufak. Pazıl, sayılarla boyama en çok aklıma gelenler bu aralar. Sayılarla boyama etkinliği sonrasında ortaya çıkan güzel manzara tuvallerini hediye etmektir belki de sevdiklerine geçiş günleri. İçsel yolculuğunda düşünmektir boyarken, geçmişini ve şu anki seni...
Sonbahar, sakinliktir, düzendir, içe dönüştür. Depresyona girmek değildir sonbahar, yeniden diriliştir.