Son zamanlarda Türkiye olarak ne yazık ki hiç iç açıcı bir dönem geçiremiyoruz. Maddi ve manevi olarak son yıllarda zorlandığımızın herkes farkında. Vatandaşa dokunduğunuzda bin ah işitiyorsunuz. Doğaya baktığınızda durumu içler acısı. Ekonomiye bakıyorsunuz yerlerde. Öğrencilere bakıyorsunuz bilgisizlik akıyor. Öğretmenlere bakıyorsunuz değersizleştirildi. Doktorlara bakıyorsunuz ülkeden kaçıyor. Türkiye en sinirli ülkeler arasında ikinci sırada. Bu sinir, stres ve yoklukta insanlar nefes alamıyor. Tabi ülkede bu sıkıntıyı çekmeyenlerde var. Malum bu söylediklerim onları teğet geçiyor. Neden teğet geçtiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Anlayacağınız olan garibana oluyor. Peki bu durumu teğet geçmeyen halk ne durumda? Eskiden 4 kişilik bir ailede bir kişi çalışsa o aile rahatlıkla geçinebilirdi. Şimdi bu ekonomik krizde dört kişilik bir aile çalışsa da geçinemez hale geldi. Bütün ev halkı çalışsa bile ay sonu zor geliyor. Zaten eviniz kiraysa bir kişinin maaşının hepsi ev kirasına gidiyor. Diğerleri ise market, elektrik, okul giderleri ve benzeri giderlerle baş etmeye çalışıyor. Zaten bankalara borçlu olmayan yoktur. Vatandaş eskiden kirayı gider olarak saymazken, şimdi ise en büyük gider kalemi kira. Antalya’da 28 bin liraya 1+1 ev bulamıyorsunuz. Ev kalmadığı gibi olan evler ise dudak uçuklatıyor. Fiyatlar aldı başını gitti. Ben kiracı değilim şu anda ama geçmiş yıllarda bende kirada oturduğum için bu durumla boğuşanları çok iyi anlıyorum. Onların ne durumda olduğunu biliyorum. Bu durumu anlamak için kiracı olmaya gerek yok biraz empati yapınca bile durumun ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz. Bu insanlar başını sokacak yer buldu diyelim. Bütün gelirini ev kirasına veriyor. Ee bu insanlar ne yiyip, ne içecek. Aklım almıyor. Gerçekten düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum. Şu anda kimle konuşsan bin ah işitiyorsun. Yaşamak demek sadece barınmak demek değil. Nefes almak yaşamak anlamına gelmiyor. Öyle bir döneme girdik ki insanlar akşam yemek bulsa şükür ediyor. İnsani haklarımızı alamaz olduk. İnsanca yaşamaz olduk. Bütün ay saatlerce çalışıp, yine aç kalmak insanların zoruna gidiyor. Bu yaşamak değil. Biz bunu hak etmiyoruz. Hal böyle olunca bunalımlar, cinnetler kaçınılmaz oluyor. Bütün yıl çalışan biri en azından yılın bir haftasını tatil yaparak geçirmek istiyor. Artık tatili geçti insanlar ay sonunu getirmek istiyor. Biz kendi ülkemizde tatile çıkamazken, yabancılar ülkenin tadını çıkarıyor. Bırakın tatili ya, hafta sonu köye ailemi görmeye gideyim deseniz bile 40 defa düşünüyorsunuz. Benziniydi, yiyeceği derken bir sürü masraf çıkıyor. Neyse evimde oturayım diyor. Ancak yabancılar 5 yıldızlı otellerde paşalar gibi yaşıyor. Bu haksızlık değil mi? Bu ülke bizim. Bu güzelliklerin tadını çıkarmak istiyoruz.