1 Eylül tüm dünyanın barışı kutsadığı ve barış için adımların daha kuvvetli atılmasını sağlayacak etkinlik ve bildirilerin yayınlandığı bir gün. Dünya üzerinde seyirci kalınan bu kadar savaş varken bugünün anlam ve önemi daha da görünür oluyor.

STK’ların bu konuda düşüncelerini paylaşmaları, eyleme geçmeleri de çok önemli oluyor.

Antalya’daki dernekler barış günü etkinlikleri düzenleyip, barış çağrısı yaptılar bu hafta. Bunlardan biri Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Konyaaltı Şubesi’Nde bir basın bildirisi hazırlayarak sosyal medyada yayınlayıp, barış için çağrı yaptı. Bu bildiriyi biraz özetleyerek sizlerle paylaşmak isterim. Çünkü savaşların en büyük mağdurları kadınlardır. İster genç olsun, ister anne olsun en büyük kayıplar hem ruhsal, hem fiziksel onlarındır.

1 Eylül Dünya Barış Günü… İnsanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olan II. Dünya Savaşı’nın başladığı günün yıldönümü. Bu tarih, bize yalnızca geçmişin acılarını değil, geleceğin sorumluluğunu da hatırlatıyor. Barış, sadece savaşsızlık değil; adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün hüküm sürdüğü bir yaşam biçimidir.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Konyaaltı Şubesi olarak biz biliyoruz ki, her savaşın ilk ve en ağır bedelini kadınlar ve çocuklar öder. Evler yıkıldığında, şehirler sessizliğe gömüldüğünde, en çok onların hayatı altüst olur. Savaş, kadınların omuzlarına hem kendi yaşamlarının hem de çocuklarının geleceğinin yükünü bindirir. Bu yüzden barış, kadınlar için yalnızca bir ideal değil, yaşamsal bir zorunluluktur.

Kadınlar, barışın hem taşıyıcısı hem de kurucusudur. Eğitimde, toplumsal yaşamda ve karar alma mekanizmalarında daha çok yer aldıkça, toplumun barış kültürü güçlenir. Kadınların sesinin duyulmadığı hiçbir barış kalıcı olamaz. Biz, bu bilinçle hareket ediyor; her türlü şiddetin karşısında, toplumsal cinsiyet eşitliğinden yana, insan haklarına saygılı ve sürdürülebilir barışı savunan bir dünya için çalışıyoruz.

Barış, yalnızca cephelerde silahların susmasıyla gelmez. Barış, evde, okulda, iş yerinde, sokakta; her insanın eşit haklara sahip olduğu, kimsenin ötekileştirilmediği bir düzenle mümkündür. Bu yüzden barış için atılacak her adım, aynı zamanda adalet ve eşitlik için atılmış bir adımdır.

Bugün, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Konyaaltı’ndan yükselen kadın sesleriyle diyoruz ki: Barış için bir adım da biz atalım. Barışın dili, kadınların sesinde yankılansın. Çünkü barış, en çok kadınlar için önemlidir; ve kadınlar barışın en güçlü savunucularıdır.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Konyaaltı Şubesini bu anlamdaki çalışmalarından dolayı kutluyor ve barış için atmak istedikleri güçlü adımları destekliyorum. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Konyaaltı Şubesi Başkanı Alev Küner’i ayrıca tebrik ediyorum.