Antalyaspor Kulübü Derneği’nin olağan genel kurulu geride kaldı ve Mustafa Ergün başkanlığındaki yönetim 3 yıllığına seçildi.
Ocak ayında yapılan olağanüstü görüntülerin ardından bu kadar sakin bir seçim beklemiyordum. Silahlı insanların cirit attığı, siyasi parti il başkanlarının boy gösterdiği, sadece Büyükşehir Belediyesi’nden onlarca kişinin salonu dizayn etmeye çalıştığı, izdiham nedeni ile salonda nefesin bile alınamadığı olağanüstü seçim, adı gibi olağanüstü koşullarda yapılmıştı. Bu kez çoğunluk bile zor sağlandı, yeterli imzanın toplanabilmesi için genel kurul 45 dakika geç başladı.
Demek ki olağanüstü genel kurulda birileri amacına ulaştı ki; artık Antalyaspor Kulübü Derneği’nin seçimine katılmaya gerek duymadılar. Amaçları neydi ve ne kadar ulaştılar, bunu kamuoyunun takdirine bırakalım.
Bazı dernek üyelerinin, genel kurulun yapıldığı Nazım Hikmet Kongre ve Fuar Merkezi’ne gitmemesine rağmen kendi adına imzalarının atıldığı ve itiraz edeceği yönündeki söylemleri kulağıma kadar geldi. İspatı olmayan bu söylemlerle ilgili detaya girmiyorum.
Ancak salonda bir tane siyasi parti il başkanı yoktu. Camianın ileri gelenlerinin büyük bölümü gelmedi. Tek aday olmasının da etkisi ile başlaması ile bitmesi bir olan genel kurul takip ettik.
Başkan Mustafa Ergün’ün, yönetim ve denetim kurulunun faaliyetlerinin müzakeresi bölümünde söz alması ilginçti. Yönetim kurulunun faaliyetleri ile ilgili sözler beklerken, tüm konuşmasını meslektaşım Şifa Çiçek’in bir yazısına ayırmasını yadırgadım. Dilek ve temenniler bölümünde bile konuşulmayacak konulara bu kadar yer verilmesi ilginçti. Çünkü kulüple ilgili o kadar çok iddia ortaya atıldı, hafriyat cenazesi hala ortada ve kaldırılmadı… Ancak tüm konuşmayı Şifa Çiçek’in bir yazısına ayırmak, bunu yaparken de hoş olmadan ithamlarda bulunmak yanlıştı. Yazıda yanlışlık varsa cevap hakkını kullanırsın, iftira veya hakaret varsa mahkemeye verirsin, ancak bir kulübün başkanıysanız asla Mustafa Ergün’ün izlediği yolu izlemezsiniz.
Bir yazıya bu kadar takılan Mustafa Ergün başkandan, yönetimine aldığı Emrah Çelik ile ilgili yazdığım konular hakkında da bir açıklama yapmasını bekledim. Demek ki söyleyecek sözü yokmuş veya savunmaya gerek duymamış.
Dilek ve temenniler bölümünde söz alan Başkan Ergün, bu kez Antalyaspor A.Ş. Başkanı Sinan Boztepe’yi hedef aldı. Bir hafta önce 4,6 Milyon TL para gönderdiklerini, her zaman futbol takımını destekledikleri anlattı. Hafriyat gelirleri kesildikten sonra kulübün gelirinin çok azaldığını ekleyerek tüm belediye başkanlarından destek istedi.
Antalyaspor camiadan destek alabilmek için hafriyat dosyasının netliğe kavuşturulması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi bu kulübe bu imkanı sağlamış, seçimlerde yönetim değişmesine rağmenh devam ettirmiş. Ama 1 TL para gelmemiş. İddialar hala havada uçuşuyor. Verilen desteğe sahip çıkamayıp, kaybettikten sonra aynı belediyeden yeni destek istemek hiç mantıklı değil. Hafriyat geliri varken A.Ş.’ye gitmeyen paralar, seçimden 1 hafta önce gidiyorsa bunun açıklamasının iyi yapılması gerekiyor.
Hafriyattan Antalyaspor Kulübü Derneği’ne kaç para geldi? Gelmediyse, Mustafa Ergün’ün, “Hafriyat geliri gidince neredeyse hiç gelirimiz kalmadı” sözünü nereye koyacağız. Demek ki hafriyattan hatırı sayılır bir para geliyormuş. Geldiği halde Anonim Şirket’e gitmediyse o para nerede eridi. Hafriyat gittikten sonra apar topar neden olağanüstü genel kurul yapıldı? Destek istemek hakkınız ancak verilen desteğin akıbetini açıklamak da göreviniz.
Belli ki Sinan Boztepe ve yönetimini yıkmak, kendi ekiplerini A.Ş.’nin başına getirmek için çalışmaya devam edecekler. Daha önce Boztepe’nin ekibinden isimleri istifa etmeye zorlayan bu isimlerin asıl amacı dernek değil, A.Ş. yönetimi. Zaten yönetime bakınca bunun ipuçlarını görüyoruz.
Bir de…
Antalyaspor A.Ş.’nin mali durumu ortadayken, Sinan Boztepe’nin istifasını isteyenler gerçek tabloyu biliyor mu? Bu takımın sezona başlayabilmesi için 15-20 Milyon Euro’ya ihtiyaç var. Sadece koltuk için bu hırsa büründüler ve Sinan Boztepe’yi yıkıp yerine kendi ekiplerini oturtmayı düşünüyorlarsa, Antalyaspor’un ruhuna El Fatiha.