Antalya, güzelim Akdeniz’in incisi son yıllarda yaşanan depremlerden sonra artık gerçeklerle yüzleşmeli.
Bu şehre bir an önce kentsel dönüşüm gerekiyor. Uyanmanın vakti geldi.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan patlayan kolonlar bize artık bir gerçeği sert bir tokat gibi vurdu. Eskimiş evleri gördükçe bir an önce yenilenmeleri gerektiği aklıma geliyor.
Her şey güzel düşünce olarak ancak bir gerçek var ortada, ekonomi.
Evet, ekonomi… Koşullar malum, enflasyon almış başını gitmiş, inşaat maliyetleri uçmuş, vatandaşın alım gücü düşmüş. Hal böyleyken, mahallelinin derdi geçim oluyor, binadan önce. Bu devirde her şey belirsiz bir ortamda, bu riske girmek istemiyor. Haklılar doğal olarak.
Keşke hem yerel yönetim hem de devlet kurumları ortak bir işe girişse hep birlikte kentsel dönüşüm yapılmaya başlansa. Bunun için bir şey yapmak gerekiyor.
Antalya’nın turizm gelirleri malum, bu şehri ekonomisi yalnızca inşaatla dönmüyor elbette ancak güvenli ve çağdaş yapılar gerekli Antalya’mız için.
Dönüşüm belki de yeni istihdamların yolunu açacak, şehrin ekonomisini canlandıracak. Kim bilir değil mi?
Kentsel dönüşüm, şehrin tarihine önem verilerek yapılmalı. Sosyal doku bozulmamalıdır. İnsanları evlerinden, mahallelerinden koparmadan, onlara insanca ve güvenli yaşam alanları sunarken, aidiyet duygusunu da zarar vermemek gerekiyor.
Deprem öldürmüyor ancak çürük bina bizi yok ediyor. Bu acı gerçekleri unutmuyor.
Antalya’da kentsel dönüşüm bir tercih değil zorunluluk olmuş durumda.
Keşke ama keşke her şey hızlıca hallolabilse…