Sancılarla gecen sezonu ligde kalarak tamamlayan ve bunu başarı olarak kabul eden Antalyaspor, sezon bitse de hastalıklarını bitiremedi. Tedavi olmayınca yara kangrene döndü ve organlardan biri; Anonim Şirket kesilip atıldı.
Sinan Boztepe’nin yaptığı yenilir yutulur cinsten olmayan açıklamaları, somut ve açık sözlü eleştirileri, birçok gerçeği belki ilk kez ortaya çıkarmadı ancak tekrar hatırlattı.
En önemlisi, Anonim Şirketi yönetmek için para ve zaman ayıran insanlar, hiçbir katkısı olmayan ve hissedar oldukları için patronluk yapmaya kalkan insanların engelleri ile karşılaşmış ve bu insanları canından bezdirmiş. Şirket-dernek kavgası nedeni ile camiaya olan güven dip yapmış, insanlar sponsor olmak dahi istemiyor. Sinan Boztepe’nin dediğine göre, derneğe yakın isimler sponsorlara engel olmuş, görüşülen futbolcuların fiyatlarını yükseltmiş.
Boztepe’nin açıklamalarının meali; Antalyaspor’a ihanet etmişler ve şimdi ihanet ettikleri kulübü yönetmeye hazırlanıyorlar.
Dernek Başkanı Mustafa Ergün’ün genel kurulda kağıttan okumaya çalıştığı metin, Sinan Boztepe’nin de dikkatini çekmiş. Bir hukukçunun kaleminden çıktığı belli olan, kendi sözleri olmadığı anlaşılan kağıttaki metni okumakta bile zorlanan Ergün, Sinan Boztepe’ye arka planda ‘devam et’ demiş, ancak genel kurulda ‘güven tazele’ dedi. Sinan Boztepe’nin bu sözlerine bir cevap gelecektir. Doğruysa vahim, yalansa felaket. Sonuç olarak iki başkandan en az birisi yalancı. Hangisi olduğunu zamanla göreceğiz.
Gelinen süreç ile ilgili yorumum; Antalyaspor’a geçmiş olsun.
Ekonomik olarak batık olan bir şirket bırakılmıyor, hatalarıyla da olsa yöneten insanlar ne pahasına olursa olsun devriliyorsa bu iş bitmiştir. Kulübün mali durumunu anlatıp rakamlara boğmak istemiyorum. Ancak A.Ş. yönetimini deviren insanların kulübü yönetmek gibi bir dertlerinin olduğunu düşünmüyorum. Hepsi için aynı şeyi söyleyemeyiz ancak geçmişi belli olanların geleceklerini görmek için alim olmaya gerek yok.
Kulübün parasıyla aldığı otobüsü kulübe kiralayanlar, takımın hocasından para alanlar, şahsi şirketi ile kulübün muhasebesini kardeş kuruluş haline getirenler, denetim firması raporuna göre 24 aylık görev süresinin 21 ayında kulübe borçlu olanlar bu kulübü kurtaracak. Kulüp mü kurtulacak, kendisi mi göreceğiz?
Yönetimde yer alan bazı isimlere bakınca ve geçmişte yaptıklarını hatırlayınca Antalyaspor’un geleceği için tek bir söz söylemek kalıyor: El Fatiha.
Geçmişi karanlık olan insanların yönettiği hiçbir kurumun geleceği aydınlık olamaz.
Umarım yanılırım ve kulübü düzlüğe çıkarırlar. Ancak Antalyaspor Kulübü Derneği’nin, Anonim Şirket için hazırlık yaptığını dahi düşünmüyorum. İhtiyaç duyulan bütçenin hazır olmadığını biliyorum. Şu anda oturulması gereken bir koltuk var ve sonrası oturulunca düşünülecek.
Antalyaspor, gözünü koltuk hırsı bürümüş ve yarını düşünmeyen insanların elinde oyuncak oldu. Mevcut tabloya bakarak, Antalyaspor’un 2025-2026 sezonunda ligin yeni Adana Demirspor’u olacağını söyleyebilirim. Ödenemeyen maaşlar, transfer yasakları ve puan silme cezaları Antalyaspor’un önümüzdeki sezon kaderi olacak gibi görünüyor. Düşüncelerimde umarım ve dilerim ki yanılırım ancak Antalyaspor için deniz bitti. Bu kulübü yönetmek zaten çok zordu, sadece koltuk kapmaca oynamak için gelenler için imkansız gibi bir şey.
Temennimi tekrarlayayım: Umarım ben yanılırım.