Yerleşim isimlerinin değiştirilmesinin moda olduğu bir dönemde Zorova adı da Yücelik olarak değişmiş. Ama bu Yücelik adını kimse benimsemediği gibi ben de resmi yazışmalar dışında hep Zorova adını kullandım. Çünkü bana göre gereksiz bir işgüzarlıktı. Çünkü zor ve ova sözcükleri toplumun tamamı tarafından bilinip kullanılırken bu adın nesini beğenmediniz ki?
Ayrıca anlam olarak Zorova bu yerleşimin coğrafi yapısını ve iklimini de en doğru biçimde anlatan bir isim. Gerçekten de bu ova fırtınalara teslim ve yaşam koşulları çok zor bir ovaydı. Onun için okulu görmek isteyince resmi adıyla Yücelik İlkokulu olarak canlandı kafamda. Fakat okula vardığımız zaman buranın başka bir okul olduğunu hemen fark ettim.
Benim okulumun uzun kenarları güney ve kuzeye bakıyordu. Bu okul doğuya bakıyor ve dikdörtgenin uzun kenarları daha uzun olduğundan belki daha basık görünüyordu. Benim okulum ise bunun önündeki (doğusundaki) boş alanda bulunuyordu ama yıkıldıktan sonra temelleri bile temizlenmiş olmalı ki en küçük bir iz bile yoktu. Mevcut okul ise hiç kafama girmediği gibi zaten yeterli öğrenci de bulunmadığından kapalıydı.
Daha doğrusu Yücelik Köyü diye bir köy kalmamış, muhtarlık da o zamanlar Yücelik köyüne bağlı Güzeldere’ye geçmişti. Oysa ben burada çalıştığım zaman Yücelik Köyünün nüfusu Karayazı ilçenin nüfusuna yakın olup Harabahan, Güllü Çimen ve Güzeldere Yücelik Köyüne bağlı komlardı. Bunların hepsinin tek okulu Yücelik İlkokulu ve tek muhtarlık Yücelik Muhtarlığı idi.
Yani köyde okul dahil aradığım hiçbir şeyi bulmam olanaksızdı. Onun için nere gitsek ne görsek fark etmiyordu. Okul benim beynimdeydi. Zerresi bile kalmamış olsa da benim beynimde hiçbir şeyi eksilmemiş ve capcanlı bir biçimde duruyordu. Yeni okulu girip gezmedim. Ama eskisinin üzerinde sanki planını çizer gibi dönüp durduğumu fark edince bir an için kendimi toplayıp aklım altmış yıl önceki okulumda, Şerafettin ve Emrah ile köy içinde gezmeye devam ettik.