Ben Kürt kökenli bir vatandaşım. Kürt deyince herkesin bir ön yargısı oluyor. Benle tanışanların bazıları tanıdıkça sever, bazıları hiç tanımadan iletişimini koparır. Bunu sadece Kürt olduğum için yaparlar. Ha bu ne kadar umurumda? ‘Hiç’

Çünkü ailem her zaman insanların niyetine, vicdanına, insanlığına bakarak, onlarla arkadaşlık yapmam gerektiğini söyleyerek beni büyüttüler. Size uzun uzun Kürt-Türk sorunu anlatmayacağım ki bence öyle bir sorun yok.

Ben bugün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı konuşmak istedim. Yavaş, Ülkü Ocakları’ndan çıkmış bir isim. MHP ve Kürt çatışması yıllarca bize empoze edildi. Bazı Kürt ve Türk gurupları içerisinde bu sert bir şekilde yaşansa da bu toplumun hepsi için geçerli değildir. Mansur Bey ilk aday olurken çok tartışılmıştı. Biz kendi aramızda da bunu konuşuyorduk ve Ankara’da yaşayan birçok arkadaşım kendisine oy vermeyeceğini defalarca dile getirdi. Bende hep süreci izlememiz gerektiğini söylüyordum.

Ben Ankara’da yaşamasam da Ankara’yı Antalya’dan daha yakından takip ediyorum. Ara ara Ankara’ya gittiğimde özellikle Kürt kesimine Mansur Beyi sık sık soruyorum. Fikirlerini merak ediyorum. Duyduklarım beni inanılmaz şaşırtıyor. Bence Mansur Yavaş, ilginç biri.

Açıkçası bütün mitinglerini çalışmalarını yakından takip eden biri olarak gözlemim şu; ilk olarak Mansur Yavaş asla miting yapmamalı. Bence hitabeti çok iyi biri değil. Mansur Yavaş’ın bağırmaya çalışması falan yakışmıyor. Mansur Bey sakin ve tane tane konuşunca saatlerce dinleyebilirim. Ancak bağırmaya başladığında bütün aurası bozuluyor. Bu benim düşüncem.

İkincisi bence en önemlisi. Mansur Yavaş genel siyaset, iktidar baskısı, ekonomik sıkıntının içerisinde öyle bir çalışma yapmış ki şu anda Ankara ona hayran. Geçtiğimiz günlerde Ankara’ya yaptığım bir ziyarette bir taksici ile Mansur Beyi konuşurken, ‘Mansur Yavaş çalışmıyor. Bence iyi bir belediye başkanı değil’ dedim. Taksici bir anda sinirlendi ve şu sözleri söyledi; “Abla sen buralı değilsin başkan hakkında böyle konuşamazsın. Ben hayatımda Ak Parti’den başka kimseye oy vermedim. Son seçim hariç. İlk seçimde Mansur Yavaş seçilmesin diye elimden geleni yaptım. Ancak ikinci seçimde seçilsin diye bütün aile çalıştık. Melih Gökçek yıllarca bizi sömürmüş uyutmuş. Mansur Başkan geldiğinde gerçek belediyeciliği gördük. Eğer Mansur Başkan’a bir laf daha söylersen seni taksiden atarım.”

Açıkçası bu beni hem mutlu etti hem de düşündürdü. ‘Mansur Yavaş, yıllardır Ak Parti’ye oy veren adama ne yaptı da böyle onu savunur hale geldi’ diye merak ettim. Bunu sorduğumda, adam sinirli bir şekilde; “Bana zararı dokundu Mansur Yavaş’ın. Benim kaçak yapım vardı onu yıktı. Orada çok zarar gördüm. Yıkılmasın diye uğraştığımda şunu gördüm. Kimse benden rüşvet, el altından para istemedi. O an anladım ki yıllarca bizi sömürmüşler.” Sözleri size tek tek açıklamayacağım anlayan anladı bence.

Bu bir vatandaş görüşü. Başka bir şey daha yaşadım. O beni daha da şaşırttı. Ankara’da siyasetin içinde olan biriyle görüşürken, Ankara’yı sordum. Mansur Yavaşlar’ında gözaltına alınacağı konuşuluyordu. Bizde bunun üzerine sohbet çevirdik. Söylenene göre yaşanan yoğun gündemde CHP Genel Merkezi’ne çok sık gitmek zorunda olan Mansur Yavaş’ı arıyorlar tekrar genel merkeze çağırıyorlar. Anlatamayacağım bir konu ile ilgili fikir istiyorlar. Mansur Bey, fikirlerini söyledikten sonra genel merkeze gidemeyeceğini söylüyor ve ekliyor; “Her zaman yanınızdayım. Ancak Ankara’yı çok ihmal ettim. Halka hizmet etmem gerek” diyerek, işinin başına dönüyor.

Şimdi soruyorum; Mansur Yavaş bütün tepkilere rağmen başkan olduktan sonra bu tepkileri nasıl sevgiye dönüştürdü bunu? Mansur’u Mansur yapan şey ne? Mansur Yavaş yeni bir alternatif olabilir mi? Acaba uyuyan halkı Mansur Yavaş uyandırabilir mi?