Merhaba… Bu köşede önce kentimizin, sonra bölgemiz ve ülkemizin ve nihayetinde de dünyamızın çevre sorunlarına dikkat çekerken iyi örnekleri de konuşacağız demiştik.
Kentimizle başlayalım değil mi? Önce kapımızın önünü süpüreceğiz.
Güzel Antalya’m... Daha çocukken sevdalandım sana. Öğrenciliğimi ve kalan hayatımı sende geçireceğimi hiç tahmin etmemiştim. Artık ömrümün daha fazla yılını burada geçince Antalyalı oldum sonunda. Hem öğrenciliğimde hem de iş hayatımda, hep bu güzel şehir için ne yapabiliriz diye düşündüm. Çalıştım da naçizane.
Cennet burası çünkü. 1930 yılının ilkbaharında ilk kez gördüğü Antalya`da lacivert denizlerin ardındaki dağların anlık renk değişimini izlerken Atam ne demişti; "Hiç Şüphesiz ki Antalya Dünyanın En Güzel Yeridir".
Antalya’m bir ucundan diğer ucuna, upuzun bir şehir hattına (630 km. uzunluğunda) sahip. Kıyıları boyunca, antik kentleri, antik limanları, anıt mezarları, dantel gibi koyları, kumsalları, yemyeşil ormanları ve akarsuları var. Her daim turizm ile anılsa da bu kent ekonomik çeşitliliği ile de önemli bir finansal kaynak durumunda. Turizmin yanı sıra önemli bir tarım kenti olan Antalya’nın zirai ilaç kullanımına değinmek istedim bu defa.
Tarımda zirai ilaç kullanımı açısından ülke sıralamasında üst sıradayız. Bu üzücü detaya ve pestisit miktarı ölçümlerinde kabul edilenin bilmem kaç katı olması ile sınırlardan dönen meyve, sebze ve kuru yemişlere ilerde değinmeyi planlıyorum. Onun üzerine hala düşünmekte ve üzülmekteyim.
Bugün bahsedeceğim şey tarımda kullandığımız ilaçların ambalajları olacak. Yıllarca gıda üzerindeki kalıntı miktarını konuştuk. Suya, toprağa kontrolsüzce atılan, doğru ellere ulaşmayan zehirle bulaşık bu ambalajları hiç konuşmadık. Çünkü hepsi kaliteli plastikten üretilmiş, satılabilir ürünlerdi. Kontamine olmuş olması ile ilgilenmedi vatandaş. Belki bilgi eksikliği belki kolaya kaçmaktı. Ama kanserlerdeki artış mıdır bilinmez, bir sebepten silkelendik sanki. Geçmişte zirai ilaç bidonlarının derelere ve çöplere atıldığını çiftçiler bizzat söylüyor. Kimyasalın gıdaya, suya ve toprağa hatta havaya karışmaması ve insanlara ulaşmaması mümkün değil.
Bu anlamda Büyükşehir Belediyesinden örnek olacak ve öncülük edecek bir adım geldi. 2022 yılında başlatılan bu projenin adı “Çevre Dostu Çiftçi Kart Projesi”… Bu projede çiftçinin ilaç ambalajlarını kontrolsüzce doğaya atmasını, sistem dışı satmasını engellemek ve böylelikle yönetmeliklere uygun olarak değerlendirmesine teşvik var.
Bu projede akıllı otomatlara atılan ambalajlar ile puan biriktiren çiftçiler, bunun karşılığında çevre dostu tarım ürünleri ile ödüllendiriliyor. Sera cenneti Kumluca’da pilot olarak başlatılan uygulama 4 ilçede daha hayata geçecek. Alanya, Serik, Aksu ve Kemer’de de akıllı otomatlar ile zirai ambalaj atıkları toplanarak uygun bertaraf sistemleri içinde değerlendirilecek.
Çözüm üretmek, teşvik etmek o kadar kıymetli ki… Her zaman cezadan çok ödül sisteminin işlerliğine inanmışımdır. İnsana inancımı hala yitirmedim.
Çevremizi ve dünyamızı korumak adına adım atan, elini taşın altına koyan herkesin eline, emeğine, yüreğine sağlık. Bütün yerel yönetimlerden, var olan projelerin üzerine çıkacak verimli işler bekliyoruz. Desteğe de her zaman varız.
Sağlıcakla ve sağduyuyla kalın, sevgiler…