Evet, hepimiz de dünyanın döndüğünü biliyoruz. Kendi etrafında dönüyor günleri, güneşin etrafında dönerek mevsimleri ve yılları oluşturuyor. Fakat bu dönmeler binlerce, hatta milyonarca yıllardır hep aynı biçimde sürüp gidiyor. Yani dünyanın dönmeleri sürekli yinelenerek kısır bir döngüye mi dönüşüyor?
Sanırım devletler, yönetimler, yaşamlar ve yaşananlar da böyle bir döngü içinde olmalı ki 1930’lar kırklar ve ellili yıllar da 2030, kırk ve ellilerde yine yaşanacak gibi görünüyor. Gidişat 100 yıllık bir döngünün yenilenmesine doğru gidiyor.
Maalesef dünya tekrar ikisi önde sivrilmiş vaziyette çok kutuplu faşist diktatörlüklere doğru yol alıyor. ABD önderliğindeki kapitalist faşist diktatörlük ile Çin’in önderliğindeki komünist faşist diktatörlüklerden hangisini istersiniz. Sorarlar mı? tercih hakkı tanırlar mı? Yoksa dayatırlar mı bilmem… Ama bildiğim faşizm seçme hakkı tanımaz dayatır. Faşizm de seçme hakkınızı diktatörler belirler ve onun belirlediği faşizmi seçmek zorunda kalırsınız.
Anlaşılan tarih tekerrür edecek ve 1940’lı yılların 2. Dünya Savaşı yılları yeniden 3, dünya savaşı yılları olarak yaşanacak. Savaşın tarafları milenyumun başından itibaren oluşturulmaya çalışılıyor. Savaşı başlatma çığlıkları yine kapitalist faşistlerden yükseliyor. Milenyumun kapitalist faşist Hitlerleri baba ve oğul Bush’lar ve şu anda Tramp. Yine Milenyumun komünist faşist Stalinleri ise Putin ve Şi Cinping (Xi Jinping).
Putin Rusya Federasyonu’na razı değildir ve SSCB tutkusundan asla vazgeçmemektedir. Hatta federasyonda bile federe cumhurbaşkanlıklarına son vererek Üniter bir yapılanmaya dönmeye çalışmaktadır.
Bu amaçla “Rusya kanunları uluslararası hukuk normlarının üstündedir. Rusya S.S C. Birliğinin varisidir. Halkı büyük vatan savaşındaki kahramanlığının küçültülmesine izin verilemez” gibi kendi çıkardığı yasalarla Sovyetler birliği için elinden geleni yapıyor. Çin ise teknolojide sanayileşmede aldı başını gidiyor.
Kapitalist faşistler (aslında hepsi de kapitalist) eski komünist faşistlerin bir yandan altını oyarken (Ukrayna gibi) bir yandan da onları düşman olarak ayakta tutmaya çalışıyor. Çünkü onlar olmazsa kapitalist küresel sermayeyi toplu tutamayacak. Onun için illaki bir düşman olması ve öcü olarak gösterilmesi gerekiyor. Faşist yönetimler düşmansız yol alamaz.
Kapitalist faşist sermayenin en büyük düşmanlarından birisi de ulus devletler. Çünkü ulus devletler malların ve sermayenin serbest dolaşımını engelliyor. O yüzden bunların da ya bitirilmesi ya da yeni bir biçim verilmesi gerekmektedir.