Örnek mi? O kadar çok ki! Futbol çok şahane bir oyun. Bizleri ardına takan, oynadığımız, seyrettiğimiz, yönettiğimiz cezbedici bir dal. Unutuyoruz, sihirli top sayesinde çok büyük krizleri, kargaşaları…
Antalya’mız, ülkemizin birçok şehrinde olmayan bir futbol altyapısına sahip. Taban birliği adını verdiğimiz futbol paydaşları, her yaş grubuna olağanüstü destekler veriyor.
İlimizde ASKF Yönetimi, Futbol Temsilciliği, Antrenör, Hakem, Saha Komiseri dernekleri ve camiaları, kulüpler, basın çalışanları ve taraftarlar, futbolumuzu bir üst seviyeye çıkarabilmek için, emek ve para harcıyor, gayret gösteriyor. Epey de zaman tüketiyorlar.
Her yaştan, genç yetişkin olağanüstü sayıda birey bu oyuna, bu spora sevdalı… Üst yaş gruplarıyla değil, temel dönemlerde futbol eğitimi alan evlatlarla ilgileniyorum son yıllarda.
Hem izlerken zevk alıyorum, hem de yarınlarımızı teslim ettiğimiz çocuklarımızı korumaya özen gösteriyorum. Maalesef tesislerimiz, yeterli sayıda değil ve zeminlerde de sıkıntılar yaşanıyor.
11 ve 12 yaşlarındaki tertemiz yürekli, yetenekli sporcularımız şenlik adı ile düzenlenen organizasyonları, futbola başlangıç yaşlarından itibaren tadıyor ve sezonlar boyu da dolu dolu yaşıyorlar.
Uygulanan tüm maç planlamaları, gerçekten çok değerli ve çok anlamlı. Çocuklarımızın iyice yoğrularak gelişmesine olanak sağlıyor.
Futbol oyununa, yatkınlıkları saptanıyor, uyumlulukları artırılıyor ve gelişim süreçleri de bu organizasyonlar sayesinde gerçekleşiyor. 8’e 8 oyundan, 11’e 11’e geçiş döneminin ne kadar önemli olduğunu bu yaş gruplarıyla uğraşanlar iyi bilirler.
Bizler potansiyelli sporcuları dikkatle izliyor, seçiyor, beğeniyor, alkışlıyoruz. Yarınlara, fevkalade hazırlanabilmeleri için takip ediyor ve destek veriyoruz.
Mutlu ve umutlu koşuyoruz küçüklerimizle buluştuğumuz maç ortamlarına… Huzurlu ayrılıyoruz sahalardan… Seyir zevkimizi doruklara taşıyarak bir başka güne yelken açıyoruz…
Ailelerimiz, bu güzelim yavrulara katkı sağlayan ve onları gözü gibi koruyup kollayan özel insanlar.
Bu madalyonun bir yüzü, yani bizi mutlu, umutlu kılan ve gururlandıran tarafı… Geleyim; beni çok olumsuz etkileyen yüzüne… En başta belirtmem gerekiyor.
Ailelerimiz futbolu hiç bilmiyorlar, öğrenmek için de çabaları yok. Beklentileri üzerine bir yapı inşa ediyorlar. Sadece kendi egolarını tatmin etme peşinde oluyorlar.
Terbiye sınırlarını zorluyorlar ve zavallı hale geldiğinin farkına bile varamadan, seviyesizleşiyorlar. Hem çevreye rahatsızlık veriyorlar, görüntü kirliliğine neden oluyorlar… Hem de ukalalık yapıyorlar. Çirkinleşiyorlar…
Devamında da; kavgalar oluyor, küfürler ediliyor. Hem oyunculara hem de hakeme taciz boyutunda hoş olmayan eylem ve söylemlerde bulunuluyor. Münasip bir dille hatırlatma yapanlara bile hakaret edebilecek seviyede cüretkâr davranıyor bu çokbilmişler…
Kardeşim diye gidiyorsun edepsizin yanına, nerden ben senin kardeşin oluyorum diyebiliyor.
Hiç saygı yok! Böyle futbol sevgisi olmaz olsun diye uzaklaşıyorsun yanlarından…
Esasa geleyim… Evlatlarımıza kötü örnek oluyorlar.
Mini minnacık çocuklar, futbol oynamayı bir kenara bırakıp, küfre, kavgaya yöneliyorlar.
Sözüm ona, eğitimli çalıştırıcılarımız da, kulübüne yatırım yapan örnek yöneticilerimiz de enseyi karartıyor, sol memenin altındaki cevahiri unutuyorlar.
Zevahiri kurtarma peşine düşüyorlar.
Hani belirtmiştim ya!
Alın size iki örnek…
Mutluluktan göklere uçuyoruz. İğrençlikleri görüp yerlere çakılıyor ve yerlerde de sürünüyoruz. Lâfa gelince, futbol, dostluk ve kardeşliktir diye caka satıyoruz. “Ben Sporcunun Zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” diyen Ata’mızın bu anlamlı ve değerli sözünün yazılı olduğu pankart önünde fotoğraf çektiriyoruz.
Kendimizle yüzleşebilsek keşke! Aslında o fotoğraflara dikkatli bakan görür, içimizin karasının yüzümüze vurduğunu… Ya da maçınızın tamamını videoya çektirin lütfen!
Attığınız golleri, kalecinizin kurtarışlarına bakmayın. Olumsuzlukları izleyin. Çocuklarımızı etkileyen, maç izlemeyi bilmeyen ailelere bakın. Bakın ama görün neler yaşandığını. Kendi yanlışlarınızı da sorgulayın.
Yavrularımızı, sadece egolarımızı tatmin ettiğimiz futbol bataklığına sürüklemeyin. Onlara kötü örnek olmayın. Dayanışma, paylaşım ve hoşgörü ile futbolumuzun gelişeceğini asla unutmayın.
Sağlıklı ve esen kalın…