Yıllardır siyasiler tarıma verdikleri destekle övünürler, bizim iktidarımızda şu kadar destek verdik, bizim iktidarımızda ilk kez çiftçinin yüzü güldü, bizim iktidarımızda akaryakıta destek verdik…

Bizim iktidarımızda gübre desteklemesi yaptık vs vs bu klişe sözlere o kadar aşinayız ki iktidarlar değişir, bakanlar değişir bu cümleler değişmez. Bir taraftan tarıma destek açıklamaları yapılırken diğer taraftan enflasyonun nedeni olarak tarım ürünleri hedef tahtasına konur. Çiftçiler çok para kazanıyor olarak gösterilmeye çalışır, malları depolayıp piyasanın yükselmesini sebep olmakla suçlanır. Aslında siyasilerin çiftçilerin para kazanması, refah seviyelerinin yükselmesi ile çokta ilgileri yoktur asıl dertleri bir sonraki seçimi nasıl kazanabilirim kimlere şirin görünebilirim hesabı yaparlar. Çiftçilik yapan nüfus yaklaşık 1.5 milyon aileleri ile birlikte 6-7 milyon oy kullanan kişi 5 milyon diyelim yani toplam seçmen sayısının % 9-10 civarı asıl oy potansiyeli diğer grupta toplanıyor. Elbette çiftçiden daha çok tüketici var, aynı zamanda her çiftçi tüketici neden siyasi söylemleri sığ bir bakış açısı ile tüketim kısmının gönlünü alacak şekilde yapmayalım.
Çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçasısın demektir.Tarımda yürütülen politikaların özeti gibi bir cümle. Her dönemde sorunları çözmek için gelen siyasiler maalesef sorunun parçası olarak devam ettiler. Oysaki net ve kesin kararla çözme iradesi gösterilip parça parça olsa bile ele alınsa sorunlar kısa sürede çözüm yoluna girer ve aynı nakaratları dinlemekten kurtuluruz. Tabii bu işleri yaparken bazı yandaşlar para kazansın, onların şirketleri üzerinden ithalat yapalım, arkadaşlarımızın yazılımlarını kullanmak için çiftçiye yük bindirelim psikolojisinden çıkmamız lazım. Asıl sorunları tespit edip çözüm yollarını oluşturmamız lazım. Seçim kazanmak adına yapılacak şovlardan uzak durmak temel kural olmalı.
Eğer tarımsal ürün fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak çiftçileri görürsek asla ve asla çözüm üretemeyiz. Örneğin İzmir’den 20 ton mandalina yüklü bir kamyon İstanbul’da hale girene kadar sadece 6 bin tl civarında köprü ve otobana ücret ödemek zorunda kalıyorsa çiftçiyi suçlamadan önce aynaya bakmak gerekmez mi? yaklaşık 50 bin tl nakliye ücreti ekleyince sadece nakliyeden kaynaklı olarak kg başına 3 tl civarı maliyet biniyor, nakliye maliyetinin yüksekliğinin sorumlusu çiftçi mi?
Enflasyon düşürmenin yolu çiftçileri kötü göstermek değil kronik hale gelmiş sorunları çözmekle başlar, tarımsal üretimi arttırmak ve sürdürülebilir hale getirmekle devam eder. Suriye tarımına yapacağınız destekler yerine ülke tarımına yapacağınız destekler işe yarar.