Merhaba… Birkaç gündür çevrecilerin ve akademisyenlerin gündeminde bu konu var. Onca görüşme boşa mı gitti ve şimdi ne olacak soruları ile…

Takip edebildiniz mi bilmiyorum. Cenevre’de 11 gündür Birleşmiş Milletler Plastik Anlaşması görüşmeleri sürüyordu. 2022’den beri devam eden görüşmelerden bu defa da sonuç çıkmadı. Plastik üretiminin sınırlandırılmasına karşı çıkan az sayıda ülkenin ve güçlü lobi gruplarının etkisiyle, görüşmeler bir kez daha tıkandı. Aslında biraz da bekleniyordu.

Müzakereleri yürüten BM Çevre Programı (UNEP) ile dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Suudi Arabistan arasındaki mali ilişkiler, sürecin güvenilirliğini zedeledi. Ayrıca müzakerelere katılan 234 fosil yakıt ve kimya endüstrisi lobicisinin sayısının, 27 Avrupa Birliği ülkesinin toplam diplomatik temsilcisinden fazla olması ve bu lobicilerin birçok heyete doğrudan erişim sağlayabilmesi, çıkar gruplarının aşılamadığını yine gözümüzün önüne getirdi.

Bir de şu taraftan bakalım istiyorum. Bu müzakereler üç yılda 40 milyon dolara mâl olmuş. Bu tabi ki Birleşmiş Milletler ’in güvenilirliğini de sorgulatıyor. Neresinden bakarsanız bakın tadı kaçtı bu işin.

Bilim insanları ise plastik kirliliğinin ekosistem ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinin hızla arttığını, çözüm için zamanın daraldığını vurguluyor. Yıllardır hatta…

Savunduğum şey hep şu idi. En aza indirgenmiş plastik kullanımı. Mühendislik bilimi makul ve fizibilite çalışması yapılmış yaklaşımlar gerektiriyor. Bırakalım reddetme kısmını infuencerlar ve aktivistler yapsın.

Bu konfora ve hijyene alışmış tüketiciyi tam olarak plastikten koparamayacağımız aşikâr. Hatta bazı durumlarda plastik hala gerekli. Özellikle medikal sektöründe. Tek kullanımlık olmayan bir ürün ile tedavi edilmek istemeyeceğinizi biliyorum, Ben de öyle… Çocukluğumuzda aşı yapmak için kullandıkları o kaynatılan iğneler gözümün önüne geliyor. Sonra küçük ev aletleri, ev eşyaları, araba yedek parçaları… Uzar gider bu liste.

Peki, tek kullanımlık plastiklere ihtiyacımız gerçekten var mı? Pet şişede su içmek ne denli sağlıklı? Okyanuslara kadar ulaşan, pipet, bardak, çatal kaşık tabakları kullanmasak olmaz mı? Tabi ki olur, bizler en azından azaltım yolunda adımlar atmak zorundayız.

Ama bireyin kullanımından ne olacak, sen dünyayı elinde tutan kartellere bak dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız da… Zaten her adımı çıkmaza sokan, her çabanın önünü tıkayan onlar değil mi?

Velhasıl görüşmelerde gelinen noktada plastik anlaşmasının geleceği belirsiz… Güçlü bir anlaşma isteyen ülkelerin zayıf bir metni kabul etmemesi ise hala umut verici. Beklemedeyiz. Endişeler bitmedi fakat mantıklı olup izlemede kalmalıyız.

Bu esnada birey kendine düşen sorumlulukları devam ettirmelidir. Bir kişiden ne olur ki demeyin. Okyanuslar da damlacıklardan oluşuyor… Bizim önce kendimize saygımız olmalı ki doğaya saygılı olalım.

Sağlıcakla ve sağduyuyla kalın, sevgiler…