Antalyaspor’un yönetiliş biçimini, teknik heyetini, oyuncularını sevmeyebiliriz...Fakat Antalya’da yaşayan, sporu ve futbolu seven bireyler olarak Antalyaspor’a saygı duymak zorundayız.
Genç yaşlı birçok futbolsever bazen aşırıya kaçacak şekilde, bazen de mutedil olarak kentin marka değerine olumlu katkı koyan ve çok özel bir güzellik olarak baş üstünde tutulan Antalyaspor’a bağlılıklarını, uzun yıllardır göstermekteler.
Babadan oğula Antalyaspor sevdalısı olanları bile tanıdım.
Ne kadar, hafta sonunun üç beş saatini maça ayıramayacak derecede futbol tutkunu, çoğunluğu teşkil etse de! Kalan kitle bize yetiyor diyor geçiştiriyoruz!
Futbol ve İzleme kültürü yeni yeni oluşmaya başlayan harika bir şehirde yaşıyoruz.
Antalya’da futbol neredeyse bir asırdır oynanıyor ama!
Koca çınar da, 60 yaşında olacak gelecek yıl…
Ha! Şunu da söylemek zorundayım.
Sevdalılar sayesinde ve gönül bağı olanların varlığıyla ANTALYASPOR hala ayakta durmakta…
Ben Antalyaspor’da, 5 sezon teknik adam olarak görev yaptım.
Adam gibi kenara çekildikten sonra da Antalyaspor’a saygı ve sevgiyle bağlılığımı sürdürüyorum.
Şimşeğin maçlarını, ya ekran başına geçip ya da tribünlerdeki yerimi alıp seyrediyorum.
Ayrıca her haftanın bir günü gazetemize köşe yazıyor, futboldan bahsediyor ya da stüdyoya konuk olup futbol konuşuyoruz.
Gündemimizde Antalyaspor hep oluyor…
Derneğe üye olmayı arzuladığım günler oldu.
A.Ş’den minik bir hisse almayı, ortak olmayı da çok istedim.
Paydaş olmak, dayanışma içinde yaşamak suretiyle kurumsallaşmaya katkıda bulunabileceğimi düşündüm.
Menfaatle hareket ettiğimi düşünenler çıkar diye olmadım. Çünkü teknik direktör olarak çalışmakta idim.
Bugün daha net görebiliyorum;
seviyeli bir şekilde Antalyaspor’a üye olup, aidat ödeyenler ve oy kullananlar var.
Çoğunluktalar mı bilemem?
Saygısızlık da yapamam!!!
Bu özelliklere sahip çok kaliteli insanlar var, tanırım birçoğunu…
Camiamıza yön verebilme desteği ile, hiç karşılık beklemeden Antalya’yı ve Spor’u sevenlerle birlikte oluyorum.
Son seçim sonrasında değişti fikrim, bugüne kadar Antalyaspor’u sadece uzaktan seveceğim diyordum.
Fakat Hasan Yavaşlar kardeşimin yazısını okudum. Kararımı değiştirdim.
Antalyaspor’a üyelik başvurusunda bulunacağım.
Hem de Yavaşlar ile birlikte gideceğiz üye olmaya.
Ayrı günlerde ve ayrı ortamlarda dostlarımla seçimi çok konuştuk.
Cem Çon ve Mustafa Akmanoğlu, Metin Bulut ile derin derin sohbetler ettik.
Ben…
Çocuğumun futboldaki geleceği için ANTALYASPOR’a aşık değilim.
Ben…
Düşman olduğum tarafın hükümranlığına son vermek için, sözüm ona cengaver giysisi giymeyi düşünmüyorum!
Ben…
Don Kişot falan da değilim.
Yeldeğirmenleri ile kavgaya girme niyetim yok.
Ben diyorum ki, ilkeli Antalyasporlular çoğalmalı…
Antalyaspor, menfaatçilerin kümelendiği bir yer olmamalı diyen ve yönetimlerin elinde oyuncak haline getirilmemelidir şeklinde sesini yükseltenlerin yanında olmak istiyorum.
O şunun adamı, diğeri bunun adamı diye yaftalanan bir kaç grup insandan farklı olmalıyım.
Orta oyuncusu olanlara karşı duruş sergilemeliyim.
Perde arkasında duranlara, çok belirgin olduğu halde değerli, “kutsi vazifeleri yapan” adam tanımıyla varlıklarını sürdüren abilere tavır koymalıyım.
Ülkemizin hemen hemen her yerinde, siyaset ve futbol, ya masalarda bir meze ya da sımsıkı elde tutulan bir oyuncak gibi sanki!!!
Kulüp yöneticisi olmak;
ya tatmin olma aracı ya da sosyal statü edinme makamı sanki!
Kulüp başkanlığı ya da yöneticilik yapmak,
“Fiyakamızı” artırmak için kullandığımız bir sahne, bir film stüdyosu adeta!
Sadece söylentiden ibaret olmadığını biliyorum.
Bu, futbol sevdalısı olma yalanı ile nemalanan, rant elde edenleri, yıllardır görüyor, konuşuyoruz.
7 Ocak 2025 günü ANTALYASPOR için
iki başkan adayı yarıştı.
Her iki listede çok sevdiğim, değer verdiğim insanlar da vardı, hiç tanımadıklarım da!
Dürüstçe yazmak zorundayım. Doğruları söylemeden mezara konacak birisi değilim.
Maalesef semtine uğramayacağım, Allah selamı bile atmayacağım üyelerin ismini listelerde gördüm.
Sen kimsin diyen de çıkabilir bu sivriliğimden ötürü.
Ben buyum…
Onlar da onlar!!!
Camialar iyi tanır herkesi.
Kaç kişiyiz ki, biz biliriz birbirimizi…
Aslında herkes kendini de iyi tanır!
Allah var…
Usule uygun üye kaydı yapıldı mı, yapılmadı mı?
Bilmiyorum!?
Allah var!!!
Aidat borcu nedeniyle üyeliği askıya alınan ya da üyelikten çıkarılan oldu mu, olmadı mı?
Bilmiyorum!?
Allah var!!!
Kulüp çalışanı olup da üye olarak oy kullanacak kişilere mobbing uygulandı mı, böyle bir durum yaşanmadı mı?
Bilmiyorum!?
Allah var!!!
Akil ağabeyler kime oy vermeniz gerekir diye yol gösterdiler mı, özgür iradelere mi bıraktılar?
Bilmiyorum!?
Üyeliğim kabul edilir ve içeride olursam, bu hususlarda gelecek seçim sonrası düşüncelerimi söyleyip, yazabilirim.
Kent futbolunun duayenlerine görev ve sorumluluklar düşüyor.
Merakımı soru olarak yönelteyim.
Dernek seçimi neden bu denli alelacele yapıldı?
Dernek, A.Ş, Vakıf arasındaki soğuk savaş bu seçimden sonra kızışacak mı?
Bu seçim ile, kulübün altına ve üstüne huzur gelecek mi?
Kaldır elleri indir elleri diye sesler duyulması da “aynı nasıl bilirdiniz sorusuna iyi biliriz yanıtı gibi bağırıyoruz” genel kurul ortamlarında…
Helallik veriliyor sonra da ibralar gerçekleşiyor.
Seçim demokrasinin olmazsa olmazı ve gereği…
Yasalara uygunluk çerçevesinde;
Seçilme hakkı olan her birey aday olabilir ve seçime de girebilir.
Seçme hakkına sahip her birey de oy kullanabilir.
Camia, fevkalade katılımlı ve heyecanlı bir seçim atmosferi yaşamıştır.
Seçimle ilgili eleştirilerini dile getirenleri dinledim ve yazılanları da okudum.
Antalyasporumuz’a hayırlı olsun.
Katılan ve oy veren herkese şükran borçluyuz.
Seçimi kazanan Mustafa Ergün ve ekibini kutluyorum. Sezgin Özer ve ekibine de teşekkür ediyorum.
Yeni seçilen dostlarıma, bir ufak hatırlatma da bulunmak isterim.
Tertemiz ve çok iyi icraatlar yapın.
Seçim vaadlerinizi yerine getirin.
Sakın ha!
Hiç kimseye kan davalıymışçasına bilenmeyin, husumet beslediğiniz biri gibi davranmayın.
Size iki iyi örnek sunayım.
Rahmetli Atilla Vehbi Konuk beyefendi kulübümüzün ilk başkanı idi.
Şükranla yâd ediliyor halâ…
Tesislerimize adı verildi ve yaşatılıyor.
Altın harflerle yazılmasına gerek yok!
Gönüllere kazındı çünkü!
Hasan Subaşı beyefendi de hizmetleri ile takdire şayan bir değerimiz.
Yaşarken anılması, kıymetinin bilinmesi çok önemli…
Şehir merkezindeki tesisimize adının verilmesi ahde vefa içeren bir anlam ifade ediyor.
Dostlarım, yüreklerde kendinize yer açın, ve yerleşin.
Her zaman da takdir görün, alkışlanın…
Allah’ım hepinizi iyiliklerinizle ödüllendirsin.
Beterinden korusun…
Aidat borcunuzdan ötürü üyeliğinizin askıya alınması gibi bir halle de asla karşılaştırmasın.
Sakın ha! Yaşamayın, yaşatmayın…
“Eden bulur dünyası* der büyüklerimiz.
Sağlıklı ve esen kalın…