Merhaba, Şiddet ve insan kelimesini yan yana kullanmak istemesem de günümüzde insana, hayvana ve doğaya yapılan şiddetin haddi hesabı yok.
Ya hep beraber sistematik bir şekilde yavaş yavaş çıldırtılıyoruz ya da içimizde olan kötülük dışarıya vuruyor.
Şiddetin şekli yüzyılın şartlarına göre evrilirken, izlediğimiz korku filmlerini aratmayacak derecede farklı versiyonlarını duyuyoruz, izliyoruz ve hatta maruz kalıyoruz.
Kadın olarak giydiğimiz etekten makyajımıza, çocuk olarak gürültü yaptığımıza uzanan garip bir çizgide her geçen gün dozu artıyor şiddetin.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü’nü yazmak istiyorum. Ne gereksiz bir gün tanımlaması dememiz gerekirken, insan insana neden şiddet uygulasın böyle gün mü olur diye düşünmemiz gerekirken, bu mücadele gününü insanlara nasıl daha çok duyurabiliriz, nasıl farkındalık yaratıp insanın içindeki kötülüğü öldürmeye çalışırız diye mücadele ediyoruz.
Güzelim ülkemin geleceğe yönelmesi gerekirken karanlığa gömülmeye çalışmasının içinde aslında başrol sistemin korumadığı / koruyamadığı kadınlarımız. Google verilerinden öğrendiğim kadarıyla sadece 1 Ocak / 3 Nisan 2025 tarihleri arasında 156 kadın şüpheli olarak hayatını kaybetmiş, 207 kadın şiddete ve yaralamaya maruz kalmış, 240 kadın seks işçiliğine zorlanmış, 41 kadın cinsel tacize uğrarken 5 kadına tecavüz edilmiş. Bu korkunç tablo sadece 2025 yılının ilk 3 ayına ait. Zaten daha çok veri yazarak, kalmayan sinirlerimizi iyice bozmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Düşünmemiz gereken bu kötücül durumdan nasıl çıkılır, neleri eksik yapıyoruz, eğitimdeki eksiklikler, annelerin anne olmadan önceki psikolojik durumları gibi birçok madde bence…
Tarihten günümüze uzanan çizgide diri diri gömülen kız çocuklarını bilip, orta doğuda kadının bir kumaşın altına saklanan bütün kimliğini acıyla izlerken, dünyanın 21. Yüzyıla yakışmayan döngüsünün içinde olmak inanın çok utanç verici.
Bir anne düşünün, kendi kültürünün içinde karnında bir bebek büyüttü. Anne güldü bebek anneyle mutlu oldu, anne dayak yedi bebek anne karnında o dayağı atanı hiç unutmadı. Anne çocuk bağının hala farkına varmayan zihniyetlerin, günümüz koşullarında bilgiyle yoğrulup düzelmesini beklerken ilginç bir şekilde sayılarının artması çok korkunç.
2025 yılının Kasım ayından 25 Kasım 1960 senesine uzanan, bugüne kadar değişen çok şey olmasa da üç kız kardeşin hayata vedasıyla ilan edilmiş Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü…
Dominik Cumhuriyeti'nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele verirken, Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kuruyor ve diğer kız kardeşler de bu harekete katılıyor.
Diktatörlük karşıtı mücadeleleri ile sembol haline geldikleri için çeşitli zamanlarda ağır baskılara maruz kalıyorlar ve ardından hapis cezalarına çarptırılıyorlar.
1960 yılının Kasım ayı başlarında Diktatör Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz ediyor: Kilise ve Mirabal Kardeşler!
Tarih 25 Kasım 1960'ı gösterdiğinde üç kız kardeş tecavüz edilip öldürülürken “ Araba kazasında" öldükleri duyuruluyor. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra ise Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağlıyor. Yani şiddet yanlısı diktatör tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alıyor…
Ve yıllar sonra 25 Kasım 1999 tarihinde, BM Genel Kurulu tarafından “ 25 KASIM “ Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edilmiş. Bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni ise 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde meydana gelen Mirabal Kardeşler’in ölümüne dayanmakta.
İnsanın insana verdiği zarar bitmedikçe kötülük şiddetle yol almaya devam ediyor ve ne yazık ki edecek. Şiddetten ve kötülüğün her türlüsünden uzak durmanın tek çaresi EVDE EĞİTİM, OKULDA EĞİTİM, SOKAKTA EĞİTİM!
Eğitimli insanlar sorunlarından şiddetle değil konuşarak, kendi içine dönerek, arkadaşlardan destek alarak, tıbbi yardıma başvurarak kurtulabilir. Ama eğitimsiz insan kendi karanlığını herkese yaymak, herkesi kötülüğün içine çekmek ve yok etmek ister. Şiddete susma, görmezden ve duymazdan gelme! Çünkü bir gün sıra sende olabilir…
Şiddete hayır sözünün iyiliğe evrildiği bir dönemin içinde yaşamak dileğiyle. İnsanın insana, KADINA, ÇOCUĞA, DOĞAYA yaptığı her şiddet cezasını bulsun…
Her değişime ayak uyduran doğanın bilgeliği ve Sanatın ışığında yeniden görüşene dek sağlıkla ve sevgiyle