Antalya’nın gözbebeği Kaleiçi’nde yaşanan yangın bize gösteriyor ki ders almayı beceremiyoruz. Neden mi diyeceksiniz? Her yıl yaşanan bu yangınlar o yeri koruma altına almamışken hala işletmeler devam ediyor.

Bakın, geçmişte yaşamın yeşerdiği yerde yaşanan o yangınların temel sebebi dikkatsizlik, iyi bakımların yapılmamasından kaynaklı. Bunun için ciddi bir önlem alınması gerekiyor. Sakince yangının sönmesini beklemek yerine her şey için önlem alınmalı…

O tarihi evlerin her bir tahtası, penceresi bilmem kaç yıldır bize sesleniyor. Kimler yaşadı, neler gördü, neler yaşadı… Gel gör ki otel ve pub işletmeleriyle harap hale geliyor. Özellikle pub, gece külubü tarzı işletmelerle. Açıkçası tarihin korunması gerekiyor.

Kaleiçi’ndeki yapıların çoğu eski, ahşap ağırlıklı bu da onları yangına karşı aşırı daha savunmasız kılıyor. Elektrik tesisatlarının baştan aşağı yenilenmesi bir kere şart. Her yıl değil her ay bakım şart. En ufak bir arıza malum yangınlara yol açıyor.

Yangınların söndürülmesi için o dar sokaklar zaten ayrı dert. Bazen bir aracın bile dönemediği bir yerde kalıyor. Bu yüzden bölgeye özel, daha küçük ve hızlı müdahale edebilecek araçların belki de belirli noktalara yerleştirilecek kolay erişilebilir yangın dolapları, ilk müdahaleyi hızlandırabilir.

Halkın bilinçlenmesi de ayrı dert. Her şey üst üste geliyor, güzelim Kaleiçi’nde esnaf, ziyaretçiler… Herkesin yangın riskleri konusunda eğitimli olması, en basit önlemleri dahi yaşam kurtaracağını kavrasak yeter diyorum.

Umarım bu sözlerin bir yere ulaşır da tüm denetimler sıkılaştır. Göz göre göre Antalya’nın incisini kaybetmeyelim arkadaşlar…