Antalya öyle bir şehir ki yılın her neredeyse her günü canlı, açık ve huzurlu… Her ay ayrı bir çiçeğin öyküsüne sahne oluyor.
Ocak ayında nergis akla gelir. Soğuklara inat, zarifliğiyle boy gösteren nergis, Ocak ayının gülü gibidir. Beyazıyla masum, sarısıyla umut dolu…
Şubat deyince tavşankulağı, dağların serin gölgesinde, kayalıkların arasında utangaç bir edayla açar tavşankulağı…. Rengârenk yaprakları, kışın sonlarına doğru doğanın minik bir gülümsemesi gibi beliriverir.
Mart geldi mi, badem ağaçları gelin gibi süslenir sonra da pembeyle beyazın o naif dansı… Köy yollarında, dağ bayırında yürürken badem çiçekleri insanın içini kıpır kıpır eder… Baharın ilk öpücüğüdür sanki..
Nisan güneşi ısınıp dağlar yeşile boyanınca, kırmızı bir sel gibi açar gelincikler her biri incecik, narin, ama göz alıcı ki rüzgar estiğinde dans ederler…
Baharın ortasında kendini gösteren akasyalar mayısın gelini gibidir. Süslenir, süzülür kokusunu salar her yere…
Haziran’da yazın gelişi zakkumla ortaya çıkar. Hem güzel hem güçlü… Antalya’nın sıcak yollarında, kaldırımlarında, sahil kenarlarında pembe beyaz çiçekleriyle arz-ı endam eder. Sıcağı sever, dikenli gövdesine inat, çiçeği cömerttir hele bir de sıra sıra dizilmişse…
Temmuz deyince akla o begonvil gelir. Antalya’nın kartpostal yüzü… Evin duvarına tırmanır, balkonları süsler. Moruyla, pembesiyle güneşi kıskandırır. Temmuz sıcağında bile solmaz, inadına açar. Neşeli, özgür ve bir o kadar da zariftir.
Ağustos’ta kâğıt çiçeği, Begonvilin kuzeni gibi ortaya çıkar… Yazın en hararetli günlerinde bile renginden ödün vermez. Ağustos’un kavurucu sıcağında bile canlı durur…
Sonbaharın ilk adımını sardunya atar eylül ayında… Sardunya, yazın vedasını selamlar. Balkonların baş tacıdır. Antalya evlerinin cam kenarında kırmızı kırmızı göz kırpar. Ne susuzluktan şikâyet eder, ne sıcaktan. Dayanıklı, köklü ve vefalıdır.
Aynısefa ekimde çıkar, Turuncusuyla, sarısıyla güneşi cebinde taşır gibi… Ekim ayında açar, soğuyan havalara “daha bitmedi” dercesine inatla parlar.
Kasımpatı adı üzerinde kasım ayının en vefalısı… Güneşin azaldığı, serinliğin içimize işlediği günlerde rengârenk çiçekleriyle ortaya çıkar. Biraz hüzün, biraz sabır taşır üzerinde….
Yılın son ayı aralıkta lale sümbülü toprak altından çıkar aniden… Aralık ayında açan sümbül, Antalya'nın ılık ikliminde mis kokusuyla baharın haberciliğini üstlenir.
Her bir çiçek, doğanın kalbinden fısıldar bize… Yeter ki bakmasını bilelim.