Alanya. Akdeniz’in incisi.
Turizmin gözbebeği.
Hani o sokaklarında iğne atsanız yere düşmeyen, adeta turist kalabalığından yürüyemediğiniz şirin mi şirin ilçesi vardı ya...
Unutun!
***
Hoş geldiniz 2025’in Alanya’sına!
Bir tarafta boşalan sokaklar, bir tarafta hâlâ bitmeyen "marka şehir" masalları.
Kimi kandırıyorsunuz?
Cevap basit : Kendimizi.
Haziran ayının nerdeyse sonuna gelinmiş, ama Alanya'nın sokakları eski akşamları gibi dopdolu değil artık.
Eskiden "iğne atsan, turistlerden yere düşmezdi”.
Ancak bu yıl, her geçen gün durum daha da kötüye gidiyor.
“Alanya sokakları artık bomboş" diyen Alanya esnafı üzgün ve ümitsiz adeta.
Durum mu? Trajik!
***
Peki bu durumu yaşatanlar kim? Tabii ki; yine biz.
Zira turizm, hassas bir sektördür; güvercin gibi ürkektir.
Yaşanan en küçük bir olumsuzluk, tek bir turiste uygulanan fahiş fiyatlar, onlara zorla bir şeyler satmaya çalışmak…
Hatta turistlere uygulanan bazı olumsuz davranışlar…
Artık sosyal medya var.
Yüzbinlerce kişi artık influencer’lar sayesinde her olaydan bilgi sahibi olabiliyor.
***
Bir turizmcinin dediği gibi "Alanyalı kendi bindiği dalı kesti!”
Portakal ve muz bahçeleri yok edilip, yerine oteller dikildi.
Sonra bu otelciliğe bilgi ve eğitimden yoksun başlandı.
Yetmedi, ucuz iş gücü kullanıldı, turistlere aşırı fiyatlar bindirildi.
Sonuç?
Turistlerin güveni kaybedildi ve yanlış fiyatlandırma ile Alanya turizmi dibe vurdu.
Yani bir bakıma; kendi ellerimizle kazdık kuyumuzu.
***
Peki sadece bu mu?
Rus turistlerin rotası da değişti.
Türkiye’nin Rus pazarındaki payı %59’dan %55’e gerilemiş.
Avrupalı ve Asyalı rakipler fiyat avantajı sunarken, bizde maliyetler artmış, rekabet gücümüzü kaybetmişiz.
Tüm bunların üzerine bir de "Turizm Amaçlı Konut Kiralama Yönetmeliği" yüzünden binlerce villa boş kalmış.
Esnaf deseniz, zaten ekonomik zorluklar ve "büyük markaların marka ihlali baskısı" altında can çekişiyor.
Stres altındalar ve sürekli dayanışma çağrısı yapıyorlar. Haksızlar mı?
***
Ama bu durumdan kurtulmak zor mu?
Zor, ama imkansız değil!
Yeter ki istensin…