Son dört yılda Antalya’ya giren çıkan yabancı nüfus rakamları dikkat çekici.

Resmi verilere göre, 2021’den 2024’e kadar şehre 175 bin kişi girmiş, 132 bin kişi çıkmış.

Net rakam: 43 bin kişi Antalya’da kalmış. Kulağa az geliyor değil mi? Ama değil.

Antalya bir turizm kenti, bu doğru.

Yaz aylarında nüfus iki katına çıkmaya alışkın.

Ama mesele artık turizm değil; kalıcı göç.

Çünkü her gelenin bir evi, bir arabası, bir altyapı ihtiyacı var.

Bir yabancının bıraktığı döviz ekonomiyi ısıtır, ama aynı zamanda kira fiyatlarını uçurur, konut krizini büyütür.

Yerli halk barınamaz hale gelir.

Bakın tabloya:

2021: 56 bin giriş, 14 bin çıkış.

2022: 69 bin giriş, 27 bin çıkış.

2023: 26 bin giriş, 63 bin çıkış.

2024: 23 bin giriş, 28 bin çıkış.

2021 ve 2022’de şehir dolup taşmış.

2023 ve 2024’te gidenler artmış, çünkü hayat pahalı.

Ama bu gidiş bile yetmiyor; kalanlar kalıyor.

Şehir büyüyor, altyapı ise aynı kalıyor.

Su kaynakları yaz aylarında alarm veriyor, trafik artık bir kabus, çöp ve kanalizasyon sistemi sınırda.

Bugün “Antalya bu yükü kaldırabilir mi?” sorusunu soralım.

Cevap: Bu hızla giderse zor. Planlama şart.

Yabancı göçü tamamen durdurmak mümkün değil; ama kontrol etmek, kota koymak, yerel halkın barınma hakkını korumak mümkün.

Yoksa turizmin kazandırdığı dövizden çok daha pahalı bir bedeli hep beraber öderiz.

Antalya’nın sadece güneşi ve denizi değil, geleceği de yanmasın.