Geçtiğimiz günlerde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaz dönemi saha çalışmaları kapsamında milletvekillerinden oluşan bir heyet Antalya’ya geldi.

Programları çerçevesinde Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nde bir toplantı düzenleneceği, Oda'nın sosyal medya hesapları üzerinden duyuruldu. Açıkçası bu duyuruyu görünce biraz şaşırdım, biraz da sevindim. Uzun süredir odamızla bu tür bir etkinlik vesilesiyle temas kurmamıştım. Hem meslektaşlarımı görmek hem de yapılanları dinlemek istedim. Programımı da buna göre ayarladım.

Katılım sayısı ne yazık ki beklediğim gibi değildi. Bu durum bir yandan beni üzerken, diğer yandan da hep birlikte sorgulamamız gereken bir noktaya işaret ediyordu: Meslektaşlarımız meslek örgütlerine neden yabancılaşıyor?

Toplantıya CHP milletvekilleri Ayhan Barut, Talat Dinçer ve Antalya İl Başkanı Nail Kamacı katıldılar. Sayın Ayhan Barut’un bir ziraat mühendisi ve geçmiş dönem oda başkanı olması, elbette onu bu toplantı için en isabetli isimlerden biri haline getiriyordu.

Ancak toplantının akışı ve organizasyonu açısından ciddi sorunlar yaşandığını söylemeliyim. Açılış konuşmaları yaklaşık bir saat sürdü. Bu süre zarfında genel siyaset, ulusal meseleler ve tarıma dair genel değerlendirmeler yapıldı. Bir siyasi heyetin kendi görüşlerini anlatması doğaldır. Ancak ziraat mühendisleriyle yapılan bir toplantının merkezinde sektörün somut sorunları ve çözüm önerileri yer almalıydı. Dahası, toplantının süresi ve yapısı hakkında katılımcılara bilgilendirme yapılmalıydı.

Oysa toplantıdan önce, ucu açık bir tartışma olacağı, herkesin katkı sunabileceği ifade edilmişti. Ama açılış konuşmalarının ardından katılımcıların söz alması için yalnızca 30-35 dakika ayrıldığını konuşmalar sırasında öğrendik. Katılmak isteyen birçok meslektaşımız konuşamadan toplantı sonlandırıldı. Ben de bu sürede konuşmak için bekledim. Ancak “son soru” anonsu yapıldığında hâlâ sırada konuşmak isteyen arkadaşlarımız vardı. Yine de Sayın Ayhan Barut'un nazikçe beni işaret etmesiyle söz alma hakkım doğdu. Fakat ortamın artık bu katkıyı anlamlı şekilde karşılayamayacağını hissettiğim için konuşmamayı tercih ettim. Ben konuşmaya başlasam söz verilen meslektaşımıza karşı nezaketsiz bir davranış olurdu bir taraftan da. Konuşabilseydim iki temel önerimi sunacaktım:

1-Gezen Tavuk Projesi: Daha önce de yazılı olarak paylaştığım bu öneride, pilot bir mahallede üreticilerle birlikte gezen tavuk yumurtası ve eti üretiminin başlatılması; bu ürünlerin CHP’li belediyelere ait kent lokantaları, kreşler, Halk Et gibi sosyal projelerde kullanılması ve satışa sunulması hedefleniyor. Bu modelin hem yerel üreticiyi destekleyeceğini hem de sağlıklı gıdaya erişimi artıracağını düşünüyorum.

2-Zirai İlaç Bayileri İçin Çatı Örgütlenme: Zirai ilaç bayilerinin yaşadığı sorunların çözümü için Türkiye genelinde bir çatı örgütlenmesine gidilmesi gerektiğine inanıyorum. CHP’nin bu sürece nasıl katkı sunabileceğini ve bu fikre nasıl yaklaştıklarını sormak istiyordum.

Toplantı boyunca Oda Başkanımızın sergilediği nazik tavır takdire şayandı. Ancak, toplantının yönetiminde oda başkanının değil de il başkanının merkezde olması, mesleki içeriğin gölgede kalmasına neden oldu. Toplantıyı il başkanlığı organize etmiş olabilir ama meslek örgütlerinin etkinliğinde yönlendirici rol meslek temsilcilerinde olmalıdır.

Elbette bu toplantı bir başlangıç da olabilir. Bu tür etkinliklerin daha iyi organize edilmesi, daha fazla katılımın sağlanması ve konuşmaların daha verimli şekilde yürütülmesi mümkün. Katılım gösteren herkesin niyeti ve emeği çok değerliydi. Ancak böylesi nadir bir buluşmanın daha etkili geçmesini beklemek de hakkımız. Umarım bundan sonraki toplantılarda daha dikkatli ve hassas davranmak gerekir.