Dünya çok büyük, evren sınırsız ama bizler kendi küçük dünyamızda; kendi bilgimizin, kendi vizyonumuzun sınırları içinde yaşıyoruz. Herkes bizim gibi yaşar, bizim gibi düşünür sanıyoruz. Herkes farklı diyebildiğimiz noktada bile aslında ne kadar farklı olabileceklerini hayal edemiyoruz, o noktada bile kendi oluşturduğumuz dünya görüşünün sınırları içinden yorum yapabiliyoruz.
Çoğu insan hayatının yüzde seksenini oto pilotta yasıyor. Her gün aynı saatte çalan alarmla başlayan gün, birbirinin aynı rutinlerle devam ediyor. Aynı yoldan geçerken yoldaki değişikliği bile fark etmeyebiliyoruz. Yoldaki değişikliği belki günler sonra fark eden insan kendindeki değişikliklerin ne kadar farkında? Çok susamışım cümlesini suya rahatlıkla ulaşabilir konumda olduğunuz yerlerde dahi kurmuş olduğunuzu fark ettiniz mi hiç? Susadığınızı bile fark etmeyebiliyorsunuz susuzluktan diliniz damağınıza yapışana kadar… Kim bilir daha nelerin farkında değilsiniz?
Peki oto pilotta iken o oto pilot kim? Siz bilinçli farkındalığınızı askıya almışken sizi idare eden çok büyük bir güç var. Bilinçaltınız!
Bu büyük ve hayatımızın çoğunu yöneten gücü biraz tanırsak çok iyi olur. Bilinçaltımız rutini sever, tanıdık olan güvenli gelir ona aslında güvensiz olsa bile; o yüzden hayatımızda değişiklikler yapmak zorlar bizleri. Sigarayı bırakmak gibi faydalı bir değişiklik bile yapacak olsanız direnir bilinçaltı, bir sürü bahane üretip sizi vazgeçirmeye çalışır.
Bizler deneyimlerimizi oluşturan tüm verileri bilinçsiz düzeyde yani bilinçaltında filtreleriz bunu da önceki yerleşik inançlarımız, tutumlarımız, travmalarımızla acı tatlı hatıralarımızla yaparız. İşte bu yüzden aynı duruma farklı insanlar farklı tepkiler verirler.
Peki bu yerleşik tutumlar bize zarar veren, hizmet etmeyen hatta daha da ileri gidersek bizi hayatta mutsuz eden şeylerse ve biz tüm deneyimlerimizi bunlara göre filtrelersek ne olur? Hayatımıza benzer insanları, benzer olayları bilinçaltı düzeyde seçip onlara doğru çekiliriz ve ‘’yine mi, neden ben? ‘’ deriz.
Şimdiki halinden daha mutlu bir hayat yaşamak isteyen kişi şu ana ve geçmişe yönelik farkındalık oluşturmaya çalışmalıdır. Örneğin bir öfke patlaması yaşadınız bumu tetikleyen muhakkak bir olay oldu. Peki bu olay sizi bu tepkiyi verecek kadar neden etkiledi? Örneğin başka bir zaman olsa bu tepkiyi verir miydiniz? Ya da yerinizde bir başkası olsa farklı bir tepki verebilir miydi? Velhasıl önce tetiklendiğinizi fark edin, sonra tetikleyiciyi fark etmeye çalışın. O olay içinizde nereye, hangi duyguya dokundu da tetiklendiniz? O diğer duyguyu bulun o anda zaten tam orada, ortada duruyor, bir iç hesaplaşma gibi kafanızda dönüyor. O an tetiklendiğinizi fark edip sakinleşmeye çalışıp sonra zaten suyun yüzeyinde olan o duyguyu bulmak her zamankinden daha kolay. Artık oto pilottan en azından o konuda çıktınız, bir farkındalık oluşturdunuz artık işiniz o derindeki duygu ile çalışmak . Başka ne zaman ortaya çıkıyor? Ortaya çıktığında verdiğiniz tepkiler her zaman aynı mı? Yoğunlukları nasıl ? O duyguyu nasıl iyileştirebilirsiniz? Ne size iyi gelir? gibi çalışmalarla o alanı temizlemiş olacaksınız.
Kendinize koyduğunuz sınırlar gitgide uzaklaşırken siz de daha büyük bir dünyaya adım atıyor olacaksınız.