Dün yazımda Antalyaspor’un nasıl oyuncak haline getirildiğinden bahsettim. Özetin de özeti niteliğindeki yazı üzerine arayan, yazan çok kişi oldu. Aslında herkesin bildiği konulardı ancak insanlar sanırım hafıza tazeledi ki çok dönüş aldım.

Yazının sonunda Antalyaspor’u oyuncak haline getiren bir yöneticiden bahsedeceğimi belirtmiştim. Uzatmadan söyleyeyim. Bu isim; eski yönetici Emrah Çelik.

Antalyaspor’da yöneticilik yaparken şirketinden kulübe çek-fatura kesip, aynı evrağın tahsilatını yapan kişiden bahsediyorum. Ticarettir yapabilir.

Nuri Şahin’den aldığı 200 Bin Euro para konusu çok konuşuldu. Daha sonra mahsuplaşılıp konu kapanmıştır, sorun yok.

Yönetici olduğu dönemde kulübe 2 yıllığına otobüs kiralayıp, 2 yıllık kira parasını da peşin alıp, 2 yıllık kira parası ile satın aldığı otobüsü tekrar kulübe kiralamıştır. Dahiyane bir ticari zekadır, saygı duyarım. Başkanı Aziz Çetin uygun görmüş, genel kurul ibra etmiştir, dolayısıyla konu kapanmıştır. Eski Başkan Sabri Gülel, bu konuda 2 yıllık kiralama bedelinin, otobüsün fiyatından daha fazla olduğunu açıklamıştı. İddia doğruysa ve işlem yapılmadıysa ben de kimseyi suçlayamam.

Emrah Çelik’in Antalyaspor ile ticari ilişkilerini, Aziz Çetin’in başkanlık yaptığı 2022-2023 sezonunu inceleyen KPMG adlı uluslararası denetim şirketi detaylı olarak ortaya çıkarmıştı. Kendilerinin ve akrabalarının diş tedavileri dahil, görev yaptığı 24 aylık süreçte Antalyaspor’a 21 ay borçlu kaldığı yer alıyordu. Yasal işlem yapılmadığına ve söz konusu dönem genel kurulda ibra edildiğine göre bize de sadece hatırlatmak düşer.

İddialardan dolayı kimseyi suçlayamayız. Ancak Antalyaspor’u nasıl oyuncak haline getirdiklerini ve bırakmak istemediklerini daha iyi anlayabiliriz. Emrah Çelik de elini kulüpten çekemiyor.

Antrenör Cihat Güller’e kulüp içinden fotoğraf çektirip, o fotoğrafı sosyal medyada Başkan Sinan Boztepe’yi eleştiren yazı ile paylaştırması da bunun somut örneği. 25 yıllık antrenör, Emrah Çelik’in kötü emellerine alet olduğu ve başkanı Sinan Boztepe’nin eleştirilmesine neden olduğu için işinden oldu. Daha önce Sabri Gülel’i devirip Sinan Boztepe’nin yolunu açanlar, anlaşılıyor ki bu kez Sinan Boztepe’yi yemek için neredeyse asgari ücretle çalışan insanları kullanıp ekmekleriyle oynadı.

Cihat Güller hocama bir müjde vereyim. Sezon sonunda Emrah Çelik ve kimlerden oluştuğunu bilmediğim ekibi yönetimi tekrar ele alıp Cihat Hoca’yı göreve döndüreceklermiş.

Emrah Çelik’in ekmeğiyle oynadığı bir başka isim, çocuğunun eğitim parasını kazanabilmek için yıllardır yanımda çalışan bir kadın meslektaşımız.

Mazisi yaklaşık 1 yıla dayanan olayın kısa özeti şöyle:

Haber ajansları, geçtiğimiz yaz aylarında Emrah Çelik ile ilgili, “Yönetici olduğu dönemde Antalyaspor’un maçına bahis oynayıp tutturdu ve hatırı sayılır para kazandı” yönünde haber yapmıştı. Emrah Çelik’in mantığına göre haberi ben yaymışım. Üstelik haberi benim yaydığıma dair elinde somut deliller varmış ve itibarına zarar verdiğim için 4 yıl hapis yatabilirmişim. O dönem kendisiyle yaptığımız görüşmelerde, böyle bir şey yapmadığımı, yaptığıma inanıyorsa da yasal yollara başvurmasını ve hapis yatmak istediğimi söyledim. Bu konuda herhangi bir dava açılmadı.

Bir gazeteci elindeki haberi niye kendisi yazmaz ve yayar, bunu tartışmıyorum. Çünkü anlatacağım olayda mantığın ‘M’si yok.

Mahkeme tutanaklarına düşen bir olay gizli değildir, her gazeteci de ulaşabilir. Bizim meslekte bu tür haberleri en çok ajanslar yapar ki; bu olayda da böyle oldu. Haberi yapan ajanstaki meslektaşıma sordum, mahkeme tutanaklarını avukattan temin ettiğini söyledi.

Ancak Emrah Çelik, birkaç görüşmemizde haberi ısrarla benim yaydığımı iddia etti. Belli ki birisi fena keklemiş. Devam eden süreçte işin rengi değişti ve çirkinleşti, hatta çirkefleşti.

2025 yılı başında, yıllardır yanımda çalışan kadın gazetecinin önünü kesen Emrah Çelik, arabasına bindirdiği kadına ev adresini ve çocuğunun okuduğu okulu bildiğini, doğruları söylemesini emrediyor. Çocuğu ile tehdit edilen kadın da, belki mecbur kalarak dediği her şeye ‘evet’ diyor. Yani; Emrah Çelik’in kafasındaki senaryoya göre belgeleri ben temin etmişim, yanımda çalışan kadın gazeteci dağıtmış, ajanslar da haber yapmış.

Korkuyla ‘evet’ diyen kadın gazetecinin karşısında coşan Emrah Çelik, başkan ağabeyi ve bakan ağabeyi ile Antalya’da çok kişiyi bitirdiklerini, beni de bitireceğini söylüyor. Hatta Haziran ayında kulübü geri alacaklarını, beni bir daha Antalyaspor’a sokmayacağını da ekliyor. Haziran ayındayız, bekliyorum.

Meslektaşıma sorduğu sorulardan birisi de, “Hasan bu haberleri yaptığı için kimden kaç para alıyor?”. Bu soruya cevap vermek bile komedi olur. Sadece şunu söyleyeyim; Sen Antalyaspor’da yöneticilik yaptığın için para kazanabilirsin, ama ben yazılarım karşılığında sadece maaş alıyorum. Aksini ispatla bugün mesleği bırakayım. Ayrıca, ‘Elimde şu belge var, falan gün açıklayacağım’ diyerek tehdit ve şantaj türü habercilik yapan çok kişi var, benim 30 yıllık meslek hayatımda bu hiç olmadı, olmayacak da.

Gazete bürosuna gelen misafirlerimden, bana haberleri kimin verdiğine kadar kadın meslektaşımı sorguya tutun Emrah Çelik, kulüp içinden bazı isimler sayarak bana haberleri uçuran kişiye bulmaya çalışmış, ardından eski yöneticilerden birkaç isim sıralamış. İsim alamayınca, “Tarafını seç, ya Hasan ya ben” diyerek kadını iyice sindirmiş. Hızını alamayıp kol-bacak kırdırma konusundaki maharetlerini sıralamış.

‘Miş’li geçmiş zaman kullanıyorum, çünkü bunların bir kısmını kadın gazeteci anlattı, çoğu olayı da ikili arasındaki mesajlaşmalardan bizzat okudum. Çünkü o dönemde meslektaşımın telefonu bir süre bende kaldı ve Emrah Çelik benimle mesajlaştı. Konuyla ilgisi olmayan mesaj içeriklerinden bahsetmiyorum.

Emrah Çelik’i 6 kez arayıp görüşmek istedim, her seferinde bahaneler bulup kaçtı. Taraflardan biri söz hakkını kullanmıyorsa, diğer tarafın söylediği benim için geçerlidir. Kaldı ki mesajlaşma anında telefon bendeydi ve görüşmelerin kayıtları alındı. KVKK gereği yayımlayamıyorum ancak istenirse mahkeme yoluyla HTS kayıtları istenebilir.

Yıllardır yanımda çalışan kadın gazeteci, çocuğu ile tehdit edildiği için korkmuş ve arabaya binip muhatap olmak zorunda kalmış. Bu bir hata ve bizim meslekte ciddi bir hata. Bedeli de işten kovulmaktı. Kazandığı para ile çocuğunu okutmaya çalışan meslektaşım, doğal olarak ay sonu işinden oldu.

Emrah Çelik, tıpkı Cihat Güller’e yaptığı gibi kendi hırs ve egosu uğruna bir kişinin daha dolaylı yönden ekmeği ile oynamış oldu. Ancak gönlü zengin, eli uzun Emrah Çelik, Haziran’da kulübe geri alacağını söylediği Cihat Güller’e yaptığı iyiliği gazeteciye de yaparak, “Bir televizyon kanalı ve 2 gazetede işin hazır, korkma” diyerek ne kadar güçlü olduğunu kanıtladı. Bahsettiği kanal ve gazetelerdeki rolünü bilmiyorum ancak kendinden emin olduğuna göre etkili bir görevi var. Ancak kadın gazeteciye iş bulmadı veya bulamadı.

Siyasi ve ticari olarak bir yerlere gelenler kervanı bitmez Antalyaspor’da, Hakkında onlarca iddia olan birisi, kulübün yakasından düşmüyorsa ve bunu yaparken de şehrin ileri gelenlerinin isimlerini kullanıyorsa iyi düşünmek gerekiyor. Abisi ve bakanı arkasına alarak bitirdiği insanlar kervanına ben de girer miyim bilmiyorum, kolum-bacağım kırılır mı hiç fikrim yok. Ama Antalyaspor, oyuncak gibi kullanılmaya devam edecek.

Bahsettiğim olay, kişisel bir konu ve buraya taşıyıp taşımama konusunu çok düşündüm. Ancak Antalyaspor’u yöneten ve yönetmeye devam etmek isteyen insanların kamuoyu tarafından bilinmesi gerektiğini düşünerek yazmaya karar verdim. Çünkü Antalyaspor yöneticiliği bir kamu görevidir ve kamu görevlileri bulundukları makama layık olmak zorundadır. Olmuyorlarsa bunu kamunun bilme hakkı vardır, ben de görevini yapmış oldum.