Bugün bir dolaşayım Antalya’yı dedim, merkezi yerleri şöyle bir turladım. Hava zaten sabahtan bir ısındı başladı yakmaya…

Antalya’da yazın geldiğini en net terlemekten anlarsınız, bugün beş dakikada bir litre terlemişimdir kesin. Oturduğum yerde terliyorum, yürüyorum ayrı terliyorum.

Beyaz giyiniyorum, terliyorum, terlik giyiyorum terliyorum. Yok böyle bir terleme ama…

Yürüdükçe terliyorum, bir bakıyorum turistleri o sıcakta ince giyinmişler, bembeyaz tenleri, bembeyaz giysileri sıcağa rağmen bana işlemez bu sıcaklar diyerek gidiyorlar.

Rus turistler sıcaklara merak sarıyor o belli, ya biz yerel halk ne olacak?

Havlu ile dolansam yeridir. Utanmadan sıkılmadan yürümeliyim bence, sokaklarda esnaf dışında tek tük insan var. Turistlere hayran kaldım açıkçası, onların gezmesini kendi gezmem gibi sayıyorum ancak benim gezmem onlar gibi güçlü olmuyor.

Antalya’nın soğuk havalarında yürümek ayrı dert sıcak havalarında yürümek ayrı dert…

Cumhuriyet Meydanı’nda insanlar yoktu, güvercinler vardı ki onlarda tek tüktü aman aman yoğun değildi.

Şunu anlıyorum ben, sıcaklar insanları evlere sokuyor. Akşam serinliği gelince rahat rahat dolaşıyor insanlar.

Sıcaklarda güneş kremi kullananlardanım ancak gel gör ki bir işe yaramıyor. Kömüre dönüyor tenim.

Soğuklarda dolaşmak da ayrı bir dert elbette, terleyen o giysiler…

Ne giyineceğiz bilmiyorum açıkçası…

Her neyse sıcaklar çok terletmeden güzel günler görelim hep birlikte…