Antalya, yalnızca bir liman kenti değil; tarih boyunca doğudan, batıdan, kuzeyden ve güneyden gelip burada kesişen yolların, kaderlerin ve kültürlerin buluştuğu bir eşik oldu. Bu yazıda, Osmanlı’nın Antalya’ya ilk girdiği yıllara ve bu topraklarda yeni bir düzen kurarken nasıl bir toplumsal doku oluşturduğuna bakacağız.

Osmanlı, Antalya’ya ilk adımını 1391’de Yıldırım Bayezid döneminde attı. Teke Beyliği’ne son verilmiş, şehir Osmanlı’ya katılmıştı. Ancak bu egemenlik uzun sürmedi. 1402’deki Ankara Savaşı Osmanlı’yı sarstı, Anadolu’da düzen bozuldu, Antalya da yeniden Teke Beyliği’ne geçti. Fakat bu geçici bir dönüş oldu. 1423’te II. Murad’ın seferiyle Antalya bu kez kalıcı olarak Osmanlı topraklarına katıldı. Ve işte o tarihten sonra bu şehir, Osmanlı’nın Teke Sancağı olarak yeni bir kimlik kazandı.

Antalya’da sadece bir yönetim değişikliği yaşanmadı; aynı zamanda büyük bir nüfus ve kültür dönüşümü başladı. Osmanlı, fethettiği yerlerdeki nüfus yapısını düzenlemeyi severdi. Bu çerçevede Karamanlı Türkler, yani Karaman Beyliği’nin eski mensupları, Antalya ve çevresine yerleştirildi. Bu insanlar savaşçıydı, göçebeydi, üretkendi. Yeni geldikleri bu coğrafyada tarıma, hayvancılığa, zanaata ve ticarete hız verdiler. Onlarla birlikte, Antalya’da Osmanlı düzeni yalnızca camilerle, medreselerle değil, gündelik yaşamla da inşa edilmeye başlandı.

Bugün Antalya’yı gezerken birçok yer adı, hatta soyadında bile Karamanlıların izini görmek mümkündür. O yıllarda Osmanlı, yalnızca bir sancak kurmuyor, aynı zamanda bir aidiyet yaratıyordu. Teke Sancağı sadece bir harita parçası değil, kök salan bir bellekti.

Ama her şey güllük gülistanlık da değildi. Dağ köylerinde eski düzene sadık kalan gruplar vardı. Merkezin otoritesine karşı çıkan yerel beyler, köy ağaları, zaman zaman küçük çaplı direnişlere de kalkıştı. Fakat Osmanlı sabırlıydı. Baskıyla değil, kurumlarla, teşkilatla, zamanla çözmeyi bildi.

Ve böylece Antalya, Osmanlı’nın klasik dönem sancaklarından biri haline geldi. Nezih, zengin, ama her zaman hareketli bir kıyı kenti…

Tarih sadece zaferleriyle değil, göçleriyle, isyanlarıyla, uyumlarıyla ve çelişkileriyle anlam kazanır. Antalya da bu anlamın tam ortasında yer alır. Osmanlı’nın gelişi, Karamanlıların yerleşimi ve yerel halkın bu değişime verdiği tepkiler… Bunların hepsi bugün bu şehirde hâlâ nefes alan birer iz.

Antalya’nın belleği canlıdır. Bu şehrin her sokağında, her evinde, hatta her mutfağında o dönemin izleri vardır. Bir sonraki yazımızda bu izlerin toplumsal hayattaki yansımalarına birlikte bakacağız.

Kaynakça

· İnalcık, Halil. *Osmanlı'da Devlet, Hukuk, Adalet*. İstanbul: Eren Yayıncılık, 2000.

· Öztuna, Yılmaz. *Büyük Türkiye Tarihi*. Cilt 3. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1994.

· Yinanç, R. Mümtaz. 'Teke Sancağı ve Osmanlı İdaresi Altında Antalya', *Belleten*, cilt 19, sayı 76, 1955.

· Evliya Çelebi. *Seyahatname*, Cilt 9. (Antalya bölümü).

· İA (İslam Ansiklopedisi), 'Teke Sancağı' ve 'Karamanlılar' maddeleri.